Gündem

Sosyal medyayı “terör” için kullanıyorlar; Telegram ilk sırada

Sosyal medyanın tüm dünyada etkisinin artması terör örgütlerinin de örgütlenme araçlarının en başında gelen aygıt olmasına yol açtı. Öyle ki, DEAŞ terör örgütü sosyal medya hesaplarını sanal eğitim kampı olarak kullanıyor. Hatta terör saldırıları organize ediyor.

Abone Ol

Ercan Küçük - Haber Merkezi

Son yıllarda gelişen teknolojik imkânlar ve gelişen dünya, her alanda olduğu gibi terör örgütlerinin de işlerini kolaylaştırdı. Gelişen teknolojiyle birlikte terör örgütleri yeni imkân ve kabiliyetler kazandı. Bu alan terör örgütleri için daha az maliyetle daha çok kitleye ulaştığı örgütlenme, hatta eğitim alanı haline geldi.

Terör örgütlerinin sosyal medya faaliyetlerini Samimi Haber’e anlatan gazeteci Erkin Öncan, terör saldırıları ve bazı grupların göç, hayvan düşmanlığı, ırkçılık gibi başlıklarda organize olmaya çalıştığı uyarısında bulundu. 

Moskova saldırısında Telegram detayı

Terör örgütü DEAŞ dijital araçlar ve sosyal medyayı hem örgütlenme hem propaganda hem de eğitim aracı olarak çok etkin kullanan bir örgüt. Facebook, Twitter, YouTube, sohbet odaları, bloglar, mesajlaşma sistemleri ve çok sayıda sosyal medya platformu, DEAŞ'ın savaşçıları ve destekçileri tarafından gerçekleştirilen şiddet eylemlerini yansıtıp sergilemektedir.

Twitter’ın DEAŞ hesaplarını kapatmasıyla örgüt, duyurularını 2015 yılı Eylül ayından itibaren şifreli mesajlaşma uygulaması Telegram aracılığıyla yapmaya başladı. Bundan sonra örgüt öyleki DEAŞ Sözcüsü Ebu Ömer el Muhacir, Kureyşi’nin öldüğünü doğrulayarak örgütün yeni lider olarak Ebu el-Hasan el-Haşemi el-Kureyşi’yi seçtiklerini de Telegram üzerinden sesli bir mesaj ile açıklamıştı. Hatta Rusya’nın başkenti Moskova’da 40 kişinin öldüğü 100'den fazla kişinin yaralandığı silahlı saldırıyı da IŞİD'in Telegram kanalı, Moskova'da düzenlenen saldırıyı IŞİD'in üstlendiğini açıklamıştı.

Erkin Özcan

“En kullanışlı platform Telegram”

DEAŞ özelinde terör örgütlerinin sosyal medya faaliyetlerini bu örgütleri ve propaganda faaliyetlerini yıllardır takip eden Gazeteci Erkin Öncan ile konuştuk. Örgütlerin sosyal medyayı birden fazla alan için kullandığını, en çok Telegram’ın tercih edildiğini vurgulayan Öncan şöyle konuştu:

Terör örgütleri için sosyal medya hep çok önemli oldu. Sosyal medya araçlarının gelişimi ve anonimliğin korunabildiği platformların çoğalmasıyla birlikte ise bu alan aynı zamanda örgütlenme, hatta eğitim alanında dahi kullanılır oldu. Örneğin, yüz yüze eğitim gerektirmeyen ufak çaplı patlayıcılardan çeşitli eylem biçimlerine dair çok sayıda eğitim içeriği yayınlandığı görülüyor.

Bu terör örgütleri aslında bulunabildikleri her platformda yer almaya çalışıyorlar. Sosyal medyanın hem örgütlenme, hem güvenli iletişim, hem de propaganda gibi birden fazla kullanım alanı var ve aslında farklılık gösterebiliyor. Ancak bütün bu gereksinimlerin ortaklaştığı en kullanışlı platform Telegram. Yani bugün bir terör örgütü, hem iletişim, hem de örgütlenme için yalnızca Telegram'ı kullanabilir.

Son dönemde gizli discord sunucuları gibi yeni araçların da öne çıktığı görülüyor, ancak kullanım rahatlığı ve güvenlik bakımından bence Telegram hala en çok tercih edilen uygulama.

Özellikle PKK ve IŞİD Telegram'ı çok aktif kullanıyor. IŞİD Küresel düzeyde bir tehdit olarak kabul edildiği için, açtıkları kanallar sıkça kapatılıyor ancak Telegram'ın doğası gereği yeni kanallar çok rahat açılabiliyor.

İletişim, örgütlenme, belge aktarımı, düzgün konum hizmeti, gizli sohbetlerdeki güvenlik ve benzeri artılar bunun sebebi.”

FETÖ’nün tercihi farklı yönde

Öncan, FETÖ’nün diğer örgütlerden farklı yol kullandığına dikkat çekti. FETÖ’nün ilk tercihinin ByLock olduğunu belirten Öncan şunları söyledi:

FETÖ ise bu konuda bildiğim kadarıyla daha ayrı bir yerde. Daha çok ünlü ByLock gibi spesifik bir topluluğun iç iletişimine hizmet eden uygulamalar kullanıyor. (Ör. Telegram hem mesajlaşma, hem de sosyal medya uygulaması, kanallar vs)

FETÖ bugüne kadar ByLock dışında gizli araçla propaganda yapma ihtiyacı da duymadı aynı zamanda. YouTube, Twitter gibi büyük platformlarda rahatça yayın yapabiliyorlar.”


Kuruldukça kapatılıyor, kapatıldıkça açılıyor

Peki terör örgütleri lehine faaliyet gösteren bu sosyal medya grupları tek bir merkeze mi bağlı faaliyet gösteriyor? Yoksa daha küçük hücreler halinde mi? Erkin Öncan bu konuda farklı örgütlerin farklı bir yöntem kullandığına dikkat çekti:

IŞİD'in propaganda içerikleri tek merkezden üretiliyor ve bu konuda dikkatliler. Ancak söz konusu sosyal medya hesapları olduğunda, sürekli yasaklanmanın yarattığı boşluğun sempatizanlarca kurulan, bir nevi hayran hesaplarıyla doldurulmaya çalışıldığı görülüyor.

Yani, bilgi (yayın, açıklama vb) tek kaynaktan gelse bile, yayılması ise birden fazla yarı resmi veya gayriresmi kanallar eliyle yapılıyor. Evet bir zamanlar IŞİD'in merkezi sosyal medya hesapları vardı, şimdi bunlar kuruldukça kapatılıyor. Sempatizan hesapları da sayısı nedeniyle denetlenmesi zor ve kapatılsa bile her zaman yenisi açılıyor. Dolayısıyla, özellikle IŞİD konusunda, örgüt adına yayın yapan kanalların ne kadarı organik ne kadarı değil, artık tespiti çok zor. PKK ise merkezi propaganda kanallarını hala koruyor.”

Telegram'ın bile tamamen engelleme gücü yok

Zaman zaman IŞİD’e bağlı faaliyet gösteren hesapların kapatıldığını medyada yer alıyor. Peki bu hesapla nasıl kapatılıyor? Kullanıcıların şikayetleriyle mi? Uygulamaların kendi takip sistemleri mi var? Öncan bu soruları şu şekilde cevap verdi:

Hesap kapatma süreçlerinde, özellikle Telegram'ın döneme ya da örgüte göre farklı tutumlar aldığını söylemek mümkün. Telegram'ın Türkiye iletişimi neredeyse yok denecek kadar az. Ancak Rusya başta olmak üzere, uygulamanın yaygın kullanıldığı ülkelerin Telegram ile iletişimi var. Telegram, örneğin IŞİD gibi ulusal güvenliğe doğrudan tehdit oluşturan örgütlerin hesaplarını kapatmak konusunda zaten çok hassas, ancak örneğin Ukrayna yanlısı kanalların engellenmesi talebini reddetmişlerdi. Bu konuda kendilerine has bir anonimite ve ifade özgürlüğü anlayışları var.

Öte yandan, vatandaşlar da şikayette bulunabilseler de, vatandaşların, devletlerin ve hatta Telegram'ın kendisinin bile bir yapıyı tamamen engelleme gücü yok çünkü uygulama, kullanıcılara tam anonimlik içinde kanal açma yetkisi veriyor.

Son dönemde sıkılaştırılan 'telefon numarasıyla kaydolma' ve bu yolla hesap sahibinin tespiti gibi yollar da terör örgütlerini geçtim, sıradan kullanıcıların dahi kolayca aşabilecekleri bir durum. Öte yandan, telegramın da bir takip sistemi olsa bile, uygulama sahte numarayla kanal/hesap açmaya çok müsait.”

Türkiye’de de Moskova benzeri terör saldırısı olur mu?

22 Mart 2024'te Rusya’nın başkenti Moskova’da bulunan Crocus City Hall müzik mekanında meydana gelen saldırıyı düzenleyen DEAŞ üyesi saldırganlardan biri sorgusunda, "Abdula bana bunu nakit karşılığında yapma teklifini mesaj attı. Telegram üzerinden para aldık. Kim olduklarını bilmiyorum." ifadelerini kullandı.

Saldırıyı terör örgütü DEAŞ, Telegram kanalı üzerinden üstlenmişti. Türkiye’de de benzer şekilde sosyal medya üzerinden bir terör saldırısı ihtimali var mıdır? Öncan, bu konuda sadece terör saldırısı değil, sosyal krizlere karşı da uyarılarda bulundu:

“Ben ne yazık ki ülkemizde terör saldırılarının kesinlikle artacağını öngörüyorum. Yalnızca terör saldırıları değil, sosyal krizler tetikleme potansiyeline sahip göç, hayvan düşmanlığı, Irkçılık gibi başlıklarda organize olmaya çalışan çok fazla grup var. Bunlar, güçleri ve Türk güvenlik bürokrasisinin bu konudaki hassasiyeti nedeniyle şimdilik etkili görünmüyor olabilirler, ancak herhangi biri bir kıvılcım işlevi de görebilir.”

“Yasaklamak, kapatmak çözüm değil”

Öncan, “Türkiye, terör örgütlerini sosyal medya faaliyetlerine karşı neler yapabilir?” Sorusuna verdiği cevap yasaklamanın işe yaramayacağını belirtti. “Terör örgütleri her zaman yeni araçlar bulabiliyor.” diyen Öncan şöyle konuştu:

Bütün bu risklere karşı yasaklama, uygulama kapatma vb. seçeneklerin işe yarayacağını düşünmüyorum. Özellikle terör örgütleri de kullanıyor diye bir aracı yasaklamak, o aracı kullanan sıradan kullanıcıları mağdur etmekten başka bir işe yaramıyor, çünkü terör örgütleri her zaman yeni araçlar bulabiliyor. Dolayısıyla, bana kalırsa burada en büyük iş önleyici istihbarata düşüyor. Kapılardan kimin geçeceğini önceden bilmek kapıları mühürlemekten çok daha etkilidir. Ülkemizin ilgili kurumlarının özellikle dijital alanda yeni çalışmalar yaptıkları biliniyor, ancak bildiğim kadarıyla bu konuda henüz yeterli yetkinliğe ulaşabilmiş değiliz. Bu da, ülkemizde stratejik kurumlarındaki kadro istihdamında yenilikçi stratejiler uygulanmasını gerektiriyor. Ülkemizin en stratejik kurumlarının bir terör örgütü tarafından işgal edildiği gerçeğiyle yaşamamız, bu durumdan durmaksızın dersler çıkararak, liyakat esaslı bir kadro politikasının tam kapsamlı bir şekilde uygulanması gerekiyor."

Katılım link üzerinden

Terör örgütlerini sosyal medyada takip eden, ifşa edip güvenlik güçlerine bildiren sanal faaliyet yürüten kullanıcılar da var. Bu kullanıcılardan birisi Samimi Haber’e yaptığı açıklamalarda başta Telegram olmak üzere discord ve deepweb gibi yöntemler kullanıldığını aktardı.

Bu grupların ortalama 3 ay açık kaldığını, Telegram tarafından sık sık kapatıldığını vurgulayan kullanıcı, gruptakilerin yaş ortalamalarının genelde 30-40 olduğunu belirtti. Gruplarda gizliliğin temel prensip olduğuna dikkat çeken kullanıcı, “Kanallar gizli dışardan kimse göremiyor giremiyor. Kanal yöneticilerin paylaşım yaptığı link üzerinden katılım sağlayabilirsiniz. Sohbet muhabbet ediyorlar, bölgemizde yaşan olayları konuşuyorlar. Grup içinde terör örgütü” dedi.

İsrail Yemen’i bombaladı... Çatışma büyüyecek mi? İsrail Yemen’i bombaladı... Çatışma büyüyecek mi?