Türkçe'ye çevrilen kitaplarından ikisinin önsözünü yazdığım James Rickards "Kur Savaşları" adlı 2011 yılında yayımlanan kitabında şöyle der:

0000000435002-1
"ABD milli güvenlik çıkarlarının sürdürülmesi küresel sermaye piyasalarının dinamikleri bilinmeden gerçekleştirilemez. ABD'nin borçlarını finanse etmek için geleneksel rakiplerine bağımlı olması yalnızca maliye politikasını değil aynı zamanda ABD'nin milli güvenlik ve askeri seçeneklerini de kısıtlamaktadır. Denetimsiz küresel sermaye ile istikrarsız jeopolitiğin birleştiği nokta pençelerini göstermeye başlamış bir canavardır."
Ya Türkiye?
Albay Qiao Liang ve Albay Wang Xiangsui. Komünist Çin'in, Çin Halk Cumhuriyeti Ordusu'nun bu iki subayı 1999 yılında yayımladıkları "Savaş Tanrısı'nın Yüzü Değişti' adlı makalede şunları dile getiriyor:
"Finansal savaş artık resmen binlerce yıldır sadece askerlerin ve silahların bulunduğu savaş sahnesinin merkezine yerleşti. Finansal savaşın çok geçmeden resmi askeri jargon sözlüklerine bir madde olarak ekleneceğine kesinlikle inanıyoruz. Üstelik insanlar 20. yüzyıl savaşları hakkında tarih kitaplarını incelediklerinde okuyucunun ilgisini en çok finansal savaşla ilgili kısım çekecek. Finansal savaş dünyanın ilgisini çeken hiper stratejik bir silah haline dönüşmüştür. Bunun sebebi finansal savaşın kolaylıkla manipüle edilmesi, gizli faaliyetlere izin vermesi ve aynı zamanda fazlasıyla tahripkar olmasıdır."
Peki Türkiye'nin "islamcı" iktidar eliyle içine düşürüldüğü finansal trajedi neyi anlatıyor?
"Küresel Para Savaşları", 2008 Wall Street merkezli küresel mali krizin dünya ekonomisini getirdiği noktayı en iyi anlatan ifade. 2019 sonunda Çin'de patlayarak bütün dünyayı kapatan Kovid-19 da işin tuzu biberi ve para savaşlarını sekiz milyar insana iliklerine kadar hissettiren tezgah. 
ABD ordusu Mart 2009'dan itibaren 60 ekonomi ve finans uzmanının rehberliğinde küresel finans savaşı tatbikatı yaptı. Gelecek 20 yılda önce kur savaşları, ticaret savaşları ve topyekün küresel bir finans savaşıyla birlikte konvansiyonel silahların kullanıldığı bir savaş öngörüsünde bulunulmuştu. Elbette bu savaşın diğer unsurları Biyolojik-Kimyasal-Elektromanyetik silahlar.
Vahiy dinleri, mitolojik dinler ve seküler dinlerin inananları Yeni Çağ Tarikatları, tarikatlar ve cemaatler üzerinden siyasal mesih/mehdi mitosu ile ütopik "yeni dünya düzeni" projesi için para-din oyunlarıyla dönüştürülüyor, kitlelerin algısıyla oynanıyor.
Bilime dayandıkları iddiasındaki Komünizm ve Nazizm ile başarılamayan, dünyanın tek bir yönetim biçimi ve ekonomik düzende, tek inanç sistemine dayalı -evrensel demokrasi ya da küresel serbest piyasa- birleşeceğini öne süren ki soldan sağa evrilen yeni muhafazakar teorilerle varlığını sürdürüyor.
Sol ve sağ liberalizm ile olmadı, sağdan yeni muhafazakarlık, içi boşaltılmış dindarlık devreye sokuldu.
John Gray'in dediği gibi: "İnsanlığın yeni bir çağın eşiğinde olduğu yolundaki bu inanç, her ne kadar sosyal bilimler kisvesi altında sunuldu ise de, basbayağı çok eski çağlara dayanan apokaliptik inançların en son biçimidir." 
Açıkçası "Finansal Armagedon" ile post-apokaliptik bir cennet vaad ediliyor.
Tabi ki öldükten sonra!
Türkiye bu feci tuzağa düşürülmüş durumda.
Bir taraftan Hanefi-Maturidi İslamdan "Bedevi İslam"a savrulma, diğer taraftan kapitalizmin en vahşi uygulaması "Yeni Muhafazakarlık" ile Türk Milletinin ve Cumhuriyet Türkiye'sinin köküne kibrit suyu dökülüyor.
Türk Tarihi'nin "en acıklısını" yaşayacağız!