YAZI, FOTOĞRAF VE GÖRÜNTÜLER: ALİŞAN HAYIRLI
Büyük kentlerin yalnızca tüketmeye alıştırılmış kalabalıkları pek bilmez, Anadolu’nun derinliklerinde nice nadide ve güzel ürünlerin, ne tarifsiz emeklerle yetiştirildiğini.. ve bu ürünleri yetiştirerek daha bir güzelleşen kentleri, kasabaları… Bu seçkin güzelliklerden biri de reyhandır ve reyhanın apayrı bir rayiha kattığı Arapgir’dir.
Mis kokulu reyhanı, buram buram tarih kokan Arapgir’i, reyhan cenneti bu kadim ilçeye yaptığımız unutulmaz geziyi nasıl anlatmalıyım?
Reyhan diyarı Arapgir’in büyülü reyhan tarlalarını ve sabırlı reyhan çiftçilerini siz Samimi Haber okurları için ziyaret ettik.
Reyhan, Kur’an-ı Kerim’de aynı kelimeyle zikredilen hoş kokulu bir cennet çiçeğidir. Arapgir’de son yıllarda ekimi giderek artan bu bitki hoş kokusu, güzel görüntüsü, etkileyici rengi ve şifalı özelliğiyle bitkilerin şahı olarak bilinir. Klasik Türk şiirinde çokça kullanılan çiçeklerden biridir; daha çok kuvvetli ve güzel kokulu olması açısından değerlendirilmiş, bu özelliğiyle sevgilinin başta saçı ve zülfü olmak üzere hattı, kâkülü ve perçemiyle ilişkilendirilmesine sebep olmuştur.
Şeyh Gâlib’in reyhanı
Nitekim Divan Edebiyatı’nın zirve isimlerinden Şeyh Gâlib şu mısralarında reyhanı tevriyeli (uzak anlamlı) kullanarak, Sultan III. Selim’in tuğrasını süsleyen hatta ve kokusunun güzelliği ile saça teşbih edip şöyle gözler önüne sermiş:
Perçem mi aceb müşk-i Buhârâ mı nedir bu
Reyhân mı yâ âşûb-ı Erîhâ mı nedir bu
Fermânına dilbestedir ol turrenin âlem
Sultân Selîm ismine tuğrâ mı nedir bu
Gâlib, Divan’ında cennet çiçeği reyhanı başka şiirlerine de misafir edip övmüştür.
Biz de “Biz Malatyalıyız” ekibinden Yusuf Çalık’la birlikte cennet çiçeklerinin yetiştiği cennet tarlasına düşmek istedik ve güzel fotoğraflar ve hoş kokulu videolar çektik.
Sabah namazı vakti saat 04.30’da, Malatya henüz güneş ışınlarıyla aydınlanmadan yola koyulduk. Amacımız, bunaltıcı sıcaklara kalmadan sabahın erken saatinde, serinlikte reyhan tarlalarını ve üreticilerin terli alınlarını, nasırlı ellerini ve reyhan kokulu hayatlarını çekmekti. Çekimleri yapıp, öğlen sıcağına kalmadan geri dönmekti amacımız, fakat ne mümkün… Arapgir öyle bir şehir ki, güzel bir prenses gibi sizi sarıp sarmalıyor ve asla bırakmıyor, isteseniz de ayrılamıyorsunuz… Güneş doğarken vardığımız Arapgir’den, gün batarken dönebildik.
Kokusu 10 kilometreden geldi
Arguvan sınırında, yol kenarında satış yapan Yakup Amca’dan bal tadındaki kavunumuzu alıp Arapgir’e revan olduk. Arapgir merkeze varmadan, ta 10 km. kadar öteden burnumuza ulaşan reyhan kokusu bizi sarhoş etmeye yetti. Allah’tan, şoförümüz Yusuf reyhanın etkisinde fazla kalmadı da sağ salim Arapgir’e ulaştık!
Bizi, tam gün büyük bir özveriyle hizmet eden rehberlerimiz Erhan Başeski ve elemanı Alperen Durak karşıladı.
Arapgir’in mis kokulu pidesi, kavun, reyhan şerbeti ve peynir dörtlemesiyle güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra doğru Kozluk Çayı’na yöneldik. Dört bir tarafı reyhan tarlaları ile renklendirilmiş Kozluk Çayı ve Eskişehir Vadisi reyhan tarlalarının yeşermesiyle cennetten bir köşeye dönüşmüş.
Meydan Köprüsü’nün yanı başında senelerdir reyhan üreten Mehmet-Necla Karakaya ailesinin reyhan tarlasında konumlandık. Artık fotoğraf ve video çekmek için her şey hazırdı. Mehmet Amca ve Necla Teyze ellerinde kazmalarla tarlada çalışırken biz de bu büyülü manzarada ardı ardına deklanşöre basıyor, cennet kokulu tarlayı ölümsüzleştiriyoruz.
Cennet iyi insanların yeridir, diye inanıyoruz. Bu dünyadaki cennet gibi yerde de iyi insanlar olur, diye umuyorduk. Öyle de çıktı bu inancımız… Karakaya ailesi reyhan ektikleri için mi iyi olmuşlar, yoksa iyi oldukları için mi reyhan ekmişlerdi?
İşi gücü bıraktılar, bize model oldular, hem de canı gönülden, severek ve iştahla… Hayalimizdeki reyhan gezisi ve fotoğrafları gerçek olmuştu. Mis kokulu reyhan, iyi yürekli modellerimiz ve işte sonuç: Muhteşem kareler… Çektiğiniz yerler insanla bir anlam kazanır, hele hiçbir kasıntı ve endişe duymadan, kameralarınıza gülerek ve samimi poz veriyorlarsa…
İnsan bir kere cennete girdiyse hiç çıkmak ister mi? Ama biz bu dünyadaki cennetten ayrılmak zorundaydık çünkü Arapgir’in başka cennet yerleri bizi bekliyordu.
Arapgir reyhanla güzelleşiyor
İstikamet reyhan üretim tesisleri… Arapgir tarlalarında bin bir zahmetle üretilen reyhan, bu tesislerde işlenerek birçok yan ürün halinde piyasaya sürülüyor. Peki, reyhandan kaç çeşit ürün çıkıyor? Mor reyhan çayı, reçeli, baharatı, kurusu, leblebisi, kolonyası, şerbeti, mumu, kolası, gazozu, kremi, yüz maskesi, lokumu, kayısı çekirdeği şekeri… Say say bitmez… Reyhan Arapgir’de onlarca insanın geçim kaynağı… Hem ülkemize hem de kendi aile ekonomilerine katkıda bulunuyorlar. Reyhan, Arapgir’e hem güzellik hem de gelir kazandırıyor.
Tarihi, mimarisi, köprüleri, camileri, doğası, kültürü, mahalli yemekleri ile Türkiye’nin en zengin beldelerinden biri olan Arapgir, tek eksiği olan reyhanı da üreterek ününü ve şanını taçlandırmış… Arapgir’i reyhana kavuşturan Allah’a hamdolsun, emeği geçen Arapgir Belediye Başkanımız Haluk Cömertoğlu ve ekibine de helal olsun!
Arapgir’in tadına doyulmaz yemekleri
Rehberimiz Erhan ve Alperen’le gezimizin ikici aşaması başlıyor. Önce öğlen arasında Arapgir’in dillere destan mahalli yemeklerinden tatmalıyız. Tarihî Kaşkaloğlu Konağı’nda en zorlu seçim bizi bekliyor. Mutfak ustası Mübin Sarı ablamızın maharetli elleriyle içine sevgi katarak pişirdiği, güler yüzüyle servis ettiği mahalli kültürü daha tatmadan doyduk!
Hangisini seçelim; gıldırik köfte, Arapgir dolması, akıtma bıcığı, sırın, tandır kebabı, gelin hanım tatlısı, reyhan şerbeti… Dahasını sayamayacağım… Hangi yemekleri seçtiğimi sormayın, nefsiniz kalır.
Son tahta çivili ayakkabı atölyesi!
Sıra geldi yöresel el sanatları ve eski mesleklere… Önce Erol Hakan’ın, ata mesleği ve Türkiye’de sadece Arapgir’de aktif olarak üretilen tahta çivili ayakkabı atölyesi… Ardından nerdeyse kaybolmaya yüz tutmuş bir kadim mesleği uzun ömrünün son demlerinde bile ısrarla sürdüren Mehmet amcamızın kalaycı dükkânı… Sonra Aytekin abinin organik tel kadayıf üretimi…
Bitti mi? Hayır… Arapgir’de gezilecek yerler bir haftada bitmez… Asım Külah abimizin kişisel müzesi bizi bekliyor. Gerçi kendisi bu yaptığına hobi diyor ama geçmişten günümüze kadarki yüzlerce tarihi eşya ve malzemeyi biriktirmiş… Mutlaka görülmesi gereken mekânlardan biri… Seslendirdiği ilahi ve sanat müziği eserleriyle Asım abimiz gezimize renk kattı.
Arapgir’in en önemli tarihi eserlerinden biri olan Millet Han’da bizi tatlı bir sürpriz bekliyor. Artık gözleri görmeyen ve yürümekte zorluk çeken 90 yaşındaki mahalli sanatçı Kadir Durak amcamızdan cümbüş eşliğinde canlı dinlediğimiz Malatya ve reyhan türküleri gezimize unutulmaz ayrıntılar ekledi.
Reyhan üretiminin Arapgir için yeni bir iş kolu olmadığını, epeyce gerilere giden bir tarihi bulunduğunu, yöre halkının kültürüne ve diline bile etki ettiğini Kadir Durak’ın türkülerinden anlamış olduk.
Akşamın alacasında, burnumuzdan gitmeyen ıtırlı reyhan kokusuyla Malatya’ya dönmek için yola koyulduk.