İsraille normalleşen Fas'ta "İbrahimî Din" etkinliğine tepki

Fas’ın Agadir şehri, "manevi çoğulculuk" teması altında bir imam, bir rahip ve bir haham tarafından düzenlenen sözde bir "İbrahimî dua"ya ev sahipliği yaptı.

FAS’TA “DİNLER ARASI DİYALOG” ÇALIŞMALARI

Normalleşmeye Karşı Fas Gözlemevi Başkanı Ahmed Vihman, İsraille normalleşme anlaşmasından sonra hayata geçirilen bu söz konusu projeye tepki göstererek uyardı.  

Ahmed Vihman, sosyal medya hesabı Facebook'ta yaptığı paylaşımda, Başbakan Aziz Ahnuş'un belediye meclisine başkanlık ettiği Agadir'deki etkinliğin “geniş çaplı tartışmalara yol açan bir dizi projenin bir parçası” olduğunu belirtti.

Paylaşımında belediye bütçesinden “pagan ritüellerini canlandıran” festivallere yüz milyonlarca dolar ayrıldığına dikkat çeken Vihman, Filistinli şehit Muhammed Cemal el-Durra'nın adının sanat kompleksinin girişinden kaldırılması ve “Hepimiz İsrailliyiz” grubu tarafından “Radyo İbrahim”in açılışının duyurulması gibi çeşitli gelişmelere işaret etti.

Vihman, “Aynı şehirde Fas'ta yayınlanan “Fas Gerçekleri/Hakaiku Mağribiyyetü” dergisinin bir sayısının kapak manşetinde 'Fas, İsrail Çocuklarının Kutsal Krallığı' ifadesinin yer aldığını da” sözlerine ekledi.

Vihman, bu adımların “Siyonist yetkililerin politikalarıyla uyumlu olarak” İslami inançları çarpıtmayı ve hayati devlet kurumlarını hedef almayı amaçlayan bir stratejinin parçası olduğunu belirterek uyardı.

İSRAİLLE NORMALLEŞEN FAS KENDİ HALKINA YABANCILAŞTI

Fas, Aralık 2020'de İsrail’le imzaladığı normalleşme anlaşmasının ardından askeri, ekonomik ve kültürel iş birliğini arttıran çalışmaları hızlandırdı.

Fas toplumunu ideolojik teslimiyete ittiğini savunan Normalleşmeye Karşı Fas Gözlemevi hükümetin bu iş birliğine tepki gösteriyor.

TÜRKİYE’DE DE DENENDİ

FETÖ elebaşı Gülen’in bizzat 1990'lı yıllarda örgüt tabanını teşvik ettiği dinler arası diyalog faaliyetleri Türkiye’de de tepki görmüş, daha sonra bunun örgütün lobicilik faaliyetleri kapsamında bir projesi olduğu ortaya çıkmıştı.

FETÖ, Türkiye’de 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından elebaşı Gülen’in yaşadığı ABD’ye çekilerek, California, Florida, Georgia, Illinois, Maryland, Massachusetts, Michigan, New Jersey, New York, Pennsylvania, Texas ve Virginia gibi eyaletler ile başkent Washington gibi şehirlerde sözde vakıf ve kurumlar aracılığıyla faaliyetlerini sürdürdü.

Söz konusu vakıf ve kurumların yönetim kadrosunda Musevi ve Hristiyan din adamları aracılığıyla ülkedeki akademisyenler, gazeteciler, bürokratlar, siyaset çevreleri ve iş adamlarıyla irtibat halinde olan terör örgütü, dinler arası "diyalog" ve lobicilik çalışmalarını yaygınlaştırmak için İsrail’le normalleşme anlaşması imzalayan ülkelerde çalışmalarına hız verdi.