Sosyal medya hesabı üzerinden konuya ilişkin açıklama yapan Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner, Muğla Tarım İl Müdürü Barış Saylak’ın siyasi hesaplar peşinde olduğunu ve AK Parti’den aday gösterilmeyince partiyi sırtından vurduğunu ifade etti.
Metiner, Saylak’ın kendisine “Erdoğan’ın Prensi” imajını çizdiğini ancak Cumhurbaşkanı’nın kendisine iletilen bilgiler dolayısıyla Saylak’ın üstünü çizdiğini belirtti.
Metiner’in Bafa Gölü çevresi kirliliği nedeniyle hükümeti ve bakanlığı hedef alan Saylak’ın görevden alınmasını istediği açıklaması şu şekilde:
Olay siyaseten çok vahim.
Bir bürokrat haddini aşarak siyaset kurumunu, hele de sayesinde koltuk kaptığı iktidar partisinin bakanlığını saygısızca TBMM komisyonunda eleştirebilme cüretini gösterebiliyorsa anında görevinden alınmalı.
Anlatayım.
Kısaca anlatacağım her şey teyitlidir.
Komisyondaki başkan vekili milletvekili kardeşimizin bana anlattıklarından ibarettir.
Bafa Gölü çevresi kirliliğiyle ilgili bir meclis komisyonuna çağrılıyor Muğla Tarım İl Müdürü.
Kirlilikle ilgili sorulan sorulara karşılık son derece lauabali ve üsttenci bir dille başlıyor siyaset kurumunu eleştirmeye.
Muğla AK Parti milletvekilimiz Kadem Mete’den başlıyor, ilgili bakanlığımızın yanlış (!) uygulamalarını emsal gösterip saydırıyor.
Öncesi buna siyaset kurumunun ve ilgili bakanlığımızın sebebiyet verdiğini söylüyor.
“Suçu üstünden atıyor”
Yani suçu üstünden atıyor.
Hiç bir şekilde kabahatinin olmadığını söylüyor.
Ama öyle gevşek ve münasebetsiz bir tavırla anlatıyor ki AK Partili vekillerimiz şaşırıyor.
Tabii hemen ağzının payını veriyorlar.
Ayrıntısına girmeden anlatıyorum.
Çünkü ayrıntılı bilgiler çok daha can sıkıcı.
Küstahlık derecesine varan tutumu karşısında komisyon başkan yardımcısı Kilis milletvekili değerli kardeşim Ahmet Dal’ın yerinde tepkisi, akabinde diğer arkadaşlarımızın tartışma boyutuna varan tepkileri gönlüme su serpse de partim ve hükümetim adına üzüntüm tarifsizdir.
Böyle birinin il müdürü olarak göreve getirilmesi utanç vericidir. Hala o görevde tutuluyor olması da daha hazin bir durumdur.
Bu kişinin Muğla’da kendisine Erdoğan’ın “Prens”i süsü vermesine bilmem ki me demeli?
Son yerel seçimde Milas belediye başkan aday adaylarından biriydi.
Cumhurbaşkanımıza iletilen bilgiler dolayısıyla üstü çizildi.
Her yerde ve herkese aday olacağını söyleyip duran bu kişi aday olarak gösterilmeyince bu kez ihanet etti.
Bizzat ben şahidim.
Milas’ta seçim çalışmaları için 2 aydan fazla bizzat ben bulunduğum için canlı şahidim.
“Partiyi sırtından vurdu”
Partiyi sırtından vurdu.
Belediye başkan adayımıza kaybettirmek için her türlü hileli yola başvurdu.
Baktı olmuyor, kurnazlık yapıp Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayının kanatları altına sığındı.
Onunla çalışıyor gibi yapıp el altından Milas’ta kaybetmemiz için her yolu denedi.
Buna Milas teşkilatımız şâhittir.
Son bir iki gün kala Milas teşkilatının etkinliğine katılıp zevahiri kurtarmaya çalıştı.
Tekrar İl Müdürlüğü koltuğuna geri dönebilmek için.
Büyükşehir Belediye Başkan adayının ısrarıyla seçime bir kaç gün kala il müdürlüğü görevine geri döndürüldü.
Şimdi bu kişi il tarım müdürü sıfatıyla çağrıldığı TBMM komisyonunda siyaset kurumunu ve bakanlığımızı eleştirme cüretini göstererek kendini aklama-paklama yoluna gidiyor.
Neyse ki Ahmet Dal gibi dava ve siyaset şuuru olan kardeşlerimiz tarafından hak ettiği cevabı alıyor.
Bu adam benim iktidarımın il müdürü işte!
Çok yazık!
“Kimlerle yol yürüyoruz”
Kimlerle yol yürüyoruz, kimleri hangi makamlara getiriyoruz!
Sonra da niye kaybettik diye dövünüyoruz!
Bizi arkadan hançerleyenleri ödüllendirmeyi sürdürdükçe şikayete hakkımız yok bizim!
Benim eleştirim o bürokrata değil, asıl onu oraya getirene, apaçık ihanetine rağmen tekrar onu o koltuğa oturtana!
Çok yazık!
Umarım ders alırız!
Ve dilerim gereğini yaparız artık!
O il müdürünün görevde kaldığı bir gün bile haramdır gayrı!