Gündem

Muhsin Yazıcıoğlu’nun düşen helikopterine 41 dakika sonra ulaşıldığı iddia ediliyor

Büyük Birlik Partisi’nin kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmesinden 41 dakika sonra olay yerine askeri bir helikopterin indiği, bir süre olay yerinde kaldıktan sonra ölü ya da yaralı kimseyi almadan geri havalandığı iddia ediliyor. Oysa Yazıcıoğlu ve yanındakilerin yeri 48 saat boyunca aranmıştı.

Abone Ol

ARZU ERDOĞRAL / HABER MERKEZİ

Şüpheli bir helikopter kazası sonucu ölmesinin üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen Muhsin Yazıcıoğlu’nun kazayla ölmediği, kasten öldürüldüğü yönündeki iddialara sık sık yenileri ekleniyor. Samimi Haber’in ulaştığı yeni iddialar Yazıcıoğlu Davası’nın seyrini değiştirecek nitelikte.

Yazıcıoğlu’nu 25 Mart 2009’da dört partili ve bir gazeteciyle birlikte Kahramanmaraş’tan Yozgat’a götüren helikopter düşmüş, arama kurtarma ekipleri ve köylüler enkaza ve cesetlere iki gün sonra ulaşabilmişti. Ancak ortaya atılan bir iddia, düşen helikopterin yanına, içinde Jandarma Özel Harekat (JÖH) birimlerinin bulunduğu bir başka helikopterin 41 dakika sonra indiği, bir süre olay yerinde kaldıktan sonra cesetleri almadan tekrar havalanıp gittiği yönünde. 

FETÖ’nün her yere sızdığı dönem…

Yazıcıoğlu, kurucusu ve genel başkanı olduğu Büyük Birlik Partisi’ni 29 Mart’taki yerel seçimlere hazırlamak için bir helikopter kiralatmıştı. Seçime dört gün kala, 25 Mart 2009’da bu helikopterle önce Sivas’tan Kahramanmaraş Çağlayancerit’e gidilmiş, oradaki mitingin ardından helikopter Yozgat Yerköy’e gitmek için saat 14.37’de havalanmıştı. Ancak helikopterle bağlantı saat 15.02’de kesildi. İki gün süren aramalar süresince en çok aranan ve yoğunlaşılan bölge ile, enkazın bulunduğu nokta arasındaki mesafe arasında ne ilginçtir ki yaklaşık 100 kilometre vardı. 
FETÖ’nün TSK dahil her kurumda etkin olduğu o dönemde yaşanan bu gizemli olayın kaza değil cinayet/suikast olduğuna yönelik çok sayıda iddia ortaya atıldı. Samimi Haber’in Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) kaynaklarından edindiği bilgilere göre bugün ortaya koyduğu iddia ise ilk kez gündeme geliyor.

41 dakika sonra bir başka helikopter indi!

İddiaya göre, Yazıcıoğlu’nun ölümü netleştikten sonra JÖH timi komutanı olan subay, üst amirine bir “görev sonu raporu” yazıyor. Bu tür bilgi notlarına “ceride” denildiği de biliniyor. JÖH timi komutanı, hazırladığı 3 sayfalık görev raporunda, Muhsin Yazıcıoğlu’nun düşen helikopterinin yanına, bağlantının kesilmesi ve düşmesi olayından 41 dakika sonra bir başka helikopterle indiklerini, timde JÖH mensubu askerlerin yanı sıra PÖH (Polis Özel Harekat) mensubu kimselerin de bulunduğunu yazıyor. 

“Biz olay yerindeyken Yazıcıoğlu ex oldu”

Yazıcıoğlu’nun, diğerlerinin ve helikopterin durumu hakkında bilgi de veren JÖH komutanı, BBP Genel Başkanı’nın yaralı durumda olduğunu belirttikten sonra; “Muhsin Yazıcıoğlu yaralı durumdaydı. Bizim orada bulunduğumuz süre içinde Yazıcıoğlu ex oldu” notunu düşüyor. 
Görev raporuna göre JÖH ve PÖH timleri, yaralı ya da ölü hiç kimseyi almadan olay yerinden helikopterle ayrılıyor. 
Bu iddiayı öne süren TSK kaynakları, söz konusu 3 sayfalık raporun daha sonra FETÖ mensubu subaylar tarafından tamamen yok edildiğini, tüm kayıtlardan silindiğini dile getirdi. 

Sorular… Sorular…

İddia çerçevesinde çok sayıda soru ortaya çıkıyor. İşte birkaçı: Helikopterli tim, Yazıcıoğlu ve yanındakileri kurtarmak, hastaneye taşımak gibi amaçlarla olay yerine inmediyse gerçekte hangi amaçla indi? Amaç Yazıcıoğlu’nun ölüp ölmediğini kontrol etmek miydi? Tim bölgeye indiğinde Yazıcıoğlu yaralı durumda idiyse, neden hemen helikopterle en yakındaki hastaneye götürülmedi de, ölmesi beklendi? Tim oradayken Yazıcıoğlu kendiliğinden mi öldü, yoksa ölümü “sağlandı mı”? JÖH timi cesetleri veya yaralıları kendi bulunduğu helikoptere bazı teknik nedenlerle alamamış olsa bile, neden ilgili/yetkili birimlere haber vermedi? Tim neden bu şekilde davrandı? Tim ve komutanı tümden FETÖ’cü müydü? Üst makama verilen 3 sayfalık bilgi notu ya da görev raporu kim/kimler tarafından, neden yok edildi?

Somut veriler

Yıllardır süren Yazıcıoğlu Davası’nın tutanakları arasında da, bu iddiayı destekler nitelikte somut veriler mevcut. 
Yazıcıoğlu Davası çerçevesinde ifade veren gizli tanık “Bora”, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’nda verdiği 14 Temmuz 2011’deki ifadesinde, olayın yaşandığı tarihte Kahramanmaraş İl Jandarma Komutan Yardımcısı olan Hamza Tiryaki’nin telefonda; “Duruma bakın, gerekirse ex olana kadar bekleyin” diye talimat verdiğini iddia etmişti. Gizli tanık, Tiryaki’nin bu konuşmayı, Kahramanmaraş’taki harekat merkezinden dışarıya çıkıp yaptığını da eklemişti. 
Hamza Tiryaki ise Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’na 6 Eylül 2011’de “şüpheli” sıfatıyla verdiği ifadede, gizli tanık “Bora”nın iddialarını reddedip; “Böyle bir telefon görüşmesi yapmadım. Bu anlamda herhangi bir söz de söylediğimi hatırlamıyorum. Benim kaza geçiren şahıslarla herhangi bir husumetim, düşmanlığım, tanışıklığım yoktur, bu şekilde hareket etmemi gerektirecek herhangi bir neden de yoktur” demişti.