Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Kızılay, günlük 4 bin 500’ü aşkın gönüllüsüyle deprem bölgelerinde afetzedelerin beslenme, barınma, hijyen gibi her türlü ihtiyacının karşılanması için seferber oluyor. Kızılay’ın bu yardımlarına yurt dışında yaşayan Türkler ve Türkiye’de eğitim gören yabancılar da destek oluyor.

Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde kendisine verilen beslenme ve kan temini görevi için tüm ekiplerini harekete geçiren Kızılay, depremden etkilenen 11 şehirde gönüllüleriyle yaraları sarmaya devam ediyor. Bu çalışmalara yurt dışında yaşayan gurbetçiler ve Türkiye’ye okumak için gelen yabancı öğrenciler de destek veriyor.



“Annemi ikna etmek için 2 gün arabada yattım”

Belçika’da yaşayan Hamit Veli, deprem sonrası Türkiye’ye gelmek istediğini ve buna izin vermeyen annesini ikna etmek için arabada yattığını belirterek, “Annem gitmemi istemedi. ’Yardımın dokunmaz, yük olursun’ dedi. Onu ve ailemi ikna etmek için iki gün eve girmeyip arabada yattım. Bunun üzerine annem Türkiye’ye gitmem için izin verdi. Belçika’dan İstanbul’a, oradan Kayseri’ye geldim. Kahramanmaraş’ta Kızılay gönüllüleriyle tanışıp yardım çalışmalarına katıldım” diye konuştu.



Arabasını kitap ve oyuncaklarla doldurup yollara düştü

Almanya’dan İzmir’e tatile gelmeyi planlarken deprem felaketini duyunca tatil planlarını iptal eden Fatime Akçin de afet bölgesine ulaşmak için yollara düştü. Almanya’nın Düsseldorf kentinde yaşayan Akçin, Almanya’da depremzedeler için yardım toplayarak Türkiye’ye gelmeye karar verdiğini anlattı. Akçin, “Önce uçakla İzmir’e geldim. Orada arabayı kitap ve oyuncaklarla doldurdum, ardından deprem bölgesine ulaşmak için yola çıktım” dedi.



“Çocuklara üşümesinler diye çorap giymeyi öğrettim”

Kızılay gönüllüsü olan Akçin, “Kahramanmaraş’a geldikten sonra Kızılay’ın psikososyal destek çadırının kurulumunda çalıştım. Annem bize bir elin verdiğini diğer el görmez diye öğretti. O yüzden Türkiye’ye yardıma geldiğimi kimseye söylemedim ve sosyal medyadan paylaşmadım. Bana ’Gidip ne yapacaksın, ayak bağı olursun’ dediler. Onlara ’Çöp bile toplasam faydam olur’ cevabını verdim. Çocuklara çorap giymeyi öğrettim. Ayakları üşümesin diye bunları öğretmek istedim” dedi.



“Türkiye bize bir fırsat verdi”

Erciyes Üniversitesi’nde eğitim gören Fildişi Sahilli 23 yaşındaki Adama Deme ise, depremi duyduktan sonra diğer gönüllü arkadaşlarıyla yardıma geldiklerini söyledi. Deme, "Türkiye, bize bir fırsat verdi, biz burada burslu okuyoruz. Bu millet bizi kendi evladı saydı, hem manevi hem maddi destek verenlere yardım etmeniz gerekir. Elimizden geleni yapmamız gerekiyor" dedi.



"2012’de Türkiye, Mynmar depremine yardım ulaştırmıştı"

Türk Kızılay gönüllüsü öğrencilerden 22 yaşındaki Myanmarlı Arkar Tun, Myanmar’da 2012’de yaşanan depremde Türkiye’nin ülkesine yardım ulaştırdığını belirterek, "Myanmar’daki depreme Kızılay gelmişti, o günden bu yana Kızılay’ı biliyorum. Müslüman kardeş olarak yardım etmeye hazırım. ’Sıra bizde’ dedim, ben de hemen geldim” ifadelerini kullandı.