Gündem

Kılıçdaroğlu'ndan 'adaylık' açıklaması! Siyasete geri mi dönüyor?

CHP'nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Kurultayı'nda yeniden aday olup olmayacağı yönündeki soruya "Delegeler derse ki 'Gelmen lazım arkadaş' görev verirlerse o zaman düşünürüm." yanıtını verdi.

Abone Ol

Ekol TV'de gazeteci Armağan Çağlayan'ın sorularını yanıtlayan Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz seçim dönemine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

"Liderler sözlerini tutmadı"

Altılı Masa'da liderlerin sözlerini tutmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Özel bir suçlama getirmek istemiyorum. Ama 6 lider beraber yola çıktıysa ve oy birliği ile karar alacağız diye konuştuysak, liderlerin sözlerini tutması gerekiyordu. Ama bu olmadı. Anketler kazanacağımızı söylüyordu. Ama süreç benim de düşünmediğim şekilde ciddi bir sürece uğradı." dedi.

"Ne demek normalleşme?"

Siyasette yumuşama söylemleri üzerinden CHP yönetimini hedef alan Kılıçdaroğlu "Biz muhalefetiz. Ne demek normalleşme? Gerekirse masaya elinizi vuracaksınız. Biz gidip Erdoğan'a yalvardık mı? Emekliye ikramiyeyi mücadele ederek aldık. Biz gidip de Erdoğan'a "Beyefendi 3600 ek gösterge verir misiniz?" diye ricada mı bulunduk? EYT'liler için ricada mı bulunduk? STK ayrı ana muhalefet partisi ayrıdır. Yasalar bizi muhalefet partisi olarak tanımlıyor. Neyin yumuşaması? Ülke ateş çemberinde değil mi?" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisiyle görüşmek için haber yolladığı yönündeki haberleri doğrulayan Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’dan doğrudan gelen bir şey yok. Bir arkadaşım böyle bir olay olduğunu söyledi ben de bunun doğru olmadığını kabul etmeyeceğimi ifade ettim” dedi. 

Yeniden aday olacak mı?

Kılıçdaroğlu CHP Kurultayı hakkında, "Ben parlamentoya girdiğimde genel başkan olma düşüncem yoktu. Delegeler istediği için oldum. Delegeler derse ki 'Gelmen lazım arkadaş' görev verirlerse o zaman düşünürüm. Genel başkanlığın sorumluluğu fazladır, kolay değildir. Genel başkan tartışmalarının dışında kalmak istiyorum. Partinin delegeleri vardır. Parti kendi geleceğini belirleyecektir" ifadelerini kullandı.

"Zorunlu olmadıkça tweet atmadım"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile çelişen açıklamalar yapmasıyla ilgili Kılıçdaroğlu, “Zorunlu olmadıkça tweet atmadım. Ülke kötüye gidiyor, bir şeyler yanlış yapılıyorsa o konuda bana göre topluma düşüncelerimi aktarıyorum. Doğrusu budur diye ifade ediyorum. Bana göre doğru tabi... Pek çok insan benim doğrularıma katılmayabilir ama bu partiye uzun yıllar hizmet vermiş, partinin geleceği konusunda emek harcamış birisinin eğer olumsuz bir gidişi hissediyorsanız ve bu konuda söylemleriniz yeteri kadar yankı bulmuyorsa doğal olarak bir tweet atarsınız” dedi.

Kılıçdaroğlu AKP'nin adamı mı?

Fatih Altaylı’nın ‘AKP’nin adamı vatan haini’ suçlamasıyla ilgili Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Bunları söyleyen birisi nasıl oluyor AKP’nin adamı. Bunun yanıtını versin önce. Sonra ben gereğini söylerim. Benim söylediklerimi acaba kendisi söyleyebiliyor mu? ( Armağan Çağlayan: Bu kadar net değil ama söylüyor) Niye bu kadar net değil. Çünkü Kılıçdaroğlu’na çatmak, yazma, hakaret etmek, şunun adamı demek çok kolay. Kılıçdaroğlu acaba birisinden beş kuruş para aldı mı? Kılıçdaroğlu çocuklarıyla beraber bu ülkede acaba ne yaptı? Akıl var mantık var. ben hiçbir zaman birilerine güzelleme yapmadım, nabza göre şerbet de vermedim. Ben herkesi çok iyi bilirim. Herkesi gayet iyi bilirim. Nokta…”

Mitingler oy artırmaz

Kendisini sert muhalefet ve miting yapmamakla eleştirenlere Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

Mitinglere bizim partililer geliyor. AKP’liler gidip dinleyelim demiyor herhalde. O zaman sizin bir strateji geliştirmeniz lazım. Karşıdaki partinin önemli aktörleri ne düşünüyor? Mitingler oy arttırmaz. 250’yi aşkın Türkiye’nin bütün coğrafyasında CHP’ye oy vermeyen kanaat önderleriyle, 4-5 saat toplantılar yaptım, ikna ettim. 2,5 yılımı aldı. Bu kolay mı? Yeri geldiğinde öz eleştiri de yaptık. Bizim aleyhimize üretilen dünya kadar yalan haberleri önlerine belgeleri ile koydum. O zaman siz bize oy vermeyen kitlelere ulaşıyorsunuz. Miting yapalım ama tek başına çözüm değil. ben başörtülü kızlarla toplantı yaptım. Tek koşulları, ‘sizin toplantıya geldiğimizi medyaya vermeyeceksiniz ailemiz duymayacak’ idi. Sonra onları ve ailelerini ikna ettim. Beni aileleriniz ile buluşturun evinize geleceğim dedim. Stratejiyi doğru kurmazsanız sonuç alamazsınız…”

Partiyi sağa çektiğiniz söyleniyor. Siz sağcı mısınız?

Bunu söyleyenlerin sağ ile de sol ile de ilişkisi yok, sırf eleştirmek için. Elinizi vicdanınıza koyun çöpten kağıt toplayanın, emekliye iki maaş ikramiye diyen, evlere temizliğe giden kadının hakkını savunan adam nedir? Unutulmuşların hakkını hukukunu savunan adam nedir? Bunların sağ ile sol ile alakası yok. Onlar otururlar rakı masalarında kafaları çekerler ‘milletvekili listesinde yokum’ o zaman nasıl eleştireceğiz, ‘partiyi sağa kaydırdı’…Parti halkçılaştı. Altı okumuzdan birisi halkçılık….saldırmak eleştirmek kolay. Çünkü onların tuzu kuru. Onlar rakı masalarına otururlar sabaha kadar içerler kafaları çekerler tek konuları vardır Kılıçdaroğlu. Olsun. Benim de tek konum bu ülkede herkesin huzur içinde yaşaması. Parti gerçek anlamda halkçılaştı. Halkın er kesimiyle çok rahat diyalog kuruyoruz. Yer sofrasına oturmasını bilmiyorsanız siyasete girmeyeceksiniz. 

(Halkçılık oku yeşile boyanıyormuş?) Beni o konulara sokmayın. Bizim altı okumuz, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin altı okudur. CHP sıradan bir parti değildir. CHP devlet kuran bir partidir. CHP’ye oy vermeyenler bile CHP’yi bu ülkenin güvencesi olarak görürler. Bir şey olursa CHP’liler düzeltir derler. Çünkü ahlaktan, erdemden, dürüstlükten yanadırlar. Biz böyleyiz. Biz karnımız toksa ise aç olana da bakarız. Biz aynı zamanda inançlı insanlarız. Ama inancımızı siyaset konusu yapmayız. Siyaset kurtlar sofrası, onurunuzla kavga etmesini bileceksiniz. Yani gideceğiz de devleti soyan adamla yumuşama yapacağım. Ne yumuşaması yapacağım, ne anlaşacağım ben?”