Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi sonrası Zafer Partisi Genel Merkezi'nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Özdağ; seçim süreci,CHP ile imzalanan protokol, sığınmacılar ve seçim sonrası süreç ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Yabancı seçmen ithaliyle kazanmıştır

"Erdoğan seçimleri yabancıların oyları olmadan kazansaydı kendisini tebrik ederdim. Ancak Erdoğan seçimleri büyük ölçüde Türk halkının seçme ve seçilme hürriyetini kısıtlayan yabancı seçmen ithaliyle kazanmıştır. Zafer Partisi, Recep Tayyip Erdoğan'ı tebrik etmemekte kararlıdır. Zafer Partisi, Mayıs 2023 seçimlerinden istediği sonucu rakamsal olarak alamamıştır. Partimiz, 1 milyon 529 bin 119 oyla yüzde 2,2'de kaldı. Sonucun böyle olmasında Türk siyasetinin Erdoğan'a nefret ve Erdoğan'a sevgi ekseninde Millet ve Cumhur ittifakları şeklinde ikiye bölünmüş olmasının etkisi vardır. Bu duygu seli seçmenin rasyonel program üzerinden oy vermesini büyük ölçüde engellemiştir. Keza Zafer Partisi'ne uygulanan büyük medya ambargosu, anket firmalarının bilinçle görmemezlikten gelmesi politikaları sonucunda almış olduğumuz oy bizi tatmin etmedi. Partimizin seçim bütçesinin olağanüstü küçük olması da bu sonucu ortala çıkartan bir diğer faktördür. Zafer Partisi'nin öncülüğünde kurulan ATA İttifakı'nın adayı Sinan Oğan yüzde 5,12 oy almıştır. Bu sayede Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalmıştır. Israrla yok sayılmak istenen, görmemezlikten gelinen Zafer Partisi, Türk siyasetinin temel parametrelerini yeniden belirlemiştir. Bu süreçte Zafer Partisi olarak bizimle görüşme talep eden Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Numan Kurtulmuş ile görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmelerde odak noktamız Türkiye'nin ana sorunları ve çözüm yolları üzerinde mutabakat aramak olmuştur. Özellikle 13 milyon sığınmacı ve kaçağın vatanlarına dönüşleri konusunda muhataplarımızın pozisyonlarını anlamak istedik. CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu Zafer Partisi'nin Anadolu Kalesi projesini kabul etti. Sayın Numan Kurtulmuş ise "Siz bize destek verin, biz hallederiz" şeklinde meseleye yaklaştı. Ben de kendisine gülerek şu cevabı verdim, "Bana tek parti döneminin Ankara Valisi Tandoğan'ı hatırlatıyorsunuz. "Komünist olunacaksa biz oluruz" diyorsunuz. Hayır, Numan Bey siz sığınmacıların geri dönüş politikasın gerçekleştiremezsiniz. Bizden destek istiyorsanız bu desteği size ancak sığınmacıların vatanlarına geri dönüş sürecini Zafer Partisi olarak biz yönetirsek destek veririz" şeklinde oldu. Sonradan bazı iktidar çevrelerinde, "Zafer Partisi bizden bakanlık istedi" diye yorumlar yapıldı. Ne istememizi bekliyordunuz? Yeni bir hükümetin kurulması sürecinde bizden destek istiyorsunuz da biz sizden ne isteyecektik?

Kılıçdaroğlu'na destek konusunda elimiz kolumuz bağlanmıştır

Sinan Oğan'ın Cumhur İttifakı'nın adayına destek vereceğini açıklaması kişisel siyasi tercihi olmuştur. Bu açıklamanın Zafer Partisi'ni bağlamadığını daha önce de dile getirdik. Biz Zafer Partisi olarak AKP hükümetlerin yarattığı yıkımı durdurmak, enkazı kaldırmak ve milletimize çözüm yolunda taze bir başlangıç yapmak için Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'yla ikinci kez görüştük. Bu görüşmeler neticesinde Cumhuriyetimizin kuruluş ilkeleri ve felsefelerinin savunulacağını teyit ettik. Kimse anayasamızın ilk dört maddesini, Türk milletinin tanımının yapıldığı 66. maddeyi sorgulayamaz. Bu süreçte FETÖ, PKK, IŞİD'e karşı izlenecek stratejik terörle mücadelenin önemini vurguladık ve teyit ettirdik. İkinci tur verilerine baktığımızda seçime katılım oranı düşmesine rağmen Sayın Kılıçdaroğlu'nun oy sayısı ve yüzdesi artmış, ilk turda iki aday arasında bulunan yüzdesel makas ikinci turda kazanmaya yetmese de Sayın Kılıçdaroğlu lehine kapanmıştır. Bu durum bize Sayın Sinan Oğan'ın oylarının ağırlıklı olarak Kemal Kılıçdaroğlu'na yöneldiğini göstermektedir. Esasen bu oylar, ATA İttifakı'nın oylarıydı. Eğer bu süreçte elimiz kolumuz adeta bağlanmasaydı, son üç buçuk günde protokolün imzalanmasından sonra da Millet İttifakı içindeki belirli müdahalelerden dolayı Zafer Partisi'nin Kemal Kılıçdaroğlu'na verebileceği destek konusunda elimiz kolumuz bağlanmıştır. Eğer elimiz kolumuz bağlanmasaydı etkimiz çok daha yüksek olurdu. Ancak bu üç buçuk günlük süre içerisinde Zafer Partisi üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır.

Seçimin kaderini vatandaşlık alan sığınmacılar belirlemiştir

Yine bu seçim sonuçları bize göstermiştir ki vatandaşlık alan sığınmacılar seçimin kaderini belirlemişlerdir. Zafer Partisi kurulduğundan bu yana sığınmacı ve kaçakların yarattığı ekonomik kriz, milli güvenlik krizi, demografik krizin yanında vatandaşlık verilerek oy kullanmalarının Türk milletine haksızlık olduğunu dile getirmiştir.

Bu galibiyet, bir Pirus Zaferi'dir

Özdağ, "Seçim sonuçlarının kazananı olan Erdoğan için bu galibiyet, bir Pirus Zaferi'dir." vurgusu yaparak bir diğer ifadeyle galibiyet gibi görünen mağlubiyettir. Tüm kaynakları yanlış kullanarak geldiği bu noktada ekonomiyi gireceği büyük türbülanstan çıkarma görevi Sayın Erdoğan'ın üzerindedir." dedi. Ancak üzülerek söylüyorum ki AKP hükümeti, Erdoğan bunu başaramayacaktır ve Türk milletinin son varlıklarını BOTAŞ'ı, Türk Hava Yolları'nı, Devlet Demiryolları'nı satmaya hazırlanmaktadır. Açıkçası Türkiye modern kapitülasyonlar dönemine girmiştir ve Anadolu üzerinde sadece milletimiz, o da sığınmacıların belirleyeceği çerçevede yaşamaya başlamıştır. Burada sahip olmaktan çıkıp kiracı olmaya doğru hızla dönüşüyoruz. " şeklinde konuştu.