İsrail ve Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşmasının Lübnan halkıyla İsrailllilerde yankıları farklı oldu.
Lübnan halkı güneye dönerken, İsrailli yerleşimciler ise endişeli
Lübnanlılar, anlaşma yürürlüğe girer girmez köy ve kasabalarına dönmeye başladı.
Filistin`in kuzey sınırındaki İsrailli yerleşimciler arasında ise büyük bir endişe hakim.
İsrailli yerleşimciler için kuzeye güvenli bir dönüş yolu olmadığını belirten Yerleşim Forumu Başkanı Moşe Davudoviç, “Savaştaki en önemli amaçlarından biri buydu” diyerek tepkisini dile getirdi.
Davidovich, anlaşmanın imzalandığı günü kuzeydeki yerleşimciler için “üzücü bir gün” olarak nitelendirerek, “Bu anlaşmada zafer yok. Bu 1701 sayılı karar değil, Hizbullah lehine 1-0 kazanılmış bir anlaşmadır`` dedi.
İsrailliler, Hizbullah`ın zaferini izliyor
İsrail ordusu eski sözcüsü Ronen Manelis ise, “İsrail`in Hizbullah`ı sınır tellerinden 15 kilometre uzağa ittiği ve Litani Nehri`nin güneyinde bulunmayacakları” yönündeki iddiaları reddetti.
Bu iddiaları “tamamen saçmalık” olarak nitelendiren Manelis, “Güney Lübnan köylerindeki halkın kendisi Hizbullah`tır. Hizbullah, Litani`nin güneyindedir ve bu değiştirilemez`` dedi.
İsrail Askeri İstihbarat eski Başkanı Tamir Hayman da “İsrail ordusunun Lübnan savaşında hiçbir hedefine ulaşamadığını” vurguladı.
Yerleşimlerin yetkilileri öfkeli
Kuzeydeki yerleşim yetkilileri de İsrail hükümetini sert ifadelerle eleştirdi.
Kiryat Şimona Belediye Başkanı Avihay Stern, “yerleşimcilerin kesimhaneye giden sığırlar gibi kuzeye dönmesi fikrinden duyduğu rahatsızlığı” dile getirirdi.
Metula Belediye Başkanı David Azulai de “İsrail hükümetinin kuzeydeki yerleşimcileri kaderlerine terk etmesini” eleştirdi.
Merom Hagalil Bölgesel Konseyi Başkanı Amit Sofer ise ```kimse güvenliğin olmadığı bir yerde yaşamak istemez`` dedi.
Şlomi Belediye Başkanı Gabi Naaman memnuniyetsizliğini şu ifadelerle dile getirdi: 'Halkımız çok öfkeli ve bilgisi dışında alınan kararlardan dolayı büyük bir rahatsızlık duyuyor. Kuzeydeki sakinlere, misafir muamelesi yapar gibi, `Çantalarınızı alın ve evlerinize dönün` denmesi kabul edilemez. Biz böyle davranmayacağız ve arkamızdan işler çevrilmesine hiçbir şekilde razı olmayacağız. Ordunun geri çekilmesinden ve Lübnanlıların yeniden sınıra kadar gelmesinden endişe duyuyoruz.'
İsrailli siyasiler tepkili
Öte yandan Netanyahu`nun Likud Partisi üyesi ve milletvekili Amit Halevi, tüm göstergelerin `Lübnan`da kesin bir zafer olmadığını` gösterdiğini belirtti. Halevi, ateşkes anlaşmasını eleştirerek, bunun `Hizbullah`ın Lübnan`daki gücünü pekiştirdiğini` söyledi.
Knesset üyesi Mirav Cohen ise şu ifadeleri kullandı: 'Burada, işlerin eski haline dönmeyeceğini garanti altına alacak stratejik bir başarı yok. En temel mesele şu ki, bu anlaşma Hizbullah`ın meşruiyetini zayıflatmak yerine daha da artırdı. Bu durumu askeri operasyonlarla eşzamanlı olarak kullanmalı, diplomatik çabalar göstermeli ve tüm dünyayı 1559 sayılı karar doğrultusunda Hizbullah`ı tasfiye etmek için harekete geçirmeliydik. Yapmamız gereken tam olarak buydu.'
İsrail medyası isyanda
İsrail medyası ayrıca, Lübnan`ın Hizbullah`tan boşaltılamayacağını belirterek, ateşkes anlaşmasının alternatiflere kıyasla tolere edilebilecek en iyi şey olduğunu itiraf etti.
İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth`da yayımlanan bir analizde, Lübnan ile imzalanan anlaşma, “alternatiflere kıyasla tolere edilebilecek en iyi şey ve zaruri musibet” olarak nitelendirildi.
Analizin başka bir yerinde, Lübnan`ın Hizbullah`tan boşaltılamayacağı ve her tünele, her silah fabrikasına ve her depoya ulaşmanın mümkün olmadığı ifade edildi. Gazete, Hamas`ın da Gazze`den çıkarılamayacağının altını çizdi.
İsrail News 24 kanalının siyasi muhabiri Nadav Elimelech ise şunları kaydetti: 'Son derece şaşırtıcı ve hayret verici olan şey, tutumların tamamen değişmiş olmasıdır. Sürekli olarak en büyük güçle saldırılar düzenlenmesini ve mutlak zaferden bahsedilmesini savunanlar şimdi anlaşmanın önemini vurgulayarak lehine konuşuyorlar. Öte yandan, Lübnan ile meselenin çözülmesi gerektiğini düşünenler ise şimdi bu anlaşmanın kötü olduğunu ve savaşmaya devam etmemiz gerektiğini söylüyorlar.'
İsrail basınına göre herkes, Lübnan`a karşı yürütülen savaşın hedeflerine ulaşamadığını fark etti; bu hedefler Hizbullah`ı yok etmek ve yerleşimcileri güvenli bir şekilde geri getirmekti. Ancak işler sıfır noktasına geri döndü. İsrail, 'sükunet karşılığında sükunet' talep etti ve şiddetli bir savaştan sonra 1701 kararının hükümlerine geri dönüldü.