Bir insan hayalleri için sıfırdan, önyargıları yıkarak nasıl yürüyebilir? Hırs ve azim
duygusu nasıl kazanılabilir? Bu noktada ise Büşra Taştemir yaptığı sporla ve henüz 20
yaş gibi bir genç sayılabilecek yaşta, Türkiye adına sayısız madalya kazandı. Azmi ve
hırsı ile küçük yaşlardan başlayarak ve yaşıtlarına örnek olabilecek başarılara imza attı.
2018’de İtalya’nın Venedik şehrinde düzenlenen dünya şampiyonasında finalde İsrailli
rakibiyle ringe çıktı. Dünya ikincisi oldu ve Türkiye’ye gümüş madalyayı getirdi.
2019’da Üniversiteler arası Muay Thai Türkiye Şampiyonası’da 48kg da 1. oldu.
2020’de ise Türkiye Açık Kickboks Şampiyonası’nda 48kg low lick branşında 1. oldu.


19 Mayıs Üniversitesi Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon 3. sınıf öğrencisi
Taştemir, 20 yaşında olmasına rağmen çok küçük yaşta sporla bir bütün oldu. 4 kardeş olan
Büşra Taştemir’in Babası mobilyacı ve annesi de bir markette kasiyer olarak çalışıyor. Spor
yapmayı severek yapan ve insanları kickboks alanına teşvik eden Taştemir, kariyerinin ilk
basamaklarının temelini sağlam atıyor. Lisanslı olarak İlkadım Belediyesi sporcusu olarak
kendisini gösteriyor ve Türkiye’yi temsil eden yarışmalarda önemli unvanlara sahip oluyor.


“İnsanların destekleri beni daha çok spora bağladı”


Büşra Taştemir, kendisini küçüklükten beri spora adadığını dile getiriyor. Küçük yaşlarda
spora meraklı olan ancak hangi spor dalı için uğraşacağına bir türlü karar veremeyen
Taştemir, “9 yaşından itibaren çocukluktan gelen bir spor merakım vardı ve okuldaki
arkadaşlarım sporla ilgileniyorlardı. Bende hep istiyordum ama bir türlü hangi sporu
yapacağım hakkında karar veremiyordum. Bir gün babam bir yerde akrabamızla karşılaşıyor
ve sohbet arasında kızının Kickboks antrenörü olduğunu ve bizim evin yakınında salonda
çalıştırdığını söylüyor.Ben çok hevesliydim ama biraz çelimsiz ve utangaç bir çocuk olduğum
için babam benden çok ablamın başarılı olacağını düşünüyordu. Ben 10 ablam 12 yaşındaydı
ve sonrasında ben devam ettim. Fakat ablam derslerine yoğunluk vermek istediği için
bırakmıştı. Ben hırslı bir çocuktum ve Kickboksu gerçekten sevmiştim. Esra Güngör hocam o
hırsımı görüp benimle daha çok ilgilenmişti ve kendimi denemek için maça soktu. 46 kg da
yıldızlarda ilk maçımı Light Contact da dövüşmüştüm. Benim için çok heyecanlı bir maçtı.
Yenilmiştim ama iyi bir maç çıkarmıştım. Daha sonrasında Fatih Karagül hocamla müsabık
grupla antrenmanlarıma devam ettim. Bu süreçte kendimi daha çok spora adadım ve
hayatımın çok büyük bir parçası oldu.” ifadelerini kullanarak Kickboks başlangıç serüvenini
anlatıyor.


“Spora bağlanmamın en büyük nedeni hırsım”


Bir kadının dışarıdan görülen önyargıları nasıl yıktığına değinen Taştemir, bakış açılarının
değişiminden memnun. Genç kızlara verilen kalıpların dışında yer bulmanın gerekliliği gözler
önüne seriliyor. Bu kalıplara da değinen genç sporcu ‘güç’ öğesinin kazanabileceğini
gösteriyor. Büşra Taştemir kalıpların dışında özgür olduğunu ifade ederek, “Hayatım boyunca
genel bakış açım kadınlara söylenen ‘erkek sporu bu ya kadın ne yapabilir’ düşüncesine sahip
insanlardan uzak durdum. Böyle bir kitlenin söylediklerine karşı çıkmak için hırslandım.
Önyargıları yıkmak için daha da çok azim ettim. İlk Türkiye şampiyonu olduğunda 14
yaşındaydım. Bu başarıyı elde ettikten sonra ailem ve çevrendeki insanların destekleri beni
daha çok spora bağlamıştı. Daha sonrasında bu başarılarım hep bu şekilde devam etti. 18 yaşımda Gençler 48 kiloda Low Kick branşında tekrar Türkiye Şampiyonu oldum ve bu süreçte daha çok çalışmam gerekiyordu. Çünkü önümde Dünya şampiyonası vardı. Bu süreç hem antrenmanlarda aldığım eğitim hem kamp çalışmalarım yoğun bir şekilde devam etti.

İtalya’nın Venedik kentinde düzenlenen dünya şampiyonasında finalde İsrailli rakibime 2-1 yenildim ve dünya ikicisi oldum. Bundan sonraki süreçte hedefim ve hayalim dünya şampiyonluğu olacak. Başarılarım, yenilgilerim, yanımda olan insanlar beni özgür hissettiriyor. Bu ‘özgür ruhu’ kaybetmeden yoluma devam edeceğim.”


“Yargıları yıkıp maçlara çıkarak şampiyon oldum”


Uzun süreli bir sakatlık geçiren Büşra Taştemir, 6 ay gibi bir süreliğine sahalardan uzak kaldı.
Fakat emekleyerek de olsa şampiyonluğu hedefleyen Büşra Taştemir, bu zorlu süreçte pes
etmedi. Taştemir, “Bu süreçte 2016’da bir sakatlık geçirmiştim. Arkadaşımla idman yaparken
tekme attım ve dizim döndü. Ön çapraz bağlarım koptu ve ameliyat oldum. 6 ay gibi bir süre
sonrasında maçlara çıktım ve tekrar şampiyonluğu elde ettim. Günlük hayatım aslında
rutindir. Beslenmem de öyle. Beslenme düzenime çok fazla dikkat ettiğim söylenemez. Fakat
elimden geldiğince düzenli beslenmeye ve sağlıklı şeyler yemeye çalıştım. Pes ettiğimi
düşünen insanların kendi yargılarını yıkarak tekrar ringe çıktım.”


“Türkiye adına dövüşmek ve temsil ediyor olmak çok gurur verici”

Büşra Taştemir, çevresindeki insanların destekleyici ve motive edici olduğu, bu desteklerle
hedeflerinin daha ilerisine gidecek. Türkiye adına önemli başarılar almaya devam eden genç
sporcu saygınlık kazandığı için kendisiyle gurur duyuyor. Çevresindekilerinin desteği ile
spora olan aşkına değinen genç sporcu,“Çevremdeki değerli insanların, yaptığım spora karşı
herhangi bir önyargısı olmadı. Bana karşı aslında hep destekleyicilerdi. Fakat Kickboks sporu
yaptığıma inanamıyorlardı. Erkek sporu olarak bilinmesinin en büyük nedeni de kadına
yakıştırılmamasına burada da şahit oldum. Zamanla başarı elde ettikçe herkes benimle gurur
duydu ve hep destekleyici oldular. Başardığımı gördüklerinde saygınlık kazandım ve spora
aşkla bağlanmaya devam ettim. Pandemi sürecinde sokağa çıkma yasağı olduğu dönemde
terasta kendi kendime kum torbası, gölge boksu vb. tarzında kendi çabamla idman yapmaya
devam ettim. Bu antrenman çok yeterli olmuyordu. Fakat daha sonrasında hocamla birebir
salonda idmanlarıma devam ettim. Zor bir süreçti ama elimden geldiğince formumdan
düşmemeye çalıştım. Spor bana çok şey kattı, küçük yaşta hedeflerim oldu ve kendime güven
duygum arttı. Yeni insanlar tanıdım ve birçok şehir ülke gezdim. Toplum arasında saygı
duyulan bir birey oldum. Genç yaşta bu başarıları elde etmiş olmak bayrağımı
dalgalandırmak, Türkiye adına dövüşmek ve temsil ediyor olmak çok gurur verici. Şimdiki
hedefim dünya şampiyonluğu bu duyguyu yaşamak ve ülkemizi güzel bir şekilde temsil
etmek istiyorum. Bu spora bağlandığımı Türkiye görsün istiyorum.” sözlerine yer vererek
sporu ruhunun derinliklerinde hissettiğini gösteriyor.

Haber: Merve Şişman