MERT SAYAN – HABER MERKEZİ

Beklenen depremin kara gölgesini üzerinde hisseden İstanbul, hızla artan nüfusu ve eskiyen yapılarıyla kentsel dönüşüm ihtiyacını her geçen gün daha fazla hissediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), bu soruna çözüm üretmek amacıyla kapsamlı dönüşüm projelerini hayata geçiriyor.

İBB İmar ve Bayındırlık Komisyonu Başkanı Mahmut Sedat Özkan, İstanbul’un geleceğini şekillendirecek dönüşüm çalışmaları hakkında Samimi Haber’e önemli açıklamalarda bulundu.

“Yeni bir kent inşa ediyoruz”

Kentsel dönüşümün Türkiye’nin gündeminde olan önemli bir konu olduğuna dikkat çeken Özkan, bu konuyla ilgili insanların kendine göre bir fikir ürettiğini ve kanaat dünyası kurduğunu söyledi.

İBB olarak kentsel dönüşümü iki başlıkta ele aldıklarını belirten Özkan; “Bu dönüşümü mevcut binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi ve 6306 sayılı kanuna göre alt yapısıyla, yeşil alanıyla, okuluyla yeni bir kent inşa ederek değerlendiriyoruz” dedi.

CIA operasyonlarının paravanı NED! Samimi Haber Muhabiri belgeselde anlattı CIA operasyonlarının paravanı NED! Samimi Haber Muhabiri belgeselde anlattı

“İBB’nin 50 ve 100 yıllık planlamaları var”

İstanbul’un yeniden inşa edileceğini vurgulayan Özkan, İBB’nin kentsel dönüşüm için 50 ve 100 yıllık bölge planlamaları olduğunu, kentsel dönüşümde vatandaşların maddi yükünü azaltan birtakım iyileştirmelerin yapıldığını dile getirdi.

Hem hibe hem kredi desteği

“Vatandaşın en çok gündeminde olan konu, yerinde dönüşüm” diyen Özkan, dönüşümün KİPTAŞ tarafından yapılması durumunda hem devletin hibe ve kredi desteği bulunduğunu hem de belli bir gelirin altındakilere kredi desteği sağlandığını anlattı.

“Yeni yaşam alanları kuracağız”

Özkan, KİPTAŞ kanalı ile kentsel dönüşüm çalışmalarını sürdürdüklerini hatırlattıktan sonra, İBB’nin mülkiyetinde olan parsellerin kentsel dönüşüme uğrayacağını ve bazı yerlerde yeni yaşam alanları kurulacağını belirterek; “Bunun için Eyüp, Pendik ve Tuzla ilçeleri başta geliyor” dedi.

Halkın kentsel dönüşüm için İBB’ye yaptığı başvuruya hızla dönüş yaparak çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Özkan sözlerini şöyle sürdürdü: “Vatandaşımız bu olaya, ‘kentsel dönüşümü devlet yapsın, bize teslim etsin’ gözüyle bakıyor. Belki kendince haklıdır. Ancak hiçbir yerde böyle bir şey yok. Vatandaş konutunu kentsel dönüşüme sokmak istiyorsa, ekonomik olarak katkı sunmak zorunda. Yani kendi cebinden paranın çıkması ya da borçlanması lazım. İkinci olarak, metrekare alışkanlıklarından vazgeçmesi lazım. Her geçen gün vatandaş buna daha sağlam yaklaşıyor. Farkına varıyor”.

“Bütün ilçelerde yenileme seferberliği var”

Deprem gerçeğiyle yüzleşmeden önce İstanbul’un riskli yapılarını hızla dönüştürmeye çalıştıklarını belirten İBB İmar ve Bayındırlık Komisyonu Başkanı; “İstanbul’un bütün ilçelerinde bu yenileme seferberliği var. Hemen hemen bütün ilçeler yüzde 35-40 oranında yenilendi. Örneğin Küçükçekmece üçte bir oranında yenilendi; burada 42 bin bağımsız bölüm yapıldığını biliyorum” ifadelerini kullandı.

Dönüşüm kararı için 50+1 yetiyor

İstanbul’un kentsel dönüşüm öyküsünde kronik sıkıntılar yaşandığını vurgulayan Özkan, buna ilişkin ilginç örnekler verdi. Dönüşüme girip girmeme konusunda daire sahipleri arasında anlaşmazlıklar çıktığında, yasa gereği 3’te 2 çoğunluk sağlanamayınca karar alınamaması ve sorunun düğüm haline gelmesi gibi örnekleri anlatan Özkan, “3’te 2 kanununun” artık geçerli olmadığını, binalarda dönüşüm kararının %50+1’le alınabildiğini hatırlattı.

Dönüşümün üç aşaması

Riskli yapının dönüşümünün üç aşamada gerçekleştiğini belirten Özkan, sözlerini şöyle tamamladı: “Oturduğunuz binanın riskli olduğunu tespit etmek için tek başınıza yetkilisiniz. Riski tespit etmede herkesin karar vermesine gerek yok. Tespit etmek bir aşama, yıkımı gerçekleştirmek ikinci aşama ve sonrasında yeniden inşa etmek üçüncü aşama olarak değerlendiriliyor. Riskli yapının yıkımına kadarki süreç tek kişiyle işliyor. Yıkımdan sonra yapım süreci daha önce 3’te 2 oranla karar gerektiriyordu. Son yasa ile yüzde 50+1 istediği zaman inşaatın yapımı ile ilgili süreç başlıyor.”

Editör: Yasin Paşalı