İBB’nin bir kısım etkinlikleriyle ilgili usulsüz harcama yapıldığı iddialarının ardından harekete geçildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, usulsüz harcamayla kamu zararına yol açılıp açılmadığının tespitine ilişkin İçişleri Bakanlığı müfettişleriyle koordineli olarak resen soruşturma başlattı.
Daha önce de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği konserlerle ilgili gelen ihbarlar üzerine inceleme başlatmıştı.
İmamoğlu'ndan “soruşturma” açıklaması: Vız gelir tırıs gider
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan konserlerdeki ödeme iddialarına ilişkin başlatılan incelemelere ilişkin, “Günlerdir konuştukları konser ücreti, bir uçak ve onu takip eden uçakların maliyeti kadar değil. Mansur başkan ve bize yapılan itibar suikastlarını gülerek izliyoruz. Yıllardır idmanlıyım ben, vız gelir tırıs gider." ifadelerini kullandı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik başlatılan soruşturmanın ardından, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) için de soruşturma açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB'ye ait bazı etkinliklerde usulsüz harcama yapıldığı ve kamu zararına neden olunduğu iddialarıyla ilgili olarak, resen bir soruşturma başlattı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da, İstanbul Başsavcılığı'nın açtığı soruşturmayla ilgili açıklamalar yaptı.
İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Günlerdir konuştukları konser ücreti, bir uçak ve onu takip eden uçakların maliyeti kadar değil. Mansur başkan ve bize yapılan itibar suikastlarını gülerek izliyoruz. Yıllardır idmanlıyım ben, vız gelir tırıs gider.
Teftiş edilmekten onur duyarım, denetleyin bizi. Mansur Yavaş'ı, İstanbul'u ne kadar denetlediniz, kendi partilerinizin belediyelerinizi ne kadar denetlediniz? Yıllara göre bu verileri açıklayın, eğer eşitse görevi bırakacağım.
Biliyorum neye kızdıklarını, Cumhuriyet Bayramı'nda coşkuyla bir araya gelen insanları görünce bunlara bir şey oluyor. Bizim gibi mutlu olmuyorlar. Bu operasyon keşke bir denetleme olsa, ama bu medya üzerinden, yargı üzerinden yapılıyor. Bu literatüre geçmiştir ve inşallah bir daha ülke gündemine gelmeyecek şekilde yaşanan bir yargı tacizidir. Emir ve talimatla yapıldığı nettir.
Bu sözde yolsuzluğu ortaya çıkarmaya çalışan hükümetin itibarına bakalım bir de. Böyle ayırmacılık, kayırmacılık nasıl olur? Böyle yönetim olur mu? İnsanını yaşat ki devlet yaşasın. Yenidoğan bebeğe onun çalıştığı sürece hayatını kazanabileceği bilincini ver. Öyle 'ey' diyerek güçlü olunmaz. Devlet güçlü kuvvetlidir ama bunu vatandaşına göstermez. Oy vermeyene 'bertaraf' demez."