Ercan Çankaya - Haber Merkezi
İsrail’in son bir haftada Lübnan’a ve Hizbullah’a olan saldırıları kritik bir evreye girdi. İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışma zirve noktaya ulaştı. Tansiyonun yükseldiği bölgede geniş çaplı bir savaş endişesi sürerken, peş peşe kritik açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Dün Beyrut'a düzenlenen saldırının ardından bugün sabah saatlerinde Hizbullah, Tel Aviv yakınlarında MOSSAD karargahını hedef alan bir füze saldırısı düzenlediğini açıkladı. Öte yandan İsrail’in saldırılarının bir kara harekâtına da evrilebileceği üzerinde duruluyor.
İsrail’in saldırılarını yoğunlaştırırken neyi amaçladığını, hangi stratejiye dayanarak Gazze’de savaş devam ederken ikinci bir cephe açtığını Giresun Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemal Çiftçi’ye sorduk.
Hizbullah’a destek verebilecek bir bölgesel ya da uluslararası aktör yok
İsrail’le Hizbullah arasındaki 2006 yılındaki savaşı hatırlatan Çiftçi, bu savaşın İsrail’in güvenlik kaygılarını artırdığını söyledi. Hizbullah’ın o dönem bu savaşı Suriye ve İran’dan aldığı desteklerle kazandığını belirten Çiftçi, Arap Baharı’ndan sonra gelişen olaylar nedeniyle şu an Suriye kanalının kapalı olduğunu, İran’ın da kendi iç sorunlarıyla boğuştuğunu söyledi.
Hizbullah’a destek verebilecek başka bir bölgesel ya da uluslararası aktör de olmadığını da ifade eden Çiftçi, İsrail’in Hizbullah’a karşı saldırılarını artırmasının sebebinin bu uluslararası konjonktür olduğunu vurguladı.
İsrail Hamas ve Hizbullah gibi devlet dışı aktörleri yok etmeye hazırlanıyor
İsrail’in bölgedeki Hamas ve Hizbullah gibi devlet dışı aktörleri ortadan kaldırmaya hedeflediğini söyleyen Çiftçi, İsrail’in zihniyet olarak aşırı güç kullanmaktan çekinmeyen bir yapı olduğuna işaret etti.
Bir tehdit algıladığında İsrail’in her türlü aşırı güç kullanımını meşru kabul ettiğini belirten Çiftçi, 1982’deki Sabra ve Şatilla katliamlarındaki vahşeti hatırlattı.
İsrail’in toprak olarak küçük bir ülke olduğunu ve işgal ettiği topraklarda da Filistinlilerin olduğunu işaret eden Çiftçi, sürekli bir güvenlik histerisiyle yaşayan İsrail’in düşmanlarına karşı asimetrik güç uygulamaya çekinmediğini söyledi.
Batı Şeria ve Suriye de tehdit altında
ABD’nin 1967-73 Arap İsrail Savaşları’ndan bu yana İsrail’e sınırsız destek verdiğini vurgulayan Çiftçi, İsrail’in savunma doktrininin tek cepheli olmadığını, Gazze’de savaş devam ederken Lübnan’da da bir cephe açabileceğini söyledi.
Gazze’de ve Güney Lübnan’da çatışmalar devam ederken İsrail’in Batı Şeria’ya ve Golan Tepeleri üzerinden Suriye’ye de saldırabileceğini belirten Çiftçi, farklı cephelerde savaşın İsrail açısından askeri bakımdan belli bir rasyonalitesi de olduğunu söyledi.