Gündem

“İran, Türkiye’nin Suriye’deki varlığını sınırlamak istiyor”

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Mehmet Emir Aksoy, İran’ın Türkiye ile bölgesel etkilerini dengelemeye çalışırken, Tahran’ın PKK/YPG ile iş birliklerinden nükleer çalışmalarına kadar geniş bir strateji izlediğini belirtti. Ancak Aksoy, iki ülke arasında asıl mücadelenin bölgesel ajandaların şekillendirilmesinde olduğunu ifade ederek; “İran, Türkiye’nin Suriye’deki varlığını sınırlamak istiyor” dedi.

Abone Ol

MERT SAYAN – HABER MERKEZİ

Türkiye ile İran arasındaki ilişkiler her zaman stratejik iş birliği ile rekabet arasındaki ince çizgide ilerledi. Ancak, son gelişmeler Ankara’nın İran’a yönelik stratejik duruşunu daha keskin hâle getirdiğini gösteriyor. 
Hakan Fidan’ın El Cezire’ye verdiği röportaj, yalnızca bir açıklama olarak kalmayıp, Türkiye’nin İran’a karşı uzun vadeli jeopolitik hamlelerinin sinyallerini verdi. 

Bir diğer dikkat çeken gelişme ise, Türkiye’nin Büyükelçisi’nin İran Dışişleri Bakanlığı’na çağrılması oldu. Bu diplomatik hamle, iki ülke arasındaki gerilimin arttığının bir göstergesi olarak yorumlanırken, Türkiye’nin de benzer bir adım atarak İran’a karşı tepkisini göstermesi kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Bu olay, ilişkilerin geldiği noktayı ve gelecekteki olası gelişmeleri merak konusu haline getirdi.

“İRAN, TÜRKİYE’NİN SURİYE’DEKİ VARLIĞINI SINIRLAMAK İSTİYOR”

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Mehmet Emir Aksoy, İran’ın bölgesel politikalarını anlamak için Tahran’ın hangi araçlarla güç kazanmaya çalıştığının dikkatle analiz edilmesi gerektiğini Samimi Haber’e anlattı. Aksoy, İran’ın zaman zaman PKK’nın Suriye kolu YPG ile örtülü iş birlikleri geliştirdiğini belirterek, bunun temel sebebinin Türkiye’nin Suriye’deki varlığını sınırlamak ve Ankara’yı askeri-politik açıdan yıpratmak olduğunu ifade etti.

Ancak Aksoy, İran’ın bu politikasının yalnızca Suriye özelinde değil, çok daha geniş kapsamlı bir stratejinin parçası olduğunu söyledi. Tahran’ın amacının, Türkiye’nin bölgesel nüfuzunu dengelemek ve İran’ın etki alanını artırmak olduğunu belirten Aksoy, şunları söyledi:

“Suriye’de Türkiye’nin etkinliğini azaltmak amacıyla PKK/YPG ile zaman zaman çıkar temelli iş birlikleri yapılıyor. Irak’taki Şii milisler üzerinden Türkiye’ye mesaj verilmeye çalışılıyor. İran, nükleer çalışmalarını bölgesel caydırıcılığını artırmak için bir araç olarak kullanmayı hedefliyor. Arap ülkelerini Türkiye’ye karşı nötr veya mesafeli tutmak amacıyla ilişkiler yürütülüyor”.

Aksoy, bu politikaların, İran’ın Türkiye’ye doğrudan bir hasmane tavır içinde olmadığını, ancak çıkar çatışması yaşanan noktalarda Türkiye’nin önünü kesmeye çalıştığını gösterdiğini de sözlerine ekledi.

TÜRKİYE’NİN OLASI HAMLELERİ

Aksoy, Hakan Fidan’ın ‘Başkasının camına taş atarsan, senin camına da taş atarlar’ mesajının, Türkiye’nin İran’a karşı daha sert yanıtlar verebileceğini gösterdiğini belirtti. Aksoy, bu açıklamanın ardından Türkiye’nin olası karşı hamlelerine dair şu değerlendirmelerde bulundu:

“İran destekli milis unsurların hedef alınması Türkiye, İran’ın bölgede desteklediği milis unsurları daha agresif bir şekilde hedef alabilir. Türkiye, İran’ın enerji politikalarını dengeleyecek bölgesel iş birliklerini hızlandırabilir.
Türkiye, İran’ın Güney Kafkasya’daki nüfuzunu zayıflatacak adımlar atabilir. Türkiye, nükleer müzakerelerde İran’a karşı daha sert bir tutum benimseyebilir”.

Ancak Aksoy, Türkiye ve İran’ın doğrudan bir çatışmaya girmeyeceğini vurgulayarak, her iki ülkenin de birbirlerinin güç ve sınırlarını iyi bildiğini söyledi. Aksoy, esas mesele olarak, iki ülkenin bölgesel ajandalarını şekillendirme mücadelesinin ön plana çıktığını belirtti.

“ANKARA’NIN KAYGILARI GÖZ ÖNÜNE ALINMALI”

Aksoy, İran’ın Türkiye ile ilişkilerini dengelemek istiyorsa, Ankara’nın güvenlik kaygılarını göz önünde bulundurması gerektiğini belirtti. Ancak Aksoy, Tahran’ın mevcut yönetim anlayışının Türkiye’yi her zaman bir rakip olarak gördüğünü ve bu nedenle ilişkilerde ciddi bir değişim beklemenin gerçekçi olmadığını vurguladı.

Peki, İran nasıl bir strateji izleyebilir? Aksoy, İran’ın atması gereken adımları şu şekilde sıraladı:

“İran, PKK/YPG ile olan ilişkisini kesmeli ve Türkiye’nin terörle mücadelesine gölge düşürmemelidir. Türkiye’nin Irak’taki operasyonlarına doğrudan karşı çıkmak yerine, daha esnek bir diplomatik dil kullanmalıdır. Türkiye ile Suriye konusunda daha yakın bir iş birliği modeli geliştirmelidir. Türkiye’nin küresel diplomatik hamlelerine doğrudan engel olmaktan kaçınmalıdır”.

Ancak Aksoy, İran’ın bu stratejileri hayata geçirmesinin zor olduğunu, çünkü Türkiye’nin İran için her zaman kontrol altında tutulması gereken bir aktör olduğunu belirtti. Ayrıca, Tahran’ın zaman zaman gerilimi artıracak adımlar atmaya devam edeceğini ifade etti.