KAFKASSAM Başkanı Prof. Dr. Hasan Oktay, İsveç ve Finlandiya NATO üyeliği görüşmelerinin ne anlama geldiğini samimihaber.com’a değerlendirdi. Oktay, İsveç ve Finlandiya’nın NATO'ya girme sürecinin arka planını aktardı. Oktay, “Türkiye’nin bu konuda terörle ilgili beklenti ve gerekçeleri var. NATO gerginliği 1 ay sürmez.” dedi.

Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM) Başkanı Prof. Dr. Hasan Oktay, İsveç ve Finlandiya NATO üyeliği görüşmelerinin ne anlama geldiğini samimihaber.com’a değerlendirdi. Oktay, İsveç ve Finlandiya’nın NATO'ya girme sürecini aktardı. Gazeteci Elif Bayram’ın sorularının yanıtlayan Oktay “Türkiye’nin bu konuda terörle ilgili beklenti ve gerekçeleri var. Bu noktada İsveç ve Finlandiya süreci başlatacaklar. Türkiye’nin kabul edeceğe bir noktaya gelecek ve NATO'ya girme noktasında Türkiye’nin itirazları yani veto etme ihtimali devre dışı kalacak. Böylece İsveç ve Finlandiya’nın NATO'ya girme süreci başlamış olacak.” dedi.

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarının ardından İsveç ve Finlandiya NATO'ya üyelik başvurusuna Türkiye'nin karşı çıkmasıyla üç ülke arasında müzakere görüşmeleri başlamıştı. Geçtiğimiz günlerde İsveç ve Finlandiya heyetleri Ankara'da temaslarda bulunurken, İsveç'ten görüşmelere ilişkin açıklama geldi.

‘Türkiye’nin terörle ilgili gerekçeleri var’

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Türkiye ziyaretine dikkat çeken Oktay, Türkiye’nin Lavrov’dan beklentileri vardı. Bu konularda beklentilerine karşılık bulamadığını söyledi.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO'ya girmesi konusunda Türkiye’nin ortaya koyduğu itirazlardan dolayı bir bekleme süreci yaşandığına değinen Oktay, “Türkiye, Rusya’ya da bu konulardaki pozisyonunu ve düşüncelerini belirtti. Bundan sonraki süreçte İsveç ve Finlandiya’nın tavrını bekleyeceğiz. Türkiye’nin bu konuyla ilgili bazı beklenti ve gerekçeleri var. Bunların en başında Türkiye’nin terörle ilgili beklenti ve gerekçeleri var. Bu konuda İsveç ve Finlandiya süreci başlatacak. Süreç Türkiye’nin kabul edeceği bir noktaya gelecek ve NATO'ya girme noktasında Türkiye’nin itirazları yani veto etme ihtimali devre dışı kalacak. Böylece İsveç ve Finlandiya’nın NATO'ya girme süreci başlamış olacak. Bu noktada NATO gerginliği 1 ay sürmez.” diye konuştu.

‘NATO Türkiye’ye üvey evlat muamelesi yapıyor’

Türkiye’nin itirazlarının altını çizen Oktay, “İsveç ve Finlandiya’daki terör örgütlerinin Türkiye’ye karşıtı faaliyetlerinin bu süreci etkilediğini belirtti.

‘NATO’nun üvey evladı Türkiye, gözdesi Yunanistan üzerinden bir kriz çıkarırız gibi bir hava var’

Öte yandan, Amerika’nın Türkiye’nin taleplerine yeterince cevap vermediğini söyleyen Oktay sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye, NATO üzerinden başta Amerika olmak üzere Batı’ya şunları söyledi. NATO Türkiye’ye üvey evlat muamelesi yapıyor. Bu durumu Rusya ile uçak krizi yaşadığımızda da gördük. Türkiye bir anlamda uçak krizi sürecinde yalnız kaldı. Daha sonraki süreçte Rusya savunma sistemindeki eksikliği giderebilmek adına, batı ile Patriot anlaşması yaptı. Batı Türkiye’den patriot füzelerini çekince Türkiye, hava savunma sistemi anlamında S-400 füze savunma sistemini alınca, Amerika Türkiye’nin taleplerine yeterince cevap vermedi. Genel bir çerçevede baktığımızda ise, Türkiye ciddi anlamda elini güçlendirmek adına, NATO ile pazarlık sürecine girildi. Yunanistan krizini bugünlerde suni bir kriz olarak önümüze sunuyorlar. Siz İsveç ve Finlandiya konusunda NATO’ya itiraz ederseniz. NATO’nun üvey evladı Türkiye, gözdesi Yunanistan üzerinden bir kriz çıkarırız gibi bir hava var.”

'Lavrov geldi işler değişti'

Lavrov’un Türkiye ziyaretini değerlendiren Oktay, “Lavrov gelene Türkiye Rusya’dan ciddi anlamda beklenti içindeydi. Lavrov, Suriye’ye yapılacak operasyon konusunda, Türkiye’nin Suriye’ye yapması olası operasyonu ötelemesine sebebiyet verdi. Bu da Türkiye’nin yönünü NATO’ya çekmiş olacak.” dedi.

Türkiye’nin 70 yıllık NATO üyesi olduğunu ancak Türkiye’nin NATO’dan beklediği desteği alamadığını vurgulayan Oktay, “Amerika’dan sonra Türkiye NATO’nun ikinci önemli kuvveti. Türkiye kadar etkisi olmayan ülkelerinde NATO’da Genel Sekreterlik alması Türkiye’nin NATO’da Genel Sekreterlik alması için pazarlık masasına bu konuyla ilgili oturması gerekir. Soğuk Savaş döneminin en önemli ülkesi Türkiye’ydi. Batı Türkiye’nin Rusya tarafından işgal edileceğini düşündüğü için üs ve teknolojik yatırımlar yapmadı. Rusya NATO’da en yakın ülke olarak Türkiye’yi gördüğü için Türkiye’yi kendi tarafına çekmeye çalışıyor.” diye konuştu.

'Önümüzdeki günlerde Sinop Santrali gündeme gelecek'

Oktay, bu süreçte Türkiye’nin kendini NATO’ya hatırlatmak istediğini vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye NATO’ya hayır diyebilen, Rusya ile işbirliğine girebilen ve yeri geldiğinde Rusya’ya da hayır diyebilen bir pozisyonda yeni bir iki tarafın Türkiye’yi anlaması ve algılamasını sağlayacak süreci açtı. Bu ister istemez zor oldu ama Türkiye-NATO-Varşova rekabetinde özellikle ağır sanayi konusunda Batı’dan tedarik edemediklerini özellikle Sovyet döneminde İskenderun Demir Çelik Tesisleri gibi Zonguldak’tan elde etmiş olduğumuz yatırımlarını Rusya üzerinden gerçekleştirmiştik. Türkiye yine NATO ülkesi olmasına rağmen bir nükleer tesis elde edemedi. Edemediği gibi de ciddi mücadele verdi. En son Ruslarla beraber yapılan görüşmelerde Mersin Akkuyu Santrali önümüzdeki günlerde de Sinop Santrali gündeme gelecek en azından Mersin’deki Santrali açmış olacağız. Böyle olunca da Türkiye kendini NATO’ya hatırlatmak istedi.”

'Savaş riski ile karşı karşıya kalabiliriz'

Lavrov’un açıklamalarının altını çizen Oktay, “Lavrov bizden sonra Ermenistan’ın başkenti Erivan’a gitti. Orada da Türk kamuoyunun alışık olmadığı açıklamalar yaptı. Biz 44 günlük Karabağ Savaşı’ndan sonra Zengezur Koridoru’nun açılacağını bekliyorduk. Lavrov kesinlikle koridorun açılmayacağını ifade etti. Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerinde Türkiye eksenin de düzelmesini arzu ediyorduk. Gördük ki Rusya ona da müsaade etmiyor. Ukrayna krizi ile birlikte, Suriye’ye operasyon yapma ihtimalimiz azaldı ama bu arada Güney Kafkasya krizi yani Karabağ Savaşı’nda devam edecek yeni bir savaş riski ile karşı karşıya kalabiliriz. Türkiye’nin bu konu da çok dikkatli davranması gerekir.” diye konuştu.

'Rusya-Ukrayna savaşı daha da uzayacak görünüyor'

Oktay buğday krizine de dikkat çekti. Lavrov’un Ankara’da yapmış olduğu görüşme de en önemli konu buğday meselesini olduğunun altını çizen Oktay, “Özellikle Ukrayna limanlarından Türkiye ve dünya borsalarına buğdayın gitmesi konusunda bir sıkıntı söz konusu her ne kadar bu dünya piyasasının %2’sine tekabül ediyor ise de ciddi anlamda bir krize dönüştü.” dedi.

Tahıl ve tahıl ürünlerinin dünya piyasasına çıkması ile ilgili Ukrayna bunların Dünya piyasasına çıkartmak arzusunda Lavrov’da “Mayınların temizlenmesi karşılığında ancak bunların dünya piyasasına çıkmasına müsaade ederiz. Oysa burada Ukrayna’nın can simidi bu mayınlar. Bu mayınlar temizlendiğinde Rusya bu alanı kullanarak Ukrayna’yı işgal etmesi söz konusu. Böyle olunca da Rusya-Ukrayna savaşı daha da uzatacak gibi gözüküyor. İlk savaş başladığında bir haftaya bitecek deniliyordu ama şu an da 3 ayı doldurdu neredeyse.” dedi.

Bayram’ın “Uzlaşma sağlanırsa, terör örgütü üyeleri bu ülkelerde varlıklarını sürdürebilir mi?” sorusuna Oktay şöyle cevap verdi: En azından dernekler kapatılır. Şu an da dernekler üzerinden faaliyetler yürütülüyor. Biraz daha kontrol altına alınır. Ele başları yakalanır, göstermelik de olsa İsveç ve Finlandiya bu terör örgütleri ile ilgili bir tavır ve niyetini ortaya koymak zorunda.Türkiye bu konu da “Biz tatmin olduk bizim için yeterli” diyene kadar bu iki devlet terör örgütlerine karşı mücadelesini sürdürecek yoksa NATO’ya girmesi söz konusu değil. Çünkü 10 yıldır Yunanistan sadece NATO’ya itiraz konusunda NATO’ nun genişlemesi konusunda itiraz Türkiye’ye ait değil.

Bunun geçmişte Yunanistan örneğini gördük NATO, Arnavutluk’u ve Makedonya’yı NATO’ya almak için süreci başlattığında Yunanistan Makedonya’nın isminin değişmesi konusunda ısrarcı oldu. Çünkü Makedonya deyince Yunanistan’ın da önemli bir kısmını içine aldığını bu da Yunanistan’ın toprak bütünlüğüne bir tehdit olarak algılandığını ifade ederek Makedonya’nın ismini Kuzey Makedonya olarak değiştirilmesi sürecini açtı.

Makedonya-Yunanistan gerginliği

Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın AB’ye girmesi konusundaki itirazını NATO dikkate alacak diyen Okay, “Süreci yürütmekte fayda var. İsveç ve Finlandiya NATO’ya girmek istiyorsa Rus tehdidi karşısında NATO şemsiyesi altına girmek istiyorsa Türkiye’nin isteklerini yerine getirmek zorundalar ve Türkiye’nin de bu itirazını başta Batı olmak üzere NATO’da makul karşılamak zorunda. Karşımız da bir Makedonya-Yunanistan gerginliği söz konusu.” şeklinde konuştu.

'Terör örgütüne verdikleri destekten vazgeçecekler ve süreç başlayacak'

Elif Bayram’ın “İsveç ve Finlandiya bu süreçte nasıl bir yol izleyecek?” sorusu üzerine Oktay önemli açıklamalarda bulundu: İsveç ve Finlandiya ile ilgili Türkiye’nin ortaya koymuş olduğu gerekçe terör örgütlerine vermiş olduğu destek. Özellikle 1980’den sonra İsveç ve Finlandiya’ya göç oldu. Bu göçün temel nedeni Türkiye’de azınlıklara “baskı” yapılıyor söylemi üzerinden yer buldular ve İsveç’teki sosyalist yönetim söz konusu onlarda bu konularda çok fazla abartmaya müsaade ettikleri için Türkiye’ye karşı tüm kurulan dernekler faaliyetlerini yürütüyorlar.

Özellikle Finlandiya’ya baktığımızda Rusya ile en fazla sınır olan AB devleti böyle olunca da Rusya’da Ukrayna krizinden sonraki en büyük risk Finlandiya, Finlandiya ile karşı karşıya kalacağı için değerlendirecek.

Hem Finlandiya halkı hem de Finlandiya yönetimi içimizdeki terör örgütlerine destek vererek NATO’ya girmemizi engelleyen Türkiye mi yoksa bizi yarın Ukrayna gibi işgal etme riski olan Rusya’nın riski ile karşı karşıya kalmak mı diye muhasebesini yaptıktan sonra terör örgütüne verdikleri destekten vazgeçecekler ve süreç başlamış olacak.

Oktay, Putin’in açıklamalarına da dikkat çekti. Oktay, “Özellikle 9 Mayıs’da Putin’in 2. Dünya Savaşı’nın bitme süreci ile yapılan geçit törenin de NATO’nun ülkesini bölmeye çalıştığını, ülkesine karşı ilerlemeye çalıştığını ifade etti. Bu da İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girme süreci de Putin’in bir anlam da sözünü doğrulamış oldu. Bu anlamda Türkiye’nin bu iki devletin NATO’ya girme sürecindeki itirazını da Rusya açısından aslında Türkiye’nin komşuluğu Karadeniz üzerinden komşuluk söz konusu. Böyle olunca da Rusya’ya karşı Türkiye komşuluk gereğini NATO’nun ilerlemesi konusunda engelleyebildiği kadar engelledi şeklinde Rus kamuoyunda bir anlayış söz konusu oldu. Buna rağmen Rus yöneticiler tarafından beklendiği şekilde algılanamadı.” diye konuştu.

Lavrov’un yapmış olduğu konuşmalara ilişkin, “Biz Türkiye’nin meselesini Rusya’nın tam kavrayamadığını görüyoruz” diyen Oktay, “Onların da kavramaları konusunda ısrarla diplomatik ilişki ve temaslarla onlara haklılığımızı göstererek İsveç ve Finlandiya’nın da engelleyebildiğimiz kadar engelledik ama İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmesinin sorumlusu Türkiye değildir diye Rus kamuoyuna gerekli bilgilendirmeler yapılmaktadır.” şeklinde konuştu.

Haber: Elif Bayram