Çanakkale Savaşları’nda Gelibolu’da düşman askerini durdurarak Anafartalar Kahramanı olan Mustafa Kemal Atatürk, 8 ay boyunca cephede düşman ile göğüs göğse çarpışırken, 2 bine yakın emir yazdı. Cumhuriyet’in 100’üncü yılına özel Mustafa Kemal Atatürk’ün cephesi yazışmaları Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Barış Borlat başkanlığında 800 sayfalık kitap haline getirildi. Bu kitapta Mustafa Kemal Atatürk’ün 2 bine yakın eserinden 800 tanesi ilk kez ortaya çıktı.



Mustafa Kemal Atatürk, Balkan Harbi’nden sonra, 27 Ekim 1913 tarihinde Sofya Ataşemiliterliği’ne atandı. 1’inci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti’nden görev istedi. 25 Şubat 1915’te 19’uncu Tümen başında Çanakkale Cephesine gitti. 8 Ağustos’ta Anafartalar Grup Komutanı olarak atanan Mustafa Kemal Atatürk 8 ay boyunca Çanakkale Cephesinde Mehmetçikle birlikte cephede düşmana karşı göğüs göğse çarpıştı. 8 ay boyunca cephede askerle birlikte düşman askerlerine karşı savaşan Mustafa Kemal Atatürk, 10 Ağustos’ta Gelibolu’da düşman askerini durdurarak Anafartalar Kahramanı oldu. Mustafa Kemal Atatürk 8 ay boyunca cephede savaşmasının yanı sıra 2 bine yakın emir yazdı. Mustafa Kemal Atatürk’ün taktik seviyesindeki verdiği emirler, stratejik olarak yazmış olduğu raporlar ve aynı zamanda askerin moral ve motivasyonunu yükseltmesi, cephedeki kararlılığı, muharebenin gidişatına seyrini okumuş olduğu, yapmış olduğu analizlerin yer aldığı 2 bine yakın belge Mustafa Kemal Atatürk’ün cephe yazışmaları kitap haline getirildi. 800 sayfa kitap içinde Mustafa Kemal Atatürk’ün 8 ay boyunca yazdığı emirlere yer verildi. 2 bine yakın emirden 800’ü tanesi ilk kez ortaya çıktı.



Çanakkale Savaşları’nda ’Çanakkale Geçilmez Destanı’nın dönüm noktası olan ’Anafartalar Zaferi’nin kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ün emirlerini kitap haline getiren ÇOMÜ AÇASAM Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Barış Borlat, “Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri alandaki en önemli cephelerinden bir tanesi Çanakkale Cephesiydi. Şüphesiz ki Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı başlarken Anafartalar Kahramanı olmasına giden yolda Çanakkale’deki askeri başarıları önemli bir yere sahipti. Kendisi Sofya Ataşemiliterliği görevindeyken, 1. Dünya savaşı esnasında Osmanlı Devleti’nden görev istemiş ve 19’uncu Tümen yani Osmanlı Devleti’nin Çanakkale Cephesi için hazırlamış olduğu ihtiyat kuvvetinin başında atanmıştı. Kendisi önce Tekirdağ’a gelmiş ve buradaki Yarçeşme barakalarındaki kuruluşun ardından Tümeniyle birlikte Çanakkale Cephesi’ne geçmişti. İşte aslında biz böylece Mustafa Kemal’in Çanakkale Cephesinde 25 Şubat tarihinde başlayan askeri sürecinin de gündeme gelmiş olduğunu göreceğiz. Bu tarihten itibaren kendisi önce 25 Nisan tarihinde Kara Savaşları’nın başlamasıyla birlikte bölgedeki askeri faaliyetleri ardından 8 Ağustos tarihindeki Anafartalar Grup Komutanlığına atanmasıyla birlikte gerçekleştirdiği faaliyetlerle birlikte aslında Çanakkale Cephesinde yaklaşık 8 ayı bulan bir dönem içerisinde görev icra etmişti. Biz hazırlamış olduğumuz bu eserde Çanakkale Cephesinde Atatürk’ün yazmış olduğu tüm emirleri, mektupları, basındaki çıkan haberler içerisindeki yazışmalarının önemli olan, özellikle değerlerini toplamaya çalıştık. Ve bu sayede aslında bugüne kadar tamamlanmayan, eksik kalan ve Anafartalar Kahramanı olmasının altındaki yatan emirlerin, askeri yazışmaları da neredeyse 800 sayfayı geçen toplamda 2 bine yakın emri de bir araya getirmiş olduk. Bu emirler aslında bakıldığında beraberinde şunu gördük, nasıl ki bugüne kadar söylediğimiz Atatürk’ün askeri başarısı ya da başka bir ifadeyle askeri dehasının ne anlama geldiğini aslında satır aralarında, emirlerin içerisinde de görmeye başladık. Kendisinin taktik seviyedeki verdiği emirler, stratejik olarak yazmış olduğu raporlar ve aynı zamanda askerin moral ve motivasyonunu yükseltmesi. Cephedeki kararlılığı, muharebenin gidişatına seyrine okumuş olduğu, yapmış olduğu analizler aslında bu emirlerle ilk defa gün yüzün çıkacak. Eser içerisinde bulunan, toplamda 2 bine yakın emir içerisinden 800’e yakını ilk defa okuyucuyla buluşacak. Biz bunları askeri arşivden, kurumumuzun kendi arşivinden, Alan Başkanlığı bünyesindeki arşivden ve birçok özel koleksiyondan faydalanmak suretiyle okurlara gün yüzüne çıkartmak amacıyla ulaştırmış olacağız. Böylece Cumhuriyet’in 100. yıl anısına Çanakkale Cephesinde başlayan Anafartalar Kahramanı Kurtuluş Savaşında ön plana çıkmasında öne çıkmasını sağlayan süreci de bir nebze de olsa üniversitemiz adına, yapmış olduğumuz çalışma içerisindeki bilim ekibi ile kazandırmaya çalışacağız” dedi.



Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale Cephesine ilk geldiği tarihin 23 Şubat’ta Alayla birlikte olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Barış Borlat, “25 Şubat tarihinde tamamlanmıştı. 25 Şubat tarihinde başlayan bir yazışmalar süreci aslında burada başlıyor. Yazışmaların bittiği tarih ise 10 Aralık’tır, 10 Aralık 1915 tarihinde sona eriyor. Bu arada geçen zaman zarfı içerisinde yani yaklaşık 8-9 aylık bir süreç esnasında biz yazışmaları göreceğiz. Şunu söyleyebiliriz, Atatürk’ün Çanakkale cephesinde bir şarapnelle göğsüne isabet etmiş, saati parçalanmış, hayatı kurtulmuştu. Bu aslında cephenin en ön hattındaki bir muharebede birlik komutanlığının seyrini bize gösteriyor. Evet, kendisi önemli bir muharip asker ve komutan. Ama bir o kadar da masa başında emirleri yazması gerektiğini göreceksiniz, yani bir komutanlık vasfının muharebenin ön hattın cephede hayatını feda eden bir durum sergilerken bir yandan da neredeyse 1800-1900’e yakın emir yazıyorsunuz siz, süre 8 ay içerisinde. Biz eser bittiğinde 800 sayfayı geçen bir eser ortaya çıkıyor, yani Mustafa Kemal Çanakkale Cephesinde muharebe hattında savaş yaparken, saatinin parçalanacak kadar muharebe hattına girerken, bir yandan da 800-900 sayfalık bir metinler bütünü ortaya koyuyor aslında. Ulaşabildiğimiz büyük emirlerin çoğu bize aslında şunu gösteriyor. İşin bir yanıyla askeri stratejik, taktik seviyesindeki operasyonel kısmı görüyorsunuz. Bir yandan da oturup bu emirleri yazan onun planlamasını yapan, alt komutanlık seviyesindeki sevk ve idariyi yapan hazırlayan bir komutan figürü ortaya çıkardığını görüyorsunuz ki, bu da ortaya aslında Atatürk’ün hep bahsettiğimiz çok yönlü olma halinin de önemli bir örneği olduğunu söyleyebiliriz bu haline bakıldığında” diye konuştu.