Cumhuriyet Halk Partisi’nde sular durulmuyor. Özellikle son dönemde hemen hemen her gün yeni bir gelişmenin yaşandığı partinin geleceği merak konusu. Partinin eski avukatı Mustafa Kemal Çiçek de SuperHaber’den Mevlüt Yüksel'e dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Kurultayı'nda kaybetmeyi beklemediğini belirten Çiçek "İkinci turda Özgür Özel'in oylarının yükselmesinin nedeni delegelerin yer değiştirmesi. Delegelere iş verip istihdam sağlayıp itaat etmeleri isteniyor. Delegeleri istenen başkana oy vermeyen belediye başkanları genel merkezdeki itibarını kaybeder." dedi.
Soruşturmanın bir sonuca varacağını düşünmediğini dile getiren Çiçek, "CHP şuan sıkışmış durumda. Özgür Özel bir anda 'Olağanüstü kurultay yapıyorum' diyebilir." ifadelerini kullandı. Çiçek'in Adana ve Mersin belediyeleri ile ilgili verdiği detay da dikkat çekti.
CHP'nin eski avukatı Mustafa Kemal Çiçek'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bugünlerin önemli meselelerinden bir tanesi CHP'nin 4-5 Kasım 2023 tarihinde yaptığı 38. olağan Kurultayı'nda iddia edilen fiiller.
Neler bunlar? Kılıçdaroğlu koltukta iken kurultayı kaybeden ilk CHP genel başkanı sıfatına haiz oldu. Kendisi böyle bir netice beklemiyordu.
Rakibi olan AK Parti'ye ve Erdoğan'a karşı 2010'dan itibaren, öncesinde 2002-2010 arasında rahmetli Deniz Baykal Genel Başkandı. 2010'dan sonra bir kaset operasyonuyla koltuğu terk etmesi sonrası Kemal Bey'in bir anda Genel Başkan olarak başladı.
13 seçim kaybetti. Bunun 4 tanesi de Deniz Baykal dönemine denk geliyordu. Bu seçimleri kaybetmesine rağmen parti içinde kendi gücünü her zaman konsolide etti. Deniz bey sonrası Önder Bey olmak üzere ulusal çizgide olan bir sürü isim partiyle yollarını ayırmak zorunda kaldı.
Kemal bey bu süreç içerisinde güçlü bir yapı kurdu. Önceki seçimlerde Ekmeleddin İhsanoğlu ve Muharrem İnce'yi aday göstermesinin ardından 2023'te kendisi aday oldu. Kemal bey 'Partili cumhurbaşkanı olmaz' diyen bir isimdi. Kendisinin gönüllü olarak 'Ben istiyorum' diyerek aday olduğu kanaatinde değilim. Zaten kendi açıklamaları da bu yönde.
Çevresinde bulunan isimler Kemal Bey’i tasfiye etmek adına 13. Cumhurbaşkanı Kemal Bey’dir, Yüzde 100 kazanıyoruz.' diyerek Kemal bey üzerinde etki yaratarak aday olmasını sağladılar.
"KEMAL BEY KURULTAY'I YAPMAK İSTEMİYORDU"
Kemal Bey'in seçimi kaybetmesi sonrası kurultay süreci başladı. Kemal bey kurultayı yerel seçimler sonrasında yapmak isteği taşıyordu. 'Benim amacım gemiyi limana sağ salim çekebilmek.' diyordu. Kafasında o koltuğa getirmek istediği isimler de vardı. Ama ne olduysa Kemal Bey’i bir şekilde ikna ederek yerel seçimler beklenmeden 'Biz güçlüyüz kurultayı yapalım' denilerek kurultay yapıldı.
"ZOOM TOPLANTILARI SONRASI KILIÇDAROĞLU UMMADIĞI BİR TABLOYLA KARŞILAŞTI"
İlk yapılan il kurultaylarında Kılıçdaroğlu'nun lehine bir tablo ortaya çıktı. Ancak sonrasında İstanbul'da İmamoğlu'nun açıklamaları ve malum zoom toplantılarının yansımaları... Kılıçdaroğlu'na en yakın isimler Muharrem Erkek'ten Bülent Tezcan'a Tekin Bingöl'den Engin Altay'a, Özgür Özel'den Onursal Adıgüzel'e...
Kılıçdaroğlu'nun MYK'sında olan isimlerin de Kemal Bey’in aleyhine hareket etmesi neticesinde Kemal bey ummadığı bir tabloyla karşılaştı.
2018'de Muharrem İnce'nin aday olduğu kurultayda 'Ben Kemal Bey’in karşısında çıkmam ama aday gösterirlerse de buna hayır demem.' noktasında değerlendirme yapmıştı. Salt çoğunluğu imzalarla sağlamasına rağmen Kemal Bey’i 2023'te tasfiye eden isimler, 2018'de Muharrem İnce'yi tasfiye etti. Kemal Bey’i korudular ve Muharrem İnce'ye o kurultayı yaptırmadılar.
3-4 Kasım kurultayında ilk turda Özgür Özel, Kılıçdaroğlu'ndan yüksek bir oy aldı. İkinci turda ise çok ciddi bir farkla kazandı. O farkın nedenleri tartışılır. Birçok delegenin yer değiştirmesi...
"DELEGELERE İŞ VERİP İTAAT ETTİRİYORLAR"
Delegelik CHP'de şöyledir: Özellikle belediye başkanları delege üzerinde etkindir. Delegeye iş verilip istihdam sağlanır, delege elde tutulur. Delege yapılan isimler partiyi çok mükemmel şekilde bilen isimler değil. Özellikle Kemal Bey ve sonrasında delegeler itaat eden isimler üzerinde yoğunlaştı.
ERKAN ÇAKIR'IN İSTEKLERİ GERÇEKLEŞMEYİNCE FİTİL ATEŞLENDİ
Bugün başlayan soruşturma, 2023 kurultayında değişimcilerle birlikte hareket eden Erkan Çakır isimli bir arkadaşın o süreçte istekleri gerçekleşmeyince sonrasında bu kurultaydaki iddiaları dile getirmesiyle başladı.
NİHAT YEŞİLTAŞ DETAYI
Burada hedef aldığı kişi o dönemin ve şimdinin Bursa İl Başkanı olan Nihat Yeşiltaş'tı. Yeşiltaş bunun üzerine bir suç duyurusunda bulundu Bursa'da yürüyen bir soruşturma vardı. Bu soruşturma Ocak 2024'lere dayanıyor. Neticeten bu soruşturma belirli bir dolgunluğa ulaştığında Ankara'ya gönderildi ve Akif Hamza Çebi'yle Kemal Bey tanık olarak çağrıldı.
"KILIÇDAROĞLU İLE ALAKALI BİR ŞİKÂYET DEĞİL"
Bu gelişmeler sonrası basına yansıdı. Kemal Bey’in avukatı 'Biz tanıklık yapmıyoruz, bu dosyanın bizimle alakası yok.' açıklamasında bulundu. Gerçekten de Kılıçdaroğlu ile alakalı olan bir şikâyet değildi.
Değişimcilerle olan bir il başkanının o kurultay sürecinde değişimcilerle beraber olan Muş Gençlik Kolları Başkanlığı yapmış Erkan Çakır'la alakalı bir şikâyetiydi.
"DELEGELERİN KİME OY VERECEĞİNİ İL BAŞKANLARI BELİRLER"
CHP'de delegelerin serbest hareket etmesi istenmez, itaat eden isimler olması istenir. Nereye oy vermesi kendilerine il başkanlarıyla bildirilir.
Örneğin, Doğu Anadolu'dan bir il başkanları bütün delegeleri belirliyor, orada bir fire olduğu zaman o il başkanı Genel Merkez'in nazarında itibarını kaybeder. Çünkü bütün listeyi o belirliyor, gerekirse akrabalarından belirliyor. Onların tek rolü 2-3 yılda bir gelip Ankara'da konaklayarak kurultayda oy kullanmak.
"ATATÜRK'ÜN PARTİSİNE YAKIŞMIYOR"
CHP, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Atatürk'ün emaneti olan bir parti. Hal böyleyken CHP'nin delegeleri iradelerini bu şekilde sakatlığa uğratamaz. Bu tür kurultaylarda 20-30-40 delegenin böyle hareket etmesi bütün dengeleri değiştiriyor.
Bu kurultayda da bu durumun olduğu kanaatindeyim. Bu delegelere mevki makam verilerek maddi menfaat sağlama olabilir.
O kurultayda 1. turda Kemal Bey’i destekleyen Adana ve Mersin Belediye Başkanları bir anda 2. turda Özgür Özel'i desteklediler.
Adana'nın ve Mersin'in elinde tuttuğu delege sayısına bakarsanız 60-70 civarındadır. E ne oldu neticesinde?
Kemal Bey'i destekleyen bu iki şehir de belediye başkanı yapıldı tekrar ama ilçe belediyelerinde kendilerine hiçbir yetki verilmedi.
"SORUŞTURMA BİR NETİCEYE VARMAZ"
Bir hukukçu olarak söyleyeyim, bu soruşturmanın bir neticeye varacağı kanaatinde değilim.
Siyasi partiler yasasının 112. maddesinde bu tür kurultaylarda kongrelerde iradeyi sakatlayanlarla ilgili 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verileceği söylenir ama bir cezası olmaz.
Şu olabilir yansıyacak, dosyada olanlar nedir bilmiyorum ama bunun neticesinde siyaseten sonuçlar olabilir.
ÖZGÜR ÖZEL "TEKRAR OLAĞANÜSTÜ KURULTAY YAPIYORUM" DİYEBİLİR
Özgür Özel çıkar der ki 'Tamam hodri meydan. Zaten partide bir sıkışmışlık var. Kemal Bey’in döneminde kalan delegelerle şuan parti gidiyor. Etkili isimler arasında Ekrem İmamoğlu'na yakın çok isim var, hodri meydan ben tekrardan olağanüstü kurultay yapıyorum' diyebilir.
Netice ne olur? Kemal Bey'in tek başına çıkıp da bir kurultayı kazanma ihtimalini mümkün görmüyorum. Siyasetin gerçekleriyle konuşmak gerekirse tablo bu.
"KENT UZLAŞISI SİSTEMİNİN YANLIŞ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİM"
Bu süreç itibariyle CHP'nin 2024'te Kent Uzlaşısı adı altında yaptığı ittifakın bugün neticelerini görüyoruz. O zaman da uyarmıştım 'Bu ittifak yanlış. Bunun neticelerinden iktidar faydalanır. Bu belediye meclis üyeleri, belediye başkan yardımcılar yerine CHP'de çok emek vermiş insanlar var, bunlar gelmeli.' dedim ama dinlenmedi.
Şimdi o belediye meclis üyeleri, belediye başkan yardımcıları terörle ilgili soruşturmalara konu ediliyor.
CHP SIKIŞTI...
Bu bir sıkışmışlık yaratıyor partide. Bir de bunun üzerine cumhurbaşkanlığı adaylığı süreci var. İki güçlü isim Ankara'da %60 almış bir Mansur Yavaş, İstanbul'da 3. kez AK Parti'ye karşı kazanmış bir Ekrem İmamoğlu.
Bunların çatışması nereye varacak? Üzerine de bu tür soruşturmalar, kurultaydı kongreydi denmesi de ayrı bir süreç yaratıyor.
Bir anda genel başkan 'Ben kurultay kararı alıyorum, olağanüstü kongreye gidiyorum.' kararı da alabilir.
Türk siyasetinin düzelmesi için darbe döneminin yasası olan siyasi partiler yasasının değiştirilmesi gerek. Fakat her şey değiştiriliyor bir o değiştirilmiyor. Çünkü o yasa parti liderine ve genel başkanına tek başına çok güçlü yetkiler veriyor. Muhalefet olsun iktidar olsun kimse de bu yetkiden feragat etmek istemiyor. Bu nedenle bugün hala biz demokrasinin içerisinde bu tür olmaması gereken siyaseti lekeleyen tablolarla muhatap oluyoruz. "