KTO'nun olağan kasım ayı meclis toplantısında konuşan Gülsoy, Avrupa ve ABD'de etkileri hissedilmeye başlanan küresel resesyonun Türkiye'ye de yansımaları olacağını öngördüklerini belirtti. İhracatta düşen talepler karşısında nakit akışını yönetmek için yeni siparişleri kaçırmamak, müşteriyle ilişkileri daha sıkı tutmak, hızlı teslimat, satış sonrası hizmetleri iyi vermek ve fiyat rekabetiyle mücadele etmek gerektiğini vurgulayan Gülsoy, daralan kar marjıyla nakit akışını sağlamak için ciroların artırılması gerektiğini ifade etti. Gülsoy, iş dünyasının daha çok çalışıp, daha çok üretmesi ve yeni pazarlara ulaşması gerektiğini vurguladı. Yeni pazarlar için ise dijital platformlarda olunması gerektiğine işaret eden Gülsoy, "ABD ve Avrupa gibi gelişmiş ekonomiler tek pazara bağımlılığı azaltmak ve kaynak çeşitliliğine gitmek için alternatif tedarik merkezi arayışındalar. Salgın sonrası ortaya çıkan tedarik merkezleri arayışına aday ülke biz olmalıyız. Onun için de dijitalleşmeyi, AB yeşil mutabakatı ve yeşil dönüşümü kaçırmamamız gerekiyor. Burada iyi bir fırsat var. Bunu iyi değerlendirmeliyiz." dedi. İş insanına karamsarlığın yakışmayacağını söyleyen Gülsoy, şöyle devam etti: ''Küresel enerji fiyatlarındaki artış, tedarik zincirindeki bozulma nedeniyle üretici fiyat endeksinde önemli bir artışla karşı karşıyayız. Yüksek enflasyonun yol açtığı risklerin nasıl yönetileceği konusunda bazı belirsizlikler var'' "Hiçbir olumsuz tablo, bizleri karamsarlığa ya da tedbirsizliğe sevk etmemeli. Karamsar olan ne üretebilir ne de ticaret yapabilir. Bizler Türk iş dünyası olarak bugüne kadar birçok zorluğu birlikte aştık. Çünkü bu tecrübeye ve dinamizme sahibiz. Yeter ki kendimize güvenelim. Yeter ki birbirimizi ötekileştirmeyelim. Kamu, özel sektör el ele vererek bu zorlu günleri de atlatırız. İşletmelerimizin enflasyon karşısında sermayelerini koruyabilmeleri için enflasyon muhasebesi zorunlu bir ihtiyaç haline gelmiştir. Küresel enerji fiyatlarındaki artış, tedarik zincirindeki bozulma nedeniyle üretici fiyat endeksinde önemli bir artışla karşı karşıyayız. Yüksek enflasyonun yol açtığı risklerin nasıl yönetileceği konusunda bazı belirsizlikler var. Şu anda işletmelerin bilançoları gerçek değerleri yansıtmıyor." Gülsoy, Kayseri iş dünyası olarak EYT'ye karşı olmadıklarını, ancak düzenleme konusunda kaygıları olduğunu belirterek, düzenleme sonrasında yüzde 30 iş gücü kaybı olacağını ve bir anda ortaya çıkacak kıdem tazminatı yükünün işvereni zora sokacağını kaydetti. Toplantıya katılan Kayseri Valisi Gökmen Çiçek de Kayseri'de turizmin geliştirilmesi için çalışmalar yürüttüklerini ancak şehrin ekonomi alanındaki amiral gemisinin her zaman ticaret olacağını ifade etti. AA