Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, son günlerde Lübnan'da Hizbullah üyelerinin kullandığı iletişim cihazlarına yönelik saldırılara ilişkin ilk kez konuştu.
Nasrallah, İsrail'in bu saldırılarla Lübnan'a karşı kırmızı çizgileri aştığını ve bunun Lübnan halkına yönelik bir savaş ilanı anlamına geldiğini belirtti.
Nasrallah'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"İster patlamalardan dolayı şehit olanlar veya güneyde cephede şehit olanlar. Onlara başsağlığı diliyorum. Aynı zamanda tebriklerimi sunuyorum. Bu büyük şehadet madalyasını taktıkları için tebrik ediyorum. Yaralılara acilen şifa bulmaları için dua ediyorum. Yaralıların ve şehit aileleriyle ilgili konuşacağım. Lübnan hükümetine teşekkür ediyorum. Sağlık Bakanlığına ve hastanelerine, sivil savunma kurumlarımıza, ambulanslara, doktorlara ve bizimle dayanışma içinde olan hepsine teşekkür ediyorum."
"Yaralı sayısı çoktu"
"Lübnan'da yaralı sayısı çoktu ve hastaneler hazırlıklı değildi, onun için bazı gecikmeler de oldu. Ama kusurlu değillerdi, yaralı sayısı çoktu hastanelerde. Bu iki günde gördük ki çok özel önem verdiler yaralılarla, ilgilendiler. Teşekkür ediyorum kan bağışında bulunanlara."
"Muayenehanelerin kapılarını açan doktorlara teşekkür ediyorum. Bütün Lübnan halkına teşekkür ediyorum. Bütün bölgelerde bizimle işbirliği yaptılar, dayanışma sağladılar. Mezhepçilikten, siyasetten ötede dayanışmada bulundular. Bütün liderlere, dini, siyasi mercilere, bakanlara, milletvekillerine, partililere, akademisyenlere, medyaya teşekkür ediyorum."
"Bu alçakça saldırıyı protesto eden, kınayan bütün devletlere teşekkür ediyorum. Özellikle Filistin, Yemen, Irak, Suriye ve İran'da"
"Lübnan'da tekrar şunu gördük. Büyük bir insani ve ahlaki dayanışma oldu. Uzun süre böyle bir dayanışma görmemiştik.
"Sivillerin kullandığı cihazı hedef aldılar"
"Salı günü düşman İsrail binlerce çağrı cihazını hedef aldı ve eşzamanlı olarak patlattı. Düşman bu operasyonda bütün ilkeleri çiğnedi, kırmızı çizgileri aştı. Hiçbir şeyi umursamıyorlar. Ne ahlaki ne insani ne de yasal olarak. Patlamaların bazıları hastanelerde oldu. Çağrı cihazı taşıyanların bazıları hastanelerde, eczanelerde çalışıyordu. Çarşı, mağaza, evlerinde olanlar, araçlarında olanlar vardı. Ana yollarda ve birçok sivil, kadın, çocuklar da taşıyordu çağrı cihazlarını, sadece Hizbullah'ın savaşçıları değil. Sivillerin kullandığı cihazı hedef aldılar. Sadece bizde değil bütün dünyada kullanılan cihazlar. Hastaneler ve ticari firmalar kullanıyor. Çarşamba günü de kablosuz cihazları yine aynı şekilde telsizleri patlattılar. Ambulanslar ve hastanelerdeki telsizleri patlattılar. Bu düşmanlığın sonunda onlarca şehit verdik. Kadın, çocuk ve siviller var. Binlerce insan yaralandı."
"İsrail, 2 günde 5 bin kişiyi öldürmek istedi"
"Bu iki günde 1 dakika içinde İsrailli düşmanlarımız en az 5 bin kişiyi öldürmek istedi. Hiçbir kurala uyulmadı. Hatta yaralansalar bile bir anarşi yaratacaklar, hastaneler bunları kaldıramayacak ve birçoğu ölecek. Hedefleri buydu.
"Bu bir savaş suçu"
"Bu yapılana ne ad verelim? Bu büyük terör eylemine ne diyelim? Toplu soykırım. Biz salı günü ve çarşamba günü için soykırım diyoruz. Bu düşmanla yaptığınız savaşta bu kanser tümörü olan İsrail kurulduğundan beri, bölgemizde tam kötülük olan İsrail, Lübnan'a, halka, direnişe, egemenliğimize sürekli saldırıyor. Savaş suçu bu, savaş ilanı. İstediğiniz ismi verebilirsiniz, bunlar hak ediyor."
"Hedeflerine büyük ölçüde ulaşamadılar. Ne gerçekleşti nasıl gerçekleşti, ona bakalım. İçimizde birçok araştırma komiteleri, komisyonları kurduk. Bütün senaryoları teknik olarak inceliyoruz."