MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuşuyor.

Bahçeli'nin açıklamalarının satırbaşları şöyle:

"Sağanak yağışlar hayatın olağan akışını olumsuz etkilemiştir. Şiddetli yağışlardan dolayı hayat durma noktasına gelmiştir. Sel suları Ankara merkez ilçelerinde ev ve işyerlerini basmış, cadde ve sokakları sular altında bırakmıştır. Hem Ankara hem de İstanbul büyükşehir belediyesi sel taşkınları, mağduriyetleri vurgun yemişçesine seyretmiştir. Meteorolojinin tüm uyarılarına rağmen hiçbir adım atılmamıştır. Basiretsiz ve beceriksiz belediye yönetimleri bir kez daha sınıfta kalmıştır.

Sakin ve emniyetli denizde herkes kaptanlık taslayabilecektir. mühim olan fırtınalı ortamda gemiyi limana yanaştırmaktır. Doğal felaketlerle mücadele, felaket esnasında değil ihtimal önceden değerlendirilip eşgüdüm halinde sahaya yansıtılmalıdır. Kar ve yağmur yağdıktan sonra yapılacak gayret boşuna emektir.

Ankara ve İstanbul tarihine pranga vuran altyapı eksiklikleri, siyasi ihtiras, organizasyon yetersizlikleri kısır gündemlerle mücadeleler bugünkü tablonun yegane müsebbipleridir. Türkiye'nin zillete düşmüş siyasetçileri, kötürüm belediye yönetimlerini hak etmemektedir. Hükümet İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerinin boşluğunu doldurmuştur.

Terörle mücadele

Bahçeli, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu:

Bugün Türkiye’nin karşısındaki en büyük tehdit etnik bölücülüktür. Türkiye'ye ihanet eden PKK'lı teröristler üç ayaklı çıkış yolu vardır. İlk olarak terör saldırılarına ön şartsız son verilmelidir. Silahlarıyla dağdan inip, sınır ötesinde Türkiye'ye teslim olmalıdır, Türk adaletinin hükümlere boyun eğerek cezalarını çekmeleridir.

Türkiye bir yol ayrımına gelmiştir. Ya ülkeyi kanlı bölünme ve çatışma sürecine sürükleyecektir ya da milletimizin desteğiyle hunhar eylemlere gereken cevabı vererek emelleriyle gömecektir. Bu zilletin, hıyanetin sonu gelmiş, yılların birikimiyle, tecrübesiyle tezahür eden operasyonel kabiliyet hainlerin korkulu rüyasına dönmüştür.

Terörle mücadele süreci çok boyutlu ve çok zor bir süreçtir. Karşımızda emeli ve hedefi karanlığa bulaşmış teröristler yoktur. Terörizmin imalatçı ülkeleri, ikmal kaynağı olan üniformasız barbarlar vardır. PKK sadece PKK'dan ibaret değildir. FETÖ sadece FETÖ'den mütevellit değildir. Türkiye'nin kimle hesabı varsa, terörizm baronları teröristlerin ümit aşısı onlardır. Teröristler kukladır, kuklacılar ise mahyası kapkara odaklardır.

ABD-YPG ilişkisi

Türkiye'nin haklı, meşru sınırötesi operasyonu an meselesiyken, Kamışlı'da ABD askerleriyle PKK/YPG'li teröristlerin devriye turları atması neyin mesajı, kimin tertibidir. ABD'li askerlerin teröristlerle ne işi vardır? ABD pozisyonunu netleştirmek mecburiyetindedir. Bu ülke dost mu düşman mı?

Hiç kimsenin hiçbir ülkenin tarihin hakemliğinde tecelli eden bu gerçeği unutmaması şarttır. Tavizimizden medet umanları reddedecektir. Mahvımızı projelendiren bölücü terörü reddedecektir. Türkiye göstereceği yüksek iradeyle bölünmeyeceğini, tacizlere eyvallah etmeyeceğini, bedeli ne olursa olsun dosta da düşmana göstermiş, alayına göstermeye devam edecektir.

Müttefikliğin ahlakıyla müktesebat kültürü olmalıdır. İlkeli, tutarlı ve dengeli bir kavrayışı bulunmalıdır. Bir yandan teröristlerle düşüp kalkanlar evrensel dolandırıcılığın hem figüranı hem senaristi olarak anılacaktır.

NATO Genel Sekreteri Türkiye'nin kaygılarını meşru gördüğünü özüyle teyit ediyorsa bunu ABD ve bazı Avrupa ülkelerine kabullendirmek durumunda. Bizim endişelerimizin hududu sadece İsveç ve Finlandiya ile görülemeyecektir. ABD, bölücü terör örgütüyle can ciğer bulunması ikiyüzlülüktür asıl endişe kaynağımız da budur. Türkiye dostunun da düşmanının da mert olmasını ister.