Gökhan Soy, yerli yazılımın ekonomik sürdürülebilirliği konusundaki zorluklara da dikkat çekti. Türkiye pazarının yeterince büyük olmamasının, sadece yerli yazılım geliştirme sürecini ticari olarak zorlaştırdığını ifade etti. Pardus örneğini vererek, bu tür projelerin sadece Türkiye'de kullanılmasının ekonomik ve teknolojik açıdan sürdürülebilir olmadığını belirtti. "Yurt dışından ithal edilen yazılımların hepsine uyumlu çalışması lazım. Bunu yaptığımız noktada stratejik de olabilir," dedi.
Yerli ve milli yazılımın stratejik önemi
Milli yazılıma dönmenin büyük bir avantaj olabileceğini belirten Soy, bunun genelde dünyada birkaç ülkenin başardığını söyledi. "Önce yazılımları geliştiriyorlar, sonra bunları bütün dünyaya ihraç ediyorlar," dedi ve Nvidia'nın örneğini vererek, Amerika'nın bazı çiplerin ihracatını engelleme stratejisine dikkat çekti. Soy, bu tür stratejilerin daha sürdürülebilir olduğunu, ancak sadece ulusal güvenlik adına yapılan geliştirmelerin yeterli olmadığını belirtti.
Pardus ve diğer yerli yazılımlar
Pardus'un neden yeterince ilgi görmediği konusuna da değinen Soy, Pardus'un sadece Türkiye'de kullanılacak olmasının, projenin başarısını sınırlayan en önemli faktörlerden biri olduğunu söyledi. "Bu, bizim kendimizi izole etmemiz gerektiği zamanlarda ciddi anlamda hayati bir rol oynayabilir," dedi. Ancak, dünya çapında kullanılan milyonlarca yazılımın varlığı göz önünde bulundurulduğunda, yerli yazılımın bu geniş yazılım ekosistemiyle uyumlu olmasının da kritik bir gereklilik olduğunu vurguladı.
Gökhan Soy'un açıklamaları, milli yazılım projelerinin hem ekonomik hem de stratejik önemini ortaya koyarken, bu alanda daha fazla yatırım ve uzun vadeli bir strateji gerektiğine işaret ediyor. Milli yazılımın geliştirilmesi, ülkemizin siber güvenliği ve dijital bağımsızlığı açısından kritik bir öneme sahip. Ancak, bu sürecin başarılı olabilmesi için uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek ürünler geliştirilmesi ve bu ürünlerin ihracatının desteklenmesi büyük önem taşıyor.