Bir yıl önce tam bugün "Hayvanları Koruma Kanunu" kapsamında gidilen değişiklikle birlikte pet shoplarda hayvan satışı yasaklandı. Artık internet sitelerinde oluşturulan kataloglar üzerinden satışa sunulan hayvanlar için tehlikenin boyutu daha da büyüdü. Düzenlemeye göre; pet shop vitrinderinde bir eşya gibi dizilip, sergilenen hayvanların nerede üretildiği ve hangi şartlarda tutulduğu merak konusu. Hayvanların vitrinlerde sergilenmesine tepki gösteren hayvanseverler, internet siteleri üzerinden satışını yasaklayan bir ibare olmamasına da oldukça tepkili.
"HAYVANLARI KORUMA KANUNU"
14 Temmuz 2021'de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren "Hayvanları Koruma Kanunu" kapsamında 14 Temmuz 2022'den itibaren geçerli olmak üzere hayvan satışı izni bulunan işyerlerinde kedi ve köpek türleri evcil hayvanların satışı yasaklandı. Bu değişikliğe göre; Türkiye'de pet shoplarda kedi köpek satışı yapılması yasaklanmış, fakat pet shop sahiplerine ellerindeki hayvanları satmaları için bir yıllık süre verilmiş ve bu sürenin sonunda yasa 14 Temmuz 2022'de yürürlüğe girmişti.
KATALOGDAN SEÇ, BEĞEN, AL
Pet shoplarda hayvan satışının yasaklanmasıyla birlikte evcil hayvan sahiplenilmesini artırması ve vatandaşların barınaklara yönelmesini bekleniyordu. Fakat durum pek de böyle olmadı. İnternet üzerinden satılmaya başlayan hayvanların; cinsi aşıları ve doğum yeri gibi bilgilerin yer aldığı fotoğraflı katologlar oluşturuldu. Hayvan satın almak isteyenler, pet shopların internet sitelerinde oluşturulan kataaloglardan istedikleri hayvanlara ulaşmaya devam ediyorlar. Öte yandan Milli Parklar Genel Müdürlüğü denetiminde olan bu katologlu sitelerin ise ne kadar denetlendiği ayrı bir tartışma konusu.
"İLLEGAL GEÇİM KAYNAĞI"
Yasaya göre petshop sahipleri satışların internetten üzerinden de süreceği konusunda endişe duymuştu fakat internet siteleri can dostlarımızın ilanlarıyla doldu taştı. Birçoğunda fiyat yazmamakla birlikte "görüşülür" ibaresi yer alıyor.
İşte internet üzerinden hayvan satışı yapan sitelerden katolog görüntüleri:
O SİTELERDEN BİRİNİ MÜŞTERİ GİBİ ARADIK!
Bu sitelerden birini aradık ve hayvan satın almak isteyen bir müşteri gibi konuşma gerçekleştirdik. Amacımız sistemin nasıl işlediğini öğrenmekti. Telefona sitenin sahibi çıktı. "Safkan British Shorthair Yavru" ilanı için aradığımız söyledik ve fiyatını sorduk. 4 bin TL'den başlayan fiyatlar cinslere ve özelliklerine göre değişiklik gösteriyor. İstanbul içine elden teslim edilen kediler İstanbul dışındaki illere otobüslerle gönderiliyor.
"YASADAKİ DEĞİŞİKLİK HİÇBİR İŞE YARAMADI"
Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Doğa İnsan Hayvan Koruma ve Bilgilendirme Konfederasyonu (DİHKONFED) Kurucular Kurulu Başkanı Haydar Özkan, internet üzerinden satılan hayvanların içler acısı durumunu anlattı.
Mevcut düzenlemenin hiç işe yaramadığını ve gerekli düzenlemelerin yeniden yapılması gerektiğini vurgulayan Özkan, "Maalesef 2022'de yürürlüğe giren yasadaki değişiklik hiçbir işe yaramadı. Küçük gariban pet shoplar bu işi yapmıyor ama şirketleşen büyük pet shoplar arka bahçelerinde bu işi yapmaya devam ediyor. Kimisi direkt vitrinine koyuyor, kimisi de vitrinine koymadan arka bahçede yapıyor. Bu yasaların netleşmesi, cezaların cezaî müeyyidelerin daha katî olması durumunda yasa işe yarar" dedi.
"EN AZ ÜÇ YIL HAYVAN SATIŞI YASAKLANMALIYDI"
Yasanın Meclis'te görüşüldüğü dönemde de sivil toplum örgütleri olarak itirazlarını ve önerilerini sunduklarını vurgulayan Özkan süreci şöyle özetledi:
"O zaman da sivil Toplum Örgütleri'nin itirazı vardı. Hayvan bir mobilya seçer gibi kataloglardan seçilmesi asla kabul edilemezdi. En az üç yıl olmak üzere bütün hayvan satışı yasaklanmalıydı. Çünkü sokaklar, pet shoplardan alınıp sokağa salınan hayvanlarla doluydu. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TMBB) bu yasa tasarısı görüşülürken, 'Siz pet shoplardaki hayvanlara katalog üzerinden satış getireceksiniz. Üretim çiftliklerinden satış yasal' diyeceksiniz. 'Peki internet üzerinden satılan hayvanlara nasıl bir cezai müeyyide uygulayacaksınız?' diye sorduk. Maalesef yasada bu yok."
"ASIL İNTERNET SATIŞI YASAKLANMALI"
İnternetten katalog üzerinden hayvan satışıyla ilgili olarak görüş ve önerilerini de paylaşan Özkan şöyle konuştu :
"Bugün büyük toplu yaşam alanlarında, sitelerde her blokta en az bir iki tane hayvan üreten insan var. Bunların tespiti ancak internet üzerinden yapılabilir. Yani arama motorlarıyla internette hayvan satan siteler ve şahıslara anında müdahale edilebilse bu önlenebilir. Asıl internet satışını yasaklanmalı, pet shop satışını yasaklamak çözüm değil. Çünkü zaten o zaman bile satışlar internet yapılıyordu. Pet shoplarda yasakladılar arka bahçelerinde satılmaya devam ediyor."
"DEVLETİMİZ KATî ÇÖZÜMLER ÜRETMESİNİ BEKLİYORUZ"
Sivil Toplum Örgütleri olarak bu konuda gerekli denetimleri yaptıklarını ve tespit ettikleri yerleri ilgili kurumlara bildirdiklerini belirten Özkan, "Bizler üzerimize düşen görevleri yapıyoruz. Devletimizin de bu noktada hassas olmasını daha kati çözümler üretmesini bekliyoruz. Mesela bir şikayet mevzu olduğunda oraya anında devletin kurumlarının intikal etmesi, Tarım ve Doğa Koruma Milli Parkların anında intikal etmesi ve o hayvanlara el koyması gerekir" ifadelerini kullandı.
"HAYVANLAR İÇİN ÖLÜM EMRİ VERİLMİŞ OLUYOR"
Devletin el koyduğu hayvanlarla ilgili de çarpıcı aıklamalarda buluna Özkan, "El konulan bu hayvanların 'ölüm kampı' gibi barınaklara götürmesiyle hayvanlar için ikinci bir ölüm emri verilmiş oluyor. Bunu asla tasvip etmiyoruz. Doğa Koruma Milli Parkların el koyduğu hayvanları muhafaza altında tutabileceği yerler olmalı, yapılmalı. Bu tür işlemleri yaparken kesinlikle sivil toplum örgütleri ve yerel hayvan koruma görevlileri ile birlikte yapmalı. Eşgüdüm içerisinde çalışmalar ortaya konulmalı" dedi.
"HAYVANLAR KARANLIK DEHLİZLERDE TUTULUYOR"
Devletin aldığı "çip" modelinin de işe yaramadığına dikkat çeken Özkan, "Devlet çip takılsın dedi. O da işe yaramadı. Çünkü adam kendi ürettiği için çip taktırmadı. Bu durumda asıl önemli olan ise internette satılan hayvanların üretildikleri yerler. Bu hayvanlar karanlık dehlizlerde, mehdiven altlarında tamamen kanı sömürülerek üretiliyor. Bu kanlı parayı durdurmak için internet siteleri kesinlikle önlenmeli" diye konuştu.
Değişikliğe gidilen Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki hukuki boşlukları "hayvanların refahı" açısından değerlendiren Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) avukatı Gizem Karataş ile konuştuk.
"YASA HAYVANLARIN ACI ÇEKMESİNE KATKI SUNUYOR"
Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişiklik ile hayvan satışının yasaklanmadığını fakat bazı medya kuruşluşlarınca "hayvan satışı yasaklanmış" gibi sunulduğuna dikkat çeken avukat Gizem Karataş şöyle konuştu:
"Yasa hayvanlar lehine bir düzenleme getirilmiş gibi lanse edildi. Aslında sadece petshop mağazalarında kedi ve köpeklerin bulundurulması yasaklandı. Kedi ve köpekler bu mağazalarda veya internet ortamında kataloglardan bir ayakkabı veya çanta alınırmışçasına seçilip satın alınabilmeye devam ediliyor. Bunun yanında kuşlar, tavşanlar, sürüngenler, hamsterlar gibi diğer türlerin mağazalarda bulundurulmasına dahi yasak getirilmemiş durumda. Bugün hala her gün boyanarak daha talep edilen ırklara benzetilmeye çalışılan, çoğu istiflenmiş halde yaşadığı ve bakımları yerine getirilmediği için tutuldukları yerlerde viral hastalıklar kapıp acı çeken hayvanlardan haberdar oluyoruz. Dolayısıyla bu yasanın hayvanların acılarını dindirmek yerine acı çekmeye devam etmelerine katkıda bulunduğunu söyleyebiliriz."
"PARA CEZALARI RANTIN YANINDA ÇOK KOMİK RAKAMLAR"
Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki boşluklara dikkat çeken Karataş, "Üretim yapanlara eğer savcılık hayvanların bulunduğu koşulları 'acımasızca zalimce muamele' olarak yorumlamazsa herhangi bir hapis cezası öngörülmüyor. Zaten bu kapsama dahil edilse bile kanunda öngörülen hapis cezalarının hiçbirinin yatarı yok, hepsi ertelenebilir miktarlarda belirlenmiş. Hükmedilen para cezaları üretim ve satış yapanların elde ettiği rantın yanında komik rakamlar. Hayvanlara “el koyuluyor” ancak cezasızlık olduğu için aynı kişiler ellerinden alınan hayvanların yerine yeni hayvanları getirip tekrar satış yapmaya devam edebiliyor. Bunun dışında yasada ne yazıyorsa yazsın, en başta denetimsizlik ve hayvanlarla ilgili zihniyet halihazırda yazan olumlu maddeleri de etkiliyor" diye konuştu.
"HAYVANLARI SATILMALARININ TAMAMEN YASAKLANMASINI İSTİYORUZ"
Konuyla ilgili hak savunucularının nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini ve yetkililerden ne beklediklerini özetleyen Karataş şöyle konuştu:
"Hak savunucularının talepleri hayvan satışının tamamen yasaklanması, hayvanların bir eşya olmaktan çıkarılması yönündeydi ancak kanun koyucular bu talebi yerine getirmedi. Amacımız hiçbir hayvanın iyi koşullarda hapsedilmesi, iyi koşullarda zorla çiftleştirilerek üretilmesi, bir eşya gibi satılması değil. Bu hayvanların artık eşya olarak görülmemesini, satışlarının tamamen yasaklanmasını talep ediyoruz. Hayvanlarını sokağa terk edenlerin ve hayvan üretenlerin hapis cezasıyla cezalandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Hâlen evcilleştirilmiş hayvanların yaşayan, hissedebilen ve çoğunlukla insanın bakımına muhtaç olduğunun farkında olmayan ve onları birer süs eşyası veya çocuklarına hediye olarak görüp işin ciddiyetini kavrayamadan petshoplardan, üretim çiftliklerinden hayvan satın alan ve zorlandığında bu hayvanları sokağa, kanuna göre bakımevi görevi görmesi gereken barınaklara terk eden birçok insan var."
"TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI'NA YAPILAN BAŞVURULAR SONUÇSUZ KALIYOR"
Kanunda gidilen düzenlemenin getirdiği en büyük sorunun artık pet shop vitrinlerinde sergilenmeyen hayvanların nerede tutulduğu ve nasıl üretildiği konusu olduğuna dikkat çeken Karataş sözlerine şöyle devam etti:
"Mağazada tutulmadıkları için bu hayvanların daha iyi koşullarda bulunduğunu düşünmüyoruz. Şu anda bu hayvanların mağazaların üst katlarında, üretim yapılan evlerde, hayvan üretim çiftliklerinde istifli halde tutulduklarını ve mağazada gözümüzün önünde olmasa da aynı eziyet verici durumlarda, küçük kafeslerde veya kutularda tutulduklarını biliyoruz. Bu ortamlarda hayvanların zulmedilerek tutulduğunu öğrenildikten sonra Tarım ve Orman Bakanlığı'na yaptıkları başvuruların sonuçsuz kaldığına şahit oluyoruz. Böyle bir duruma şahit olunduğunda kurumlar denetim için zorlanmalı ve başvurunun sonucunun akıbeti her vatandaşın hakkı olan bilgi edinme hakkı kullanılarak ısrarla talep edilmeli. En önemlisi ise yasa koyuculara hayvanlarla ilgili yasalarda sözde değişiklikler değil yeni bir Hayvan Hakları Kanunu yapılarak hayvanların artık eşya değil hissedebilir, duyguları olan canlılar olarak tanımlandığı ve buna dair hükümler içeren yeni bir yasa için baskı yapılmalı."
Haberde kullanılan fotoğraflar Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği'nin görsel arşivinden alınmıştır.
Fotoğraflar: Demet Aran, Özge Özgüner, Ateş Alpar, Sema Akcan