Ressam İlhami Atalay uzun yıllardır çalışmalarıyla adından söz ettiren, atölyesinde öğrenciler yetiştiren bir isim. Atalay, “Medeniyet oluşturabilmek, millet olabilmek için başka medeniyetlerin gölgesi altına girmemek; kimliğimizi muhafaza edebilmek için kendisinin bir şeyler geliştirmesi gerekiyor. Estetik de bunlardan biri” diyor.

Sabah gazetesinden Sena Subaşı’ya konuşan Ressam İlhami Atalay, “Ülkemizde bugün Batılı bir anlayışla hareket edildiğini görüyor musunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Sanatçının bu gibi konularda önde olmak gibi bir misyonu var fakat bir sanatçı olarak ancak tanınırsan sana söz verirler, seni konuştururlar. Tanınmak da bugün kolay değil çünkü sanat belli bir zümrenin elinde memlekette. Bu zümre yozlaşmış olan kültürleri destekliyor.

Mesela Picasso'nun sergisini getirmek Türkiye'ye hiçbir şey kazandırmaz. Dali'nin bize katabileceği kültürel bir şey yok. Andy Warhol gibi bir pop sanatçısının sergisinden bizim ülkemizde istifade edebilecek hiç kimse olamaz. Ama onlara milyonlar harcanıyor. Batı kendi sanatkârını tanıtmak için her şeyi yapıyor zaten. Mesela Fransa, kendi kültürünü başka kültürler üzerinden yayarak sömürmeyi kolaylaştırmak için her türlü faaliyeti gösteriyor. Türkiye'de de kendi mecmualarını, sanatçılarını tanıtıyorlar ve bedava yapıyorlar. Biz kendi sanatkârımıza düşmanız zaten. Kendimiz sanatkârsız yaşayabileceğimize inanmışız. Sanatkâra gerek olmadığı için tanıtmaya da gerek yok diye düşünüyoruz.

Burada sanatkârlar Batılı. Kendileri burada yaşasalar bile ruhları Amerika'da, Paris'te. Ve onların modern sanat müzeleri açılıyor, onların resimleri sergileniyor. Hit bir tabaka var Türkiye'de. Bu sosyete tabakasına herkes giremez. Onların sergilerine gelenler bir bakmışsın hangi kıyafeti giymiş, hangi çantayı giymiş, hangi ayakkabıyı giymiş, onların pozunu verirler. Kendilerinin seçtiği emperyalist uzantıları olan sanatçıları koyarlar. Adam kapıyı, bacayı söküp getiriyor, işte sanat diyor. Onlara meylediyorlar. Bunlar önemli oluyor o sergilerde. Bizim resimlerimizi koymazlar, bizleri çağırmazlar. Bize asıl gerekli olan şey nedir? Halkın güzelliğe ve estetiğe ihtiyacı var. Bu yüzden sanat açısından bize verebilecekleri bir şey yok.”

“SANAYİ VE TEKNOLOJİDEN ÖNCE KÜLTÜREL İHTİLAL GERÇEKLEŞMELİ”

Atalay, toplumlar için özgün bir estetiğin neden çok önemli olduğunu ise şu sözlerle açıkladı:

Medeniyet oluşturabilmek, millet olabilmek için, başka medeniyetlerin gölgesi altına girmemek, sömürülmemek için, kendi kimliğimizi muhafaza edebilmek için kendi estetimizi ortaya koymak zorundayız. Bir milletin var olabilmesi için, medeniyet olabilmesi için kendisinin bir şeyler geliştirmesi gerekiyor. Estetik de bunlardan biri. Sanayi ve teknolojiden evvel kültürel ihtilalin gerçekleşmesi lazım. Sanatta ve kültürde bağımsızlık ilan edilmedikten sonra teknolojide, sanayide bağımsızlığın olsa bir de yine gerçek bağımsızlığın olmaz.

2025'te Türkiye'ye geliyorlar! 2025'te Türkiye'ye geliyorlar!

Estetiğin kaybolması aslında tehdit hepimiz için. Küreselleşme denilen şey insanları sömürmek, tek tip bir hale getirmek için var. Ne giyeceğimize, ne yiyeceğimize, nasıl davranacağımıza başkaları karar veriyor. Globalleşme bütün insanları tüketici olarak görüp aynı pantolonu dünyanın her tarafına giydirir, sonra da insanları "ben bu modaya uymuyorum" diyemeyecek hale getirir. Bugün başkası senin için karar veriyor. Ne zaman ki kendimiz üretiriz, kendimiz ürettiğimizi giyiniriz, kendi estetiğimizi ortaya koyarız, o zaman bağımsızlığımızı ilan etmiş”

Editör: Yasin Paşalı