MERT SAYAN – HABER MERKEZİ
Suriye’de Esad rejiminin yıkılmasıyla birlikte, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmeye başlaması yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Suriye’deki gelişmeler bu ülkeyi, milyonlarca işgücünün ve binlerce yatırım sahibinin ülkemizden ayrılması ise Türk ekonomisini ne yönde etkiler?
Suriye'de Esad rejiminin iç savaş sürecindeki politikaları, 2011 yılından bu yana ülke ekonomisinde derin tahribatlara yol açtı. Gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 85 oranında daralması, yoksulluk oranının artması ve dış ticaretteki ciddi düşüş, Esad rejiminin çöküşüyle birlikte ekonomik toparlanma beklentilerini de beraberinde getiriyor. Özellikle İsrail operasyonları ve Suriye’deki olumsuz hareketlilikler, Türkiye’nin ekonomik göstergelerini etkileyecek.
Ekonomist Salih Kaya, Suriye’deki gelişmeleri ve bunun Türkiye’ye olası yansımalarını Samimi Haber’e anlattı.
Suriye’deki gelişmelerin belli bir angajman dahilinde gerçekleştiğini ifade eden Kaya, bu gelişme çerçevesinde yurtdışı piyasalarındaki hareketlere değinerek; “Piyasalar önceden satın almayı gerçekleştirmişti. Bu nedenle Suriye’deki gelişmeler yurtdışı piyasalarında çok büyük bir değişikliğe yol açmadı” dedi.
Kaya, Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin ekonomik anlamda olumsuz sonuçlar doğurabileceğine işaret etti. Bu dönem içerisinde özellikle Türkiye’nin kendi finansal gücünü daha da geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Kaya, şunları söyledi:
“Suriye’de kısa bir dönem içerisinde büyük dalgalanmalar beklenilmelidir. Orta vadede bile sıkıntıların sürebileceği görüşündeyim. Ancak, yakın bir gelecekte olası sorunlara gebe gözüküyor. Böylelikle İsrail operasyonları ve Kuzey Suriye’de önemli olumsuz hareketlenmeler beklenmelidir. Bu yeni oluşumlar maalesef ülkemizi olumlu yönde etkilemeyecektir”.
Yönetilen ve yönlendirilen fiyatlamalarda döviz ve TL kurunda, özellikle 20 Ocak sonrası dalgalanma beklediğini ifade eden Ekonomist Salih Kaya, Türkiye’deki Suriyelilerden, çok sınırlı bir miktarda geri dönüş olabileceğinin altını çizdi. Bu dönemde, altının ciddi bir yatırım aracı olmaya devam edeceğini hatırlatarak; “Varsayalım, yüzde 15 seviyesinde bir geri dönüş yaşanırsa; istihdamda yüzde 20’lik bir kayıp yaşanır. Üretim maliyetlerinde ise (sanayide düşük ücrete razı olan, ucuz işgücü kaybı) yaklaşık yüzde 17 seviyelerinde maliyet artışına neden olabilir. Sonuçta, enflasyonist bir baskı yaratabilir. Ülkemizde bununla ilgili sorunların devam edeceği anlaşılmaktadır” şeklinde konuştu.