Serpil ve Ömer Lütfü Gürses'in tek çocuğu olarak 18 Ağustos 1970'te Ankara'da dünyaya gelen Özlem Gürses, Türkiye ikincisi olarak TED Ankara koleji'ni kazanarak ilköğretim ve liseyi burada tamamladı. Çocukken bale yapan Gürses, oyuncu olmak istemiş ancak ailesi onay vermemiş. ODÜ Mimarlık fakültesini kazanan ünlü gazeteci yüksek lisansını da mimarlığın tarih alanında yaptı.
Armağan Çağlayan Özlem Gürses'in "Hayatın bir döneminde herhangi bir otoriteye itiraz etmemiş olan hiç kimse kendini gerçekleştiremez" cümlesine karşılık itiraz hakkınız olsa ilk olarak neye itiraz edersiniz sorusuna Gürses,
"İlk itirazımı o zaman aileme yapardım, büyük ihtimalle yine pişman olacağım ama çok daha erken kendimi tanıma yolculuğunun içine girmiş olurdum. O da en azından hatalarımı telafi için bana ve önümdeki yıllarda daha uzun bir mesafe bırakırdı. Bir de bu üzerime neredeyse yapışıp kalmış olan hiç hoşlanmadığım bir hüzünlü tarafım var belki o rolden çıkıp daha neşeli bir genç olurdum."
Hayatımda hiç devlet okulu görmedim
"İlk Türkiye'yle tanışmam ODTÜ kampüsünde islamcılar ve solcuların arasında eylemde kendimi bulmamla başladı. O yaşıma kadar tanımamamın nedeni ailem beni müthiş bir şekilde büyüttü. Sonuçta kolejliyim yani düşünsenize birinci sınıfta koleje girmişsin ve liseden çıkmışsın. Hayatımda hiç devlet okulu görmedim. Dolayısıyla benim Türkiye ile ilk temasım üniversite yıllarımda sonra da mesleğim de oldu."
Kurumlar çok büyük yıkım içerisinde
"İnsanlar dünyadaki her çeşit kuruma çok ciddi derecede güvenini yitirdi ve bunların artık çözümü için bir mekanizma değil tam tersine krizin bir şekilde yönetilmesi lazım. Bir şey geliyor ama o gelen şeyin ne olduğunu da henüz bilmiyoruz. Ama artık farkındayız, Türkiye böyle gitmez. Eskiyle yeni arasında, yani olmuş olanla olmakta olan arasında bir bir çatışmanın ortasında kaldık."
Yayıncılık hayatında tek bir gün pişmanlık duymadım
"Bu sektöre yani yayıncılık dünyasına girmiş olmaktan asla pişman olmadım, işimi her zaman büyük bir aşkla ve tutkuyla yaptım. Yalnızca sadece haberin içinde mi kalmalıydım yoksa televizyon yayıncılığının başka alanlarını mı deneseydim diye hep düşündüm. Belki ekonomi haberciliği belki de spiker olabilirdim."
Keşke daha önceden anne olsaydım
"Hayattaki en büyük pişmanlıklarımdan birisi geç anne olmamdır. Keşke daha erken anne olsaydım ve daha çok anne olsaydım. Bir insanı tanımak ve onun kendini inşa etme yolculuğuna tanık olmak kadar insanı mutlu eden bir şey yokmuş. "