Ercan Çankaya - Haber Merkezi
İsrail'in Gazze'ye saldırılarının başlamasının ardından Lübnan sınırında Hizbullah ve İsrail arasında patlak veren çatışmaların, son gelişmelerle birlikte topyekûn bir savaşın eşiğine gelme tehlikesi belirdi.
İsrail işgali altında bulunan Golan Tepeleri'ndeki Dürzi kasabası Mecdel Şems'de futbol sahasına roket isabet etmesi sonucu aralarında çocukların da olduğu12 kişi hayatını kaybetti, 17'si ağır 35 kişi yaralandı.
İsrail ordusu, roketin Lübnan'ın güneyinden ateşlendiğini öne sürdü. ABD'den döner dönmez kabineyi toplayan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu "Hizbullah şimdiye kadar ödemediği ağır bir bedel ödeyecek" tehdidinde bulundu.
Hizbullah ise Mecdel Şems'teki saldırının kendileri tarafından gerçekleştirildiği iddialarını yalanladı. Füzenin İsrail ordusuna ait hava savunma sistemi Demir Kubbe'den ateşlendiğini öne sürdü.
İsrail ve Hizbullah arasındaki son durumu Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Murat Cingöz’e sorduk.
Hizbullah’ın Lübnan’daki Şii Araplara dayanan, kökeni 1970’lere uzanan güçlü bir örgüt olduğu değerlendirmesinde bulunan Cingöz, örgütün 80’li ve 90’lı yıllarda bölgede güçlü bir aktör haline geldiğini belirtti.
Hizbullah doğrudan İran dini lideri Ali Hamaney’e bağlı
Örgütün bu büyüme evresindeki gayesinin o dönem Lübnan topraklarının bir kısmını işgal altında tutan İsrail’i ülke topraklarından atmak ve Filistin’deki direnişe destek olmak olduğunu açıklayan Cingöz, Hizbullah’ın Lübnan’da devlet dışı ama aynı zamanda hem hükümette yer alan hem de imkanlar itibarıyla devletten daha güçlü bir aktör olduğunu vurguladı.
Örgütün İran’la ilişkisine dikkat çeken Cingöz, Hizbullah’ın da İran gibi Şiiliğin İmamiye koluna mensup olduğuna dikkat çekti. Bu noktada Hizbullah’ın dini olarak doğrudan İran’ın dini lideri Ali Hamaney’e bağlı olduğuna dikkat çeken Cingöz, Hizbullah’tan farklı olarak Suriye’deki Şii Arapların Şiiliğin Nusayriye koluna, Yemen’deki Ensarullah’ın ise Zeydi koluna bağlı olduğunu hatırlattı ve bu sebeple de Hizbullah ile İran arasındaki ilişkinin daha farklı olduğuna dikkat çekti.
İsrail de İran ve Hizbullah da çatışmayı düşük düzeyde tuttu
Hizbullah’ın Ortadoğu’daki İran, Suriye, Hamas ve Yemen’deki Ensarullah’tan oluşan direniş ekseninin mensubu olduğunu hatırlatan Cingöz, örgütün İsrail’le 2006 yılında da savaştığını, İsrail’in savaş sonunda Lübnan’dan kayıplar vererek geri çekildiğini belirtti.
İsrail’in Hamas’la 7 Ekim’de başlayan çatışmasından bu yana Hizbullah’ın da İsrail’le sınırlı düzeyde çatıştığını belirten Cingöz, hem İran’ın hem Hizbullah’ın ideolojileri gereği İsrail karşıtlığının olduğunu, fakat İsrail tarafının da İran-Hizbullah tarafının da bu savaşta çatışmayı sınırlı düzeyde tutmaya çalıştığına dikkat çekti.
Saldırıyı Hizbullah üstlenmedi
Bu son saldırıyı Hizbullah’ın üstlenmediğine dikkat çeken Cingöz, İsrail’in saldırıyı Hizbullah’ın yaptığını iddia ettiğini, Hizbullah’ın ise futbol sahasının İsrail’in demir kubbesinden ateşlenen bir roketle vurulduğunu öne sürdüğünü belirtti.
Bu arada saldırının gerçekleştiğini futbol sahasının İsrail işgali altındaki Golan tepelerinde gerçekleştiğini belirten Cingöz, 1967 İsrail Arap Savaşı’nda İsrail tarafından ele geçirilen bölgenin resmi olarak hâlâ Suriye toprağı olduğunu belirtti.
Hizbullah-İsrail çatışması çok daha şiddetli olur
Bu zamana kadar İsrail’in Hizbullah’a karşı topyekûn bir saldırı başlatmadığına dikkat çeken Cingöz, Hizbullah’ın hem mühimmat hem maddi hem de dış destek olarak Hamas’tan çok daha güçlü bir örgüt olduğuna dikkat çekti.
Hizbullah’ın Hamas’ın aksine küçük bir coğrafyaya sıkışmadığına dikkat çeken Cingöz, İsrail’in Hamas’la mücadelesinde de çok ciddi kayıplar verdiğine dikkat çekerek bu sebeple iki tarafın da topyekûn bir çatışmadan bugüne kadar kaçındıklarını belirtti.
İsrail ve Hizbullah arasında büyük bir çatışma riskinin sınırlı çatışmaların başladığı ilk günden bu yana mevcut olduğunu dile getiren Cingöz, böyle bir çatışma durumunda İran’ın savaşa doğrudan dahil olmasa bile Suriye’deki üsleri ve milisleri yardımıyla çatışmaya çok daha aktif bir şekilde katılacağına dikkat çekti. Cingöz, Hizbullah İsrail çatışmasının çok daha şiddetli ve kanlı geçeceğini hatırlattı.