HİCRAN KIVANÇ / HABER ANALİZ
Japonya’da yapılan Afrika Konferansı'nda masaya uçan diplomat olayı, Fas ve Cezayir basınında tartışılmaya devam ediyor. Fas medyası, olayla ilgili Cezayir’i suçlarken, Cezayir medyası da Fas’ın bir hilesi olduğunu iddia etti. Uçan diplomat krizi, 50 yıldır çözüm bekleyen Batı Sahra sorununu farklı bir şekilde tekrar gündeme getirdi.
Uzun zamandır bağımsızlık mücadelesi veren Batı Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti son günlerde yine tartışmalı bir biçimde gündemde.
Japonya'nın başkenti Tokyo'da düzenlenen TICAD 9'un (Tokyo Uluslararası Afrika Kalkınma Konferansı) hazırlık toplantısında baş gösteren “davetsiz misafir” sorunu önce uçuş, ardından rakibine künde atmayla başlayan boğuşmanın yaşandığı bir skandala dönüştü. Karate, judo, kendo gibi geleneksel dövüş sanatları dışında bir spora pek aşina olmayan nazik ve narin Japon diplomatik yetkilileri manzarayı şaşkınlıkla ve anlamadan izledi. Sosyal medyaya yansıyan görüntüler kısa sürede viral oldu.
Batı Sahra sorunu “masada”
Diplomatik kriz, Fas yanlısı ülkelerde skandal olarak yorumlanırken, Cezayir’in haklılığını savunan ülkelerde ise diyalog yolları kesilen Polisario Cephesi'nin diyalog arayışı olarak değerlendirildi. Ev sahibinin hoşuna gitmeyen “uçan temsilci ve engellemeye çalışanlar arasındaki boğuşma” sahnesinde azarlanan, Cezayir'in Tokyo büyükelçisi oldu.
Fas tarafı “masadaki plakete uçan diplomat” skandalındaki haklılığına kanıt olarak şu tezi ortaya sürdü: Tüm önlemlere rağmen, “Polisario” heyetinin Cezayir pasaportlarını kullanarak ve Cezayir heyetinin üyeleri gibi davrandı. Bu yolla Japonya’ya “sızmayı” başardı. Cezayir elçilikleri de ayrılıkçıları Cezayir vatandaşı olarak gösterip, Japon yetkililere resmi vize talepleri sunarak aldattı.
Son yıllarda Batı Sahra sorununda diplomatik üstünlüğü ele geçiren Fas, Polisario Cephesinin desteğinin azaldığı gerekçesiyle böyle bir yola başvurduğunu belirterek tepki gösterdi.
Ev sahibi arada kaldı
Batı Sahra'nın Fas tarafından kontrol edilmesine karşı çıkan bir bağımsızlık hareketi olan Polisario Cephesi ve Cezayir basınında ise bu skandalı Fas’ın organize ettiği öne sürüldü.
Fas'ın organizatörlerden, Sahra temsilcilerinin katılmasına izin verilmemesini istediğini aktaran bir kaynak, Cezayir ve Güney Afrika'nın başını çektiği Afrika Birliği'ndeki bazı ülkeler tarafından Sahra’nın tanındığına dikkat çekti.
Kaynak ayrıca, bu anlaşmazlığın ortasında kalan Japonya’nın, Cezayir ve Güney Afrika'nın da güçlü baskısı sonucu Polisario Cephesinin, TICAD toplantılarına katılmasına izin vermek zorunda kaldığını söyledi.
Hileli uçuş mu, çözüm uçuşu mu?
Adının açıklanmasını istemeyen kaynağa göre, yaşanan skandal baştan beri tarafların bildiği ancak Polisario Cephesini şiddet yanlısı olarak göstermek için Fas’ın elini güçlendirecek hileli bir plandı.
Üst düzey bir Japon yetkili, hükümetinin Polisario temsilcisinin toplantıya katılmasına izin verip vermeyeceğini doğrulamayı reddetti.
Sahralı ve Cezayirli aktivistler “Şiddete Karşı ve Kuzey Afrika Bölgesi Dekanı Büyükelçi Lamine Baali ile Dayanışma Kampanyası” başlattı.
Olayla ilgili yorum yapan Sahralı bir diplomatik kaynak, bunun “Fas işgal rejiminin Sahra heyetinin TICAD zirvesine katılmasını engelleyemediğini” gösterdiğini belirterek, “ev sahibi ülkenin, üyelerinin bu tür toplantılarda herhangi bir şekilde dışlanmasını reddeden Afrika Birliği ilkelerine bağlılığını” vurguladı.
Sahra diplomatı, olayı “Faslı diplomatların zorbalık davranışı” olarak nitelendirerek, “onların başarısızlığının açık bir kanıtı ve Sahra halkının haklı mücadelesi karşısındaki zayıf argümanlarının ve yetersizliğinin bir yansıması ve Sahra Cumhuriyeti'nin, Fas rejiminin engellemeye yönelik tüm girişimlerine rağmen bu tür uluslararası forumlarda Fas işgalcisinin yanında yer almasının bir yansıması” olarak değerlendirdi.
Bu bağlamda Sahrawi Haber Ajansı, "Bu, Faslı diplomatların diplomasinin en temel norm ve protokollerini ihlal ettiği ilk olay değil" ifadesini kullandı.
İspanya çekildi, sorun başladı
Eski İspanya sömürgesi olan Batı Sahra sorunu 50 yıldır çözüme ulaştırılamıyor. Batı’nın dekolonizasyonu, Afrika’da bazı ülkelerin bağımsızlığını tam anlamıyla sağlamadı. İngiltere, Fransa, İtalya gibi ülkelerden kurtulan yerel halkların mücadelesi başta sınır, güç ve kaynak gibi sebeplerle devam ediyor.
Cezayir, Fas ve Moritanya’ya sınırı olan Batı Sahra da üzerinde hak iddia edilen, sahip olduğu fosfat ve petrol kaynakları için uğruna savaş verilen yerlerden.
İlk bakışta uğrunda savaşmaya değmeyecek gibi görünen İspanyol sömürgesi, bugün Batı’yla diplomatik ilişkilerini geliştiren, ABD’den doğrudan destek alan Fas aracılığıyla hâlâ Batı’nın gözdesi durumunda.
Sahralıların bitmeyen mücadelesi
Uluslararası Adalet Divanı’nın, “Sahralıların kendi kaderini tayin etme hakkı olduğuna, Fas ve Moritanya'nın bölgede hakkı bulunmadığı” kararına rağmen Fas, hak iddiasını devam ettiriyor.
40'tan fazla ülkenin "bağımsız bir ülke" olarak tanıdığı ülke, Birleşmiş Milletler ’in “kendini yönetemeyen topraklar” listesinde, Avrupa Birliğinin (AB) ise tanımadığı bir ülke.
Avrupa ve Afrika arasında bir geçit konumunda olan Batı Sahra bölgesi, batıda Atlas Okyanusu, kuzeyden güneye Fas, Cezayir ve Moritanya ile çevrelenmiş, “Sahravi” denilen eski Berberi kabilelerin yaşadığı doğal kaynaklar açısından zengin bir yer.
Polisario Cephesi’nin bir parçası olan Sahralılar, İspanya’ya karşı bağımsızlık hareketlerinde Fas’tan yardım istemişse de Fas’ın iç meselelerine müdahil olmasına taraf değildi.
Fas’ın hayali
Fas, “büyük Fas hayali”ni gerçekleştirme ideali ile meseleyi Uluslararası Divan’a taşıdı. Bölgenin nabzını ölçmeye giden BM heyeti, Polisario Cephesi tarafından düzenlenen gösteriler sayesinde halkın bağımsızlıktan yana olduğunu göz ardı etmedi. Ancak her iki taraf da raporu kendi iddialarını destekler şekilde yorumladı.
İspanya’nın diktatör Generali Franco’nun sağlık durumunun kötüye gitmesiyle oluşan bölgedeki güç boşluğundan yararlanan Faslılar sınırı geçerek İspanyolları geri çekilmeye zorladı. Ancak bölge, bu kez kuzeyden Fas, güneyden ise Moritanya’nın istilasına uğradı.
SADR’ın ilanı
İspanya’ya Madrid Antlaşmasını imzalatan Fas ve Moritanya, bölgenin idari yönetimini bu iki ülkeye bıraktı. İspanya’nın bölgeden çekilmesinin hemen ardından Polisario Cephesi de 27 Şubat 1976’da Sahra Demokratik Arap Cumhuriyetini (SADR) ilan etti.
İspanya’yla mücadelesi sonlanan yorgun Sahra halkı bu sefer de bölgesel iki güç olan Fas ve Moritanya ile mücadele etmek zorunda kaldı.
Moritanya’da gerçekleşen askeri darbe ve Polisario Cephesinden gelen saldırılar nedeniyle Moritanya, 1979 yılında bölgeden çekildi. Fas, Moritanya’nın çekildiği bölgeleri de istila ederek 2700 km uzunluğunda bir duvar inşa etti.
1991 yılında BM bu soruna tekrardan müdahil olarak MINURSO (Batı Sahra’daki Birleşmiş Milletler Referandum Misyonu) adlı bir misyon başlattı. Taraflar masada ateşkes konusunda anlaşsa da Batı Sahra’nın statüsü hakkında bugün hâlâ bir anlaşmaya varılamadı.