Sağlık

Kekemelik ve peltekliğe son veren konuşma terapisi

Dil ve konuşma terapisleri kekemelik, afazi veya pelteklik gibi iletişim becerilerini etkileyen konuşma bozukluklarını ortadan kaldırarak sağlıklı bir sosyal yaşam sürme olanağının mümkün olduğunu belirtiyorlar.

Abone Ol

Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Zehra Turan, doğuştan gelen veya gelişimsel olarak ortaya çıkan durumlarda, serebral palsili bireylerden dudak-damak yarıklığı bulunan bireylere, işitme kaybı yaşayanlardan gecikmiş konuşma ve akıcılık bozukluğu olanlara kadar bir dizi durumda dil ve konuşma terapisinin etkili bir tedavi yöntemi olarak kullanılabileceğini belirtiyor.

GENETİK FAKTÖRLERİN ETKİSİ

Turan ayrıca, ergenlik döneminde ses bozuklukları ile karşılaşılan bireylerden, yetişkinlerde görülen ses kısıklıklarına, travmatik beyin hasarı sonucu oluşan dil ve bilişsel sorunlardan inme sonrası gelişen yutma güçlüklerine kadar çeşitli durumlarda da dil ve konuşma terapisinin etkili olabileceğine dikkat çekti. Genetik faktörlerin dil ve konuşma bozukluklarına etki edebileceğini de vurgulayan Turan, bu konuda birçok çalışma bulunduğunu söyledi.

KONUŞMA ORGANLARI NASIL DOĞRU HAREKET ETTİRİLİR?

Aydınlık'tan Sariye Nur Dönmez'in haberine göre Turan, dil bozukluğu ile konuşma bozukluğunun birbirine karıştırılmaması gerektiğinin altını çizdi. Dil bozukluğunun, bireyin kendi dil sisteminin anlaşılmasında ve algılamasında sorunlar yaşattığını belirtirken, konuşma bozukluğunun ise konuşma organlarının doğru şekilde hareket ettirilmemesi veya koordinasyon eksikliği nedeniyle konuşma seslerinin yanlış veya eksik üretildiğini ifade etti. Tedavi sürecinin, iletişim probleminin belirlenmesi amacıyla yapılan testlerden sonra planlandığını ve her hastanın durumuna göre farklılık gösterdiğini söyledi.

3 YAŞ KRİTİK BİR DÖNEM

Dil ve Konuşma Terapisti Turan, tedavinin yaş açısından da önemli olduğuna dikkat çekti. Özellikle gecikmiş konuşma vakalarında 3 yaşın kritik bir dönem olduğunu belirtti. Normal gelişim gösteren bir çocuğun 12-18 aylarında ilk kelimeleri üretmeye başlaması gerektiğini ifade eden Turan, terapinin ertelenmesinin tedavi süresini uzatabileceğini ve çocuğun öğrenme sürecini olumsuz etkileyebileceğini vurguladı. Ailelere, tedaviye erken başlamanın önemini anlayışla ele almalarını önerdi.