Mustafa Arular'ın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemesiyle ilgili verdiği ifadede, Adnan Oktar'ın "Harun Yahya" takma ismini kullandığını ve Cavit Yalçın'ın da bu isim altında yazılan kitapların aslında Adnan Oktar'a ait olduğunu belirttiği görülüyor. Ayrıca, bu kitapların sol görüşlü semtlerde tepki çektiği ve satılmadığı için farklı takma isimler kullanıldığını ifade ediyor. Bu ifadeler, Adnan Oktar'ın kitaplarıyla ilgili kamuoyunu yanıltma veya kitapların satışını arttırma amacıyla farklı takma isimler kullandığına dair önemli bir detayı ortaya koyuyor.

Eziyet yöntemleri geliştirmiş

Adnan Oktar'a yönelik hazırlanan iddianamede, örgüt liderinin müritlerine yönelik uyguladığı şiddet ve eziyetlere dair çarpıcı ifadeler yer alıyor. Müşteki E. A.'nın 22 Mayıs 2018'deki ifadesinde, Oktar'ın 1997-98 yıllarında müritlerini dövdüğü, aşağıladığı, saç kesme gibi cezalar verdiği ve hatta cinsel istismarda bulunduğu iddiaları yer alıyor. Bu ifadeler, Oktar'ın örgütünde ciddi insan hakları ihlalleri olduğunu gösteriyor.

AK Parti içinden Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’ye ağır suçlamalar AK Parti içinden Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’ye ağır suçlamalar

Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen Beril Koncagül'ün verdiği ifadede, Adnan Oktar'ın A9 TV canlı yayınlarında kendisine istediği gibi bakmayan kızlar için eziyet yöntemi geliştirdiği iddiaları yer alıyor. Koncagül, yayınların ardından stüdyodan Dragos'a geçtiklerinde, yayın esnasında bakışını beğenmediği kızları yanına çağırttığını ve bu kızlara sabaha kadar küfür içeren hakaretlerde bulunduğunu, uyutmak ve adeta işkence etmek suretiyle eziyet ettiğini belirtiyor. Bu ifadeler, Oktar'ın kızlara yönelik psikolojik ve duygusal şiddet uyguladığına dair ciddi iddiaları ortaya koyuyor.