Ekonomideki üretim tüketim ilişkisi içinde; en çok şikâyet edilip durulan ‘'üretmiyoruz bundan dolayı ekonomimiz kötü'' genel anlayışını sürekli herkes tekrar ediyor. Neredeyse bütün siyasi partiler üretimden bahseder ama bunun kaynak olarak nasıl gerçekleştirileceğini mevcut sistemin müsade ettiği ve öğretilmiş yöntemlerle söylerler. Bunuda borçlanmadan başka çaremiz yok diyerek; kurulu sistemin arzu ettiği gibi milleti ve devleti sürekli borclandirmayı halka söylerler. Bu işin söz şövalyeleri de ekonomide bundan başka çıkış yolu yok diye ekranlarda sürekli halka narkoz vermeyi sürdürürler. Siyasi partiler içinde üretimin gerçekleşmesi için paranın üretiminin ele alınması gerektiğini Milli YoL Partisi söyler. Bunun dışında hiç bir siyasi parti para sisteminin millileşmesinden bahsetmez. Bunun nedeni meselenin özünü hala kqvramamış olmaları ve bağımlı ithal ekonomik çözüm önerilerini siyasi olarak benimsemeleridir. Milli YoL Partisi, üretimin gerçekleşmesi için mevcut sistemde üretim borca bağlıdır diyor. Bu para kredi sisteminde, üretebilmek için kaçınılmaz olarak borçlanmanız gerekir. Çünkü paranın borç olarak üretilmesi bunu kaçınılmaz kılıyor. Milli YoL Partisi, sistem değişimine gidilerek borçlanmadan üretim yapmayı öneriyor. Bunun içinde finansal bir devrim öneriyor. Bu finansal dönüşüm olmadan toplumsal sorunların büyük kaynağı olan ekonomik adaletsizliklerin ortadan kalkması mümkün olmayacaktır. Üretim olmadan ekonomi olmaz. Ama üretileni tüketmeden de ekonomi olmaz. Üretim ve tüketim ilişkisi bir denklik içinde olması gerekir. Eğer bunu toplumsal bir tüketim üretim denkliğine dönüştüremezseniz, mevcut ekonomik türevler kendi içinde sürekli bozucu bir etki yapmaya devam edecektir. Peki bu ekonimik denkliğe nasıl ulaşacağız? Bu denkliğe bizi ulaştıracak belirleyici etki denklemin bir tarafında para dediğimiz ölçünün maliyetsiz biçimde üretilmesi olacak. Denklemin diğer tarafında mal ve hizmetlerin toplamı olacak. Bu bir ekonomik denklik olup mal ve hizmeti çevirecek miktardan paranın piyasada var olmasını gerektirir. Bu ölçü yani para tam bağımsız ve üretime bağımlı olarak var edilerek, sıfır maliyetli oluşturularak, üretim maliyetini arttıran sermaye maliyeti ortadan kaldırılacaktır. Ölçü gerçek ticaretin var olması için korunaklı bir hale getirilecektir. Şimdi sık sık dile getirilen ‘'milli para'' ne kadar milli? Bu milli para kavramının milli irade üzerinden, yerli mal ve hizmet üretimi ile ilişkilendirilmesi ne ölçüde yapilabilmiştir? Bir sıralama yapılması gerekirse; milli irade, milli para ve milli üretim sıralaması yapılabilir. Milli irade önce, milli paranın varlığını oluşturma konusunda milletin menfaatine yönelik adımlar atması gerekir. Bunun için de mevcut para sistemini hesaba çekmesi gerekir.  Mevcut finansal düzeneğin işleyiş biçimi, Türk milletinin, Türk devletinin açık biçimde aleyhinde işlemektedir. Bu işleyiş biçimini düzenleyen finansal içerikli yasal düzenlemeler değiştirilmez ise, mevcut düzen milletin aleyhinde sürekli borçlandırmak şeklinde işlemeye devam edeceğini biliyoruz. Şimdi bu milli para tabirini kullanıp, milli olmayan uygulamaların devam etmesine ses çıkarmayacakmıyız? İşi getirip, adeta narkozlama söylemine dönüşmüş ''üretim yapmalıyız'' gibi genel geçer bir ifadeyle işi kapatamayız. Mevcut kullandığımız para, faizle üretilerek piyasaya sürekli borç veriliyor. Ödenemez bir sistem işleyişi ile millet sürekli hacizlerle sömürmektedir.   Paranın millileşmesi, borç olarak üretilmekten çıkartılıp, faizsiz hale getirilmesinden geçer. Her kim ki milli paradan bahsederse, bilmesi gereken şey; faizsiz para üretim sisteminin ülkede temel bir kuramsal modelin yeniden yapılandırılarak uygulanmasını gerektirir. Üretim ekonomisine geçebilmek için; üretimi bağımsız hale getirecek bağımsız bir para sistemi ile bunu yapabilirsiniz. Paranın üretimini faizden arındırarak bağımsız hale getirmeden üretim yapmanız, ancak sizi üreten bir köle haline getirir. Selam ve dua ile…