Yıl 2005 Nişantaşı’ndan hastaneye 30 km. hızla yetişmeye çalışan araç standartların üzerinde yüksek kasisten geçerken, doğuma hazırlanan annenin doğum süreci bu sarsıntı ile sıkıntıya girer! Sinir ve...

Yıl 2005 Nişantaşı’ndan hastaneye 30 km. hızla yetişmeye çalışan araç standartların üzerinde yüksek kasisten geçerken, doğuma hazırlanan annenin doğum süreci bu sarsıntı ile sıkıntıya girer! Sinir ve Beyin Cerrahı Ali M. kasis kaynaklı tıbbi hasarların sanılanın çok üzerinde olduğunu kaydediyor. Standartlar Avrupa’da yaşam kalitesini belirlerken, Türkiye’de bu konuda kafalar karışıyor Bir yanı Avrupa’ya öteki tarafı Ortadoğu’ya bakan Türkiye’nin standartları da farklılaşıyor. Trafik gibi uzun yıllar araştırmalara bağlı kuralların yansımaları bile Türkiye’de farklıdır. Hal böyle olunca, sadece İstanbul’un bir semtinde değil, tüm Türkiye’de farklı bir kasis kültürü gelişmiştir! Resmen sorduğunuzda, belediye kasisle ilgili kararın Ulaşım Koordinasyon Kurulu’nda alındığını belirtiyor. Oysa uygulayanlar Ulaşım Koordinasyon Kurulu’nu bilmez, Kurul’dakiler de uygulayanları tanımaz. İşte tablo böyle olunca da “bilmiyorum” sözü doğru oluyor! Birinci kural, Türkiye’nin tamamında standart dışı bu kasisleri belediye değil, belediyeye bağlı asfalt döken taşeron firmalar yapıyor. Bu nedenle olası bir şikâyet durumunda belediye, “Ben yapmadım” dediğinde başı ağrımıyor! Ve bu kasislerin yüksekliğini icracılar, uzunluğunu, standartlara göre değil, bazen mahalledeki bakkal amcanın ikram ettiği bir çayla, bazen de oto yan sanayiye olan duygusal bağla farklı yapabiliyor. “Evladım, size bir çay ikram edeyim, şuraya kallavi bir kasis dökün de geçmesin serseriler!” Tabi bazen bu istekler de bu kadar masumane olmuyor! Hal böyle olunca da Türkiye’de yüksekliği, uzunluğu birbirinden farklı kasisler oluşmuş. Ve 50 km hız sınırı olan pek çok yerde siz trafik kuralları dahilinde bir hızda giderken bile yolcunuza ve aracınıza hasar verebiliyorsunuz. Tabii bu durum bazı kazalara da neden oluyor. Bu durumdan kaportacılardan, oto yan sanayine, hatta akaryakıt istasyonlarına kadar memnun bir kesim var. Neden, sorusuna karşılık olarak size Bağdat Caddesi’ndeki araba yarışlarına kadar bir dizi hikâye anlatılıyor. Aslında tüm araçlara potansiyel katil gözüyle bakan bir algı gelişmiş. Yani, trafik kuralları ile ön alınamayan bir durum, kasisle, zor kullanılarak çözülmeye çalışılıyor. TEK STANDART CEZALAR DA MI? Yıl 2000 brt’te konuğum ünlü iş adamı Sakıp Sabancı anlatıyor. “Londra’da görüşmeye gittiğimiz bankanın önüne kiraladığımız aracı park ettik. Toplantı sonrası aracın çekildiğini öğrendik. Hatalı parklanma yapan araç, 172 mil, yani 275 km. uzağa çekilmiş. Çünkü, İngiltere’de cezalar da gelirinize göre düzenleniyor.” Artık İngiltere’de trafik kurallarına titizleniyoruz, demişti! Oysa Türkiye’de bin liralık bir trafik cezası, asgari ücretlinin o ay aç kalmasına neden olurken, iş insanlarını ise aynı rakam hiç etkilemiyor. Standart olmaması gereken cezalar, Türkiye’de herkese aynı oranda uygulanıyor! Böyle olunca da, emniyet şeridinden giden araçtan, korsan çakarlı araca, kendi kurallarımızı tesis etmişiz. 1.2 TRİLYONU KASİSLER ÇALIYOR! Standart dışı yüksek ve uyarı olmayan kasisler nedeniyle, araçların kaza yapmasına, şanzımanının kırılmasına, süspansiyonlarının zarar görmesi, artık kanıksanmış. KASİSLER LASTİKLERİ İNDİRİYOR! Bunların hiçbiri olmasa, belli sayıda bir geçişten sonra her gün aracınızın lastiği iniyor. Havası inen lastiklerin yuvarlanma direnci ile enerji kaybı yüzde 35 olarak hesaplanıyor. 2022 verilerine göre sadece İstanbul’da 5 milyon ve Türkiye’de 26 milyon 500 bin araç bulunuyor. Kasislerin neden olduğu maddi hasarlı kazalar bir kenara, sadece havası inen lastiklerin neden olduğu, fazla tüketilen akaryakıtın yıllık maliyeti 1 trilyon 260 milyon lira olarak hesaplanıyor. Deprem bölgesinin imarının 322 milyar lira olduğu düşünülürse rakamın büyüklüğü daha iyi anlaşılır. BATI'DA KASİS MESELESİ! Yerel yönetimler kasislerde standartları uygulayamazken, mevcut standardın bile mağdur ettiği düşüncesiyle Batı akıllı uygulamaları devreye almış. Akıllı Kasis Aydınlatma Projesinde, kasisi 30 metre önce, sarı çizgiler anlık aydınlatıyor. İspanya’nın, Villanueva de Tapia’daki uygulama ise yavaş geldiğinizde, süngerleşerek esneyen, hızlı geldiğinizde ise katılaşan bir kasisle kurallara uyan sürücüyü mağdur etmemeyi amaçlıyor. İSTANBUL’DA STANDART KASİS VAR MI? Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Av. Bülent Deniz, 2003-2004 yıllarında, İstanbul’da standart kasis var mı sorusuna yanıt aramış. Ve yaptırdığı çalışmada, İstanbul’daki kasislerin hiçbirisi standartlara uygun çıkmamış. TBF Başkanı Deniz, Türk Standartları Enstitüsü’nden, kasis standardını belirlemesini talep etmiş. TSE standardına göre, kasis öncesi tırtıklı bir zeminin, size kasise girileceğini hissettirmesi koşulu aranıyor. Yine gece de görülebilen fosforlu bir yazı ile kasis uyarısı yapmak da diğer bir kural. YÜKSEKLİĞİ 7,5 CM OLMALI! Kasisin TSE standardı ise şöyle belirlenmiş. Türkiye’de 30-40 cm genişlikte, 15-25 cm yükseklikte kasisler yapılıyor. Buna karşılık, TS 6283 standardına göre, tümsek genişliğinin 3,6 metre, yüksekliğinin ise 7,5 cm ve cinsinin, yol kaplama malzemesi ile aynı olması şartı getirilmiş. Başka bir ifade ile tüm bu uyarılar, 7,5 santimetre yüksekliğinde ve 4 metreye yakın uzunluktaki kasisler için. 25 santimetre için değil! BELEDİYELER KASİS STANDARDINA NEDEN UYMUYOR? Çalışmanın üzerinden geçen 19 yıla rağmen, maalesef İstanbul’da belediyeler, bugün de kasisleri keyfe keder ve kontrolsüzce yapıyor. Geçmiş olaylarda suç taşerona çıkarılsa da artık arazisi içinde kalan her türlü sorundan dolayı belediye sorumlu sayılıyor. TBF Başkanı Av. Deniz, bu durumdan zarar görenlerin, açacakları davayı kesinlikle kazanacaklarını vurguluyor. Oysa, bugüne kadar tek bir sürücü kasisten dolayı belediyeye dava açmamış! TBF Başkanı Deniz tek bir davanın emsal teşkil edeceğini ve yerel yönetimlere de standardı anımsatacağının altını çiziyor. STANDARTLAR YAŞAM KALİTESİNİ BELİRLİYOR! Standardizasyon sorunu kasislerle de sınırlı değil! Nişantaşı’nda Galatasaray İlkokulu’nun arka kapısındaki çift taraflı yolu onlarca yıldır trafiğe tamamen kapatan, araçları şikayet dahi etseniz çektiremezken, trafiği engellemeyen başka bir yerden aracınız çekilebiliyor. Yollarda hız yapanlara ya da sinyal vermeyenlere ceza yazılmazken, Ümraniye’deki tünelde hız sınırı 80, Sarıyer’deki tünelde 70, Taksim’de 50 - Şişli E-5 katılım tünelinde ise 30 km azami hız seçilmiş. Üstelik de pek çoğunda tünel içi ışıklı hız uyarısı da yok! Yatırımcı, Zürih’in dağında da kent merkezinde de aldığı standart hizmetlere güvenerek geliyor. Türkiye’nin hak ettiği yatırımı çekerek, müreffeh seviyeye ulaşmasının yolu da her alanda standartlardan geçiyor!