Gündem

Mansur Yavaş’ın derin planı: 1 milyon CHP üyesi mi, 5 milyon imza mı? İMAMOĞLU SEÇİMİ BAŞTAN KAYBETTİ

CHP’de cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi süreci karşılıklı hamlelerle bir satranç oyununa dönüştü. Ancak daha incelikli hamleleri Mansur Yavaş’ın yaptığı görülüyor. Yavaş’ın ön seçime katılmama kararının, İmamoğlu’nun “ipini çekecek” en kritik hamle olduğu değerlendiriliyor. Toplumda çeşitli kesimlerin imzasını alarak aday olmayı planlayan Yavaş’ın, sadece CHP üyelerinin “hazır servis” oyuyla aday olacak bir İmamoğlu’na karşı olası bir cumhurbaşkanlığı seçimini baştan kazanacağı söyleniyor.

Abone Ol

SAMİMİ HABER / SAMİMİ ANALİZ

Siyaset kulislerinin bu günlerdeki en hararetli konularının başında, Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki (CHP) cumhurbaşkanı adayını belirleme süreci geliyor.

Anamuhalefet partisinin iki önemli cumhurbaşkanı “aday adayı” var: Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu. 

Yavaş, yaklaşık 2 yıldır hemen bütün anketlerde açık ara birinci çıkarak, tabandaki halkın cumhurbaşkanı olarak görmek istediği en önemli isim haline dönüştü. 

ÖZGÜR ÖZEL “KOLTUK BORCU” ALTINDA EZİLİYOR

İmamoğlu ise, uzun yıllar sonra anketlerde, toplumsal tabandan yüksek oy alabilen ilk isim oluşu yönüyle, CHP tabanının gözdesi haline dönüştü. Bu imajını kullanarak CHP’nin genel başkan dahil hemen tüm kademelerini kendi çıkar ve hedeflerine göre biçimlendiren İmamoğlu, Özgür Özel’in genel başkan olmasını da sağlayarak, muhatabının ona bir “koltuk borcu” hissetmesinin önünü her fırsatta açıyor. 

CHP kulislerinin yanı sıra, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) çevresine de kulak kabartan bazı kulis gazetecileri, Özel’in, Yavaş ve İmamoğlu’nu “tokuşturarak” aradan sıyrılma planı üzerinde olduğunu iddia etse de, Özel’in bunu yapmasının hem “politik manevra yeteneği” hem de sürekli üzerine düşen İmamoğlu gölgesi yüzünden mümkün olmadığı görüşünü taşıyanlar daha fazla. Üstelik, Özel’in olası bir cumhurbaşkanlığı adaylığı durumunda kendi parti tabanından bile yüksek oy alacağı tartışmalı bir konu. 

YAVAŞ’IN YENİ TAKTİKLERİ YOLDA MI?

ABB kulisleri, bu günlerde en az CHP kulisleri kadar hareketli ve hararetli. Doğal olarak Yavaş cephesinden bakışla yapılan değerlendirmelerde, ön seçim yöntemine başvurulmasının, demokratik bir mekanizmayı işletip demokrasiyi güçlendirme amacından çok, Yavaş’ı saf dışı bırakmak için başvurulan üstü kapalı bir hile olduğu tezi işleniyor. İmamoğlu’nun Özel’i ve CHP karar mekanizmalarını kullanarak yaptığı ve amacını çok da gizleyemediği bu hamlesine karşı, Yavaş’tan “ön seçime katılmama” şeklinde gelen karşı hamlenin çok akıllıca ve çok sayıda getirisi olacak bir oyun olduğu fikrinde olan ABB kulislerine göre yeni hamleler/taktikler yolda.

CHP kulisleri, “Ekrem Bey, bu hamleleriyle Yavaş’ı partiden ayrılmaya zorluyor” görüşünde ancak ABB kulisleri tam tersi tezler üzerine yoğunlaşıyor. “Yavaş kesinlikle CHP’den ayrılmayacak” deniyor.

SAĞDUYULU CHP’LİLER YAVAŞ’IN YANINDA

Ön seçimden çıkacak ismin İmamoğlu olacağı neredeyse kesin. Çünkü CHP tabanı İmamoğlu’na “çekirdekten partili”, Yavaş’a “MHP kökenli” gözüyle bakıyor. Yavaş’ın; “Bu Pazar cumhurbaşkanlığı seçimi olsa kime oy verirsiniz?” anketlerinde açık ara birinci çıkması bile CHP tabanının geleneksel katı tutumunu değiştirmeye yetmedi. Ancak Yavaş’ın CHP’li olmayan hemen tüm toplumsal tabanın açık ara en büyük favorisi haline dönüşmesi, siyasete partili taassubuyla değil, mantıkla bakan ciddi bir CHP’li kesimde karşılık bulmuş durumda.

Yavaş’ın ön seçime katılmama kararı işte bu noktada çok önemli bir taktik olarak niteleniyor. İşte bu “sağduyulu” CHP’li tabanın ön seçimde İmamoğlu’na değil, onun karşısında aday çıkacak her hangi birine, örneğin Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’e oy vermesi, CHP’de sarsılmaz görünen “hep kazanan İmamoğlu” imajını büyük oranda yıkabilir. 

Dahası, tüm anketlerin açık ara birincisi çıkan bir CHP’linin ön seçime katılmamasının, ön seçimi hükümsüz/önemsiz kılma yolunda çok başarılı bir taktik olarak değerlendiriliyor.

İMAMOĞLU ÖN SEÇİMDEN %70’İN ALTINDA OY ALIRSA… 

ABB kulislerinde; “Ön seçimde İmamoğlu’na verilen desteğin %70’in altına düşmesi, onun bütün alanlardaki meşruiyetini tartışmalı hale getirecektir. Çünkü karşısında Yavaş yokken bile üstelik CHP tabanındaki desteğin bu oranın altına düşmesi, İmamoğlu’nun tüm toplum kesimlerinden alacağı oyun ne kadar olacağı konusunu tartışmaya açacaktır” görüşü dile getiriliyor.

ABB kulislerinde, Yavaş’ın hem “üçlü toplantıda” hem de değişik ortamlarda; “Ön seçime katılmayacağım ancak cumhurbaşkanlığına aday olabilirim” sözünü birden çok kez dillendirdiği aktarılıyor. 

YAVAŞ ÖN SEÇİME KATILMAYARAK “ZİHİNSEL ENGELİ” AŞTI

Yavaş’ın cumhurbaşkanlığına, CHP tabanının oyuyla değil, tüm toplum kesimlerinin imzasıyla aday olmasının ona sağlayacağı çok yönlü ve çok sayıda yararlar var. Ön seçime katılsaydı, öncelikle “kaybetmiş” bir aday etiketi üzerine yapışmış biri olarak halkın karşısına çıkacaktı. Bu da ona her durumda dezavantaj ve “zihinsel engel” oluşturacaktı. Yavaş ön seçime katılmayarak, İmamoğlu’nun “tek başına” gireceği bir ön seçimde alabileceği olası düşük oy nedeniyle maruz kalacağı imaj kaybından elde edeceği “getirilerin” yanında, bu zihinsel engeli de bertaraf etmiş oldu.  

CHP’de bir ön seçime katılmamakla Yavaş, bir de şu getiriyi elde etti: Kaybedeceği başından belli olan bir ön seçime katılıp CHP üyelerine kendini “oylatsaydı”, büyük olasılıkla diğer toplumsal kesimlerin net ve belirgin tepkisini çekmese de, “tavrıyla” karşılaşacaktı. Yavaş, bu handikaptan da kurtuldu öylece. 

Yavaş’ın CHP dairesinde yapılacak bir ön seçimle aday olma yarışına katılmaması, daha geniş bir “toplumsal tabana” oynadığı, bunun da çok zekice taktik olduğu değerlendirmelerini beraberinde getiriyor. CHP’de kalmak suretiyle, cumhurbaşkanı adayı olmak için yasal çerçevede gereken 100 bin imzayı toplaması çok kolay gözüken Yavaş, böylelikle, tek bir partinin değil, farklı toplumsal kesimlerin adayı olarak ortaya çıkacağı gibi, kopmadığı CHP tabanından da oy almış, haliyle İmamoğlu’ndan oy çalmış olacak. 

İMAMOĞLU SEÇİMİ DAHA BAŞLAMADAN KAYBETTİ

Yavaş’ın, 100 bin imza gereken bir adaylık için, tüm ülkeden gelecek birkaç milyon imzayla cumhurbaşkanı adayı olması yüksek olasılık. İmamoğlu ise, 1 milyon 600 bin üyesi olan CHP iç dairesinde yapılacak bir “hazır servis” ön seçimle aday olacak. Üstelik bu 1 milyon 600 bin üyenin hepsinin oyunu alamayacağı da ortadayken, İmamoğlu, tüm ülkeden en az birkaç milyon imza alarak aday olmuş bir Yavaş karşısında psikolojik üstünlüğü kaybedecektir. 

1 MİLYON CHP ÜYESİ Mİ, 5 MİLYON İMZA MI KAZANDIRIR?

Kaldı ki, parti tabanında gönlü önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nda olan çok sayıda delege ve seçmen bulunuyor. Ön seçimde bu Kılıçdaroğlucuların İmamoğlu’na oy vermesi zayıf olasılık. Ön seçimden kabaca bir rakamla (üç aşağı beş yukarı) 1 milyon dolayında bir CHP’li üye desteğiyle galip çıkacak olan bir İmamoğlu, tüm Türkiye’den örneğin 5 milyon imza toplayarak aday olan bir Yavaş karşısında seçimi baştan kaybetmiş demektir. Böylelikle Yavaş, CHP’de yalnızca sağduyuluların ve Kılıçdaroğlucuların oyunu almakla kalmaz, rakamların psikolojisinden etkilenen CHP’li seçmenden de ciddi bir oy devşirebilir.