Özel Haber

Sağlık İstatistikleri 2023 Yıllığı yayınlandı: Kızamıkta 50 kat artış, aşılamada düşüş

Sağlık Bakanlığı 2023 Sağlık İstatistikleri Yıllığını yayınladı. Yıllıkta sağlık sisteminde 2023 yılında yaşanan gelişmeler yer aldı.

Abone Ol

Ercan Küçük - Haber Merkezi

Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2023 Haber Bülteni 39 Eylül’de yayınlandı. Açıklanan istatistiklerde kızamık hastalığının yaklaşık 50 kat artması ve aşılama hızındaki düşüş ile hekime müracaat sayılarındaki yükseliş dikkat çekti. Verilere göre, birinci, ikinci ve üçüncü basamaklarda kişi başı hekime müracaat sayıları yüzde 11’4 çıkarken, bir yılda 1 milyara yakın hekime başvuru yapıldığı görüldü.

Yıllıkta kategori kategori istatistikler açıklandı. Mortalite İstatistikleri başlığı altında verilen verilere göre bebek ölüm hızı (1.000 canlı doğumda) 2023 yılında 9,8 olarak gerçekleşti. 1.000 canlı doğumda 2022’de 9,1 olan bebek ölüm hızı 2023’te 9,8, neonatal ölüm hızı 6,0 ve beş yaş altı ölüm hızı 14,0 olarak gerçekleşti. Bölge bazında bakıldığında ise 1.000 canlı doğumda bebek, neonatal ve beş yaş altı ölüm hızının en düşük olduğu bölge Doğu Marmara oldu. 2023 yılında 100.000 canlı doğumda anne ölüm oranı ise 13,5 oldu.

Kızamıkta korkutan artış

Kızamık hastalığında dünyadaki yükseliş Türkiye’de de görüldü. 2022 yılında Türkiye’de 103 olan kızamık toplam vaka sayısı 2023 yılında 5.088 oldu. Vaka artışındaki yükselişin en büyük sebebi olarak covid pandemisi döneminde bazı grupların başlattığı aşı karşıtı kampanyalar gösteriliyor. AIDS’de 2022’de 84 olan toplam vaka sayısı 2023’te 72’ye düştü, sıtmada vaka sayısı 278’den 288’e yükselirken, tüberkülozda toplam vaka sayısı 9723’ten 9408’e geriledi.

Aşılama hızlarında düşme

Bültenin Hastalıkların Önlenmesi ve Sağlığın Korunması ile İlgili İstatistikler başlığı altında aşılama rakamlarına yer verildi. 2022’deki rakamlarla karşılaştırıldığında aşılama hızında düşüşün yaşandığı görülüyor. 2022’de 99.5 olan DaBT 3 aşılama hızı 2023’te %98,8 olarak gerçekleşti.

2022 istatistikleriyle karşılaştırıldığında BCG aşılama hızı %98.1’den %96,0’a, HBV 3 aşılama hızı %99.3’ten %99,0’a, KPA Rapel %95.3’ten %95.2’ye geriledi. KKK aşılama hızında değişiklik yaşanmadı. Bölge bazında bakıldığında tüm aşılama hızlarının en yüksek olduğu bölge Batı Marmara oldu.

2023 yılında hastanede gerçekleşen doğumların canlı doğumlar içindeki oranı %97,5 oldu. Bu oran 2022’de %97.3 olarak açıklanmıştı. Antenatal bakım kapsamı (en az 1 ziyaret) %99,57 olarak gerçekleşti. Sezaryen ameliyatının canlı doğumlar içindeki oranı %61,5 ve primer sezaryen ameliyatının canlı doğumlar içindeki oranı %32,4 oldu.

Yatak sayısında artış

Sağlık Hizmeti Verilen Kurum ve Altyapı İstatistiklerinde aktif olarak hizmet veren hastanelerin sınıflandırılmasına yer verildi. Açıklanan verilere göre 2023 yılında 1.566 hastane aktif olarak hizmet verdi. 2022 yılında Sağlık Bakanlığı hastane sayısı 915 iken 2023 yılında 933’e yükseldi. Üniversite hastane sayısı 68, özel hastane sayısı 565 oldu.

2023 yılında aktif olan hastane yatağı sayısı artarak 266.594’e ulaştı. Sağlık Bakanlığı, üniversite ve özel sektörün hastane yatağı sayıları 2022 yılında sırasıyla 163.207, 43.914 ve 55.069 iken 2023 yılında 167.649, 43.878 ve 55.067’ye yükseldi.

Yoğun bakım yatak sayısı 2022 yılına göre artış göstererek 48.966’ya ulaştı. Erişkin yoğun bakım yatak sayısı 32.787, çocuk yoğun bakım yatak sayısı 2.522 ve yenidoğan yoğun bakım yatak sayısı 13.657 oldu.

511 donanımlı ambulans, 13 helikopter ambulans, 2 uçak ambulans ve 6 deniz ambulans ile acil sağlık hizmeti verildi. 2023 yılında 231 kar paletli ambulans, 92 yoğun bakım ve obez ambulans ile 49 yenidoğan ambulans hizmet verdi.

Sağlıkta yük arttı

2023 yılında toplam hekime müracaat sayısında yükseliş dikkat çekti. 2022’de 854.328.324 olarak gerçekleşen hekime müracaat sayısı 2023’te 973 milyon 519 bin 87’ye yükseldi. 2023 yılında hekime müracaatın %43,3’ü birinci basamak sağlık hizmeti veren kurumlara yapılırken, %56,7’si ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarına yapıldı.

Kişi başı hekime müracaat sayısı 2022’de 10’dan 2023’te 11,4’e yükseldi, kişi başı diş hekimine müracaat sayısı 0,68 ve yatak doluluk oranı 58,2 olarak gerçekleşti.

Sağlık personeli sayısı 2023 yılında arttı. Toplam hekim sayısı 2022 yılında 194.688 iken %4,9 artış göstererek 2023 yılında 204.223 oldu. Toplam personel sayısı ise 1.350.528’den 2023 yılında 1.413.921’e yükseldi. Hemşire, ebe ve diğer sağlık personelini kapsayan yardımcı sağlık personeli sayısı bir önceki yıla göre %7,2 artarak 574.254 oldu.

2023 yılında tüm ünvanlarda 100.000 kişiye düşen personel sayısı bir önceki yıla göre arttı. 2022 yılında 100.000 kişiye düşen toplam hekim sayısı 228 iken 239’a, 100.000 kişiye düşen toplam diş hekimi sayısı ise 50 iken 54’e yükseldi. Tüm bölgelerde 100.000 kişiye düşen toplam hekim sayısı bir önceki yıla göre artış gösterdi.

Yerli ilacın payı arttı

Sağlıkta 2023 verilerinde yerli ilacın payının arttığı görüldü. Açıklanan verilere göre toplam ilaç satış değerinde yerli ilacın payı 2023 yılında artarak %57,8 oldu. 2023 yılında satılan ilaçların kutu bazında %61,5’ini eşdeğer ilaçlar, %35,4’ünü ise referans ilaçlar oluşturdu. Yerli ve ithal ilaçların satış değerinin payı %57,8 ve %42,2 olarak gerçekleşti. Geri ödeme kapsamında olan ilaçların satış değerlerinin payı 2023 yılında %89,4 oldu.

Ankara Tabip Odası’ndan tepki

Ankara Tabip Odası (ATO) Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2023 Haber Bülteninde açıklanan verilerle ilgili internet sitesinden açıklama yayınlayarak değerlendirmelerde bulundu. İş yükünün artışı ve sağlıkta durmayan şiddete vurgu yapılan açıklama şu şekilde:

“Sağlık hizmetlerini piyasalaştırarak hizmet sunumundaki niteliği düşüren, buna karşılık iş yükünü artırarak çalışma koşullarını ağırlaştıran, Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin en yıkıcı etkilerinden birisi hekime ve sağlık kurumlarına başvuruları sayılarında karşımıza çıkıyor.

Popülist sağlık politikaları nedeniyle birinci, ikinci ve üçüncü basamaklarda kişi başı hekime müracaat sayıları yüzde 8’lerden yüzde 11’4 yükseldi!

Yaklaşık 85 milyon nüfusa sahip Türkiye’de, yurttaşların sağlık hizmetlerinden yararlanmak amacıyla ortalama 11,4 defa bir sağlık kurumuna başvurması, teşhis ve tedavi süreçlerinin uzamasının bir işareti olduğu gibi, akılcılıktan ve bilimsellikten uzaklaşan sağlık politikalarındaki başarısızlığın bir ifadesidir.

Yıllara göre hekime başvuru sayılarını basamaklara göre incelediğimizde kışkırtılmış sağlık talebindeki patlama daha açık görülebilir. Birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurum ve kuruluşlarına en az 11 kere başvuru, hekim, hemşire, teknisyen, ebe, vd. çalışanların iş yükünü ve sağlık sistemindeki yoğunluğu artıran bir faktördür.

Hastane ve hekime başvuru sayılarının artışı sistemi kilitleyerek muayene sürelerini 5 dakikaya ve altına çekmiş, kimi branşlarda randevu krizine yol açmıştır. Sağlık çalışanlarını daha fazla esnek ve güvencesiz çalıştırma, angarya dayatma stratejisi eşliğinde bu sorunları çözme girişimleri ise yeni sorunlara yol açmaktadır.

Durmayan şiddet

Tedavi olamayan veya 5 dakikalık muayene süresinde kendisiyle yeterince ilgilenilmediğini düşünen yurttaşlarımız sistemdeki çarpıklıklara yönelik öfkesini en yakınındaki sağlık çalışanlarına yansıtmaktadır. Sağlıkta şiddetin nedenlerinden birisi, kontrol edilemez hale gelerek 1 milyara yaklaşan hekime ve sağlık kurumlarına müracaat sayısıdır!

Sağlık sistemimiz ve sağlık çalışanları bu yükü taşıyamaz! Beyaz Kod sistemi kurulduğu günden bu yana en az 120 bin sözlü ve fiziksel şiddet bildirimi verilmesi söz konusu durumun ispatı niteliğindedir.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, sağlık çalışanlarının yüzde 8’i ila 38’i meslek yaşamlarının bir noktasında fiziksel şiddete maruz kalıyor. Türkiye’de ise günde en az 100 sözel ve fiziksel şiddet vakası yaşanmakta; acil servislerde ve diğer branşlarda hekimlerin yüzde 84’ü çalışma hayatında en az bir kere sözlü veya fiziksel şiddete maruz kalıyor.

Türkiye sağlık ortamının iyileşmesinin öncelikli yolu Dünya Bankası tarafından projelendirilen Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nden vazgeçilmesi ve Projenin dayattığı “hastaneleri şirket, hastaları müşteri” olarak gören piyasa mantığının terk edilmesidir. Planlı ve kamucu sağlık politikaları eşliğinde sağlık hizmetlerinin sunumu ve organizasyonu yeniden düzenlemeli; hekimlerle yurttaşlarımızı karşı karşıya getiren çalışma koşulları sona erdirilmelidir.”