Hikayesi olanlar kazanıyor

Abone Ol

Politika deyince hep bağlantısı ve sloganı olanları düşünüyoruz. Bu nedenle hayatı ıskalıyoruz hep. Ya politikayı meslek haline getirenlere ne demeli. Bazen siyasete katılıp kendi hikayesinin kahramanı olanlar var. Bazen övgüyle bazen yergiyle bazen sövgüyle anıyoruz kendilerini.

Önümüzde yerel seçimler var. Binlerce aday çıkacak karşımıza. Sadece oy verdiğimiz bölgeler değil tüm Türkiye genelini konuşacağız. Kulisler ve dedikodu kazanları kaynayacak, iftiralar, yalanlar gırla gidecek. Yerelde ismi güçlü adaylar unutulacak bazen.

Geçen kızımla konuşuyorduk, “Baba dostların azalıyor artık” dedi. Sonra sordu, “Nasıl insanlardan dost olur?”

Ona tek ölçü verdim; Sırtını döneceğin insanın hikayesi olsun. Mücadelesi olsun. Birilerine dokunsun. Suya sabuna dokunmayan değil, gövdesini taşın altına koyan olsun. 

Seçim demiştik; Yerel seçimlerde yerel ama vizyonu global aday olsun. Açık söyleyeyim beni etkileyecek bir hikayesi olsun. Aklıma gelen bir isim söyleyeyim mesela; Serkan Bayram. Hayata dezavantajlı başlayıp mücadele etmenin adı kendisi. Yaşadıklarını anlatıp beyaz perdeye aktardı ve filmi sadece Türkiye’de değil Güney Amerika ülkelerinde bile vizyona girdi. STK’larda yaptığı çalışmalar ayrı bir hikaye.

Ne dersiniz böyle bir insan, toplumda taraflı tarafsız herkesten karşılık bulmaz mı? Partiler öfke konsolidasyonu yerine tabana ve halka farklı alternatif sunsalar. Sandığa gidenler mecburiyetten değil severek oy kullansalar.

Farklı bir siyaset ve yaklaşım konsolide eder belki tabanı. O zaman belki hedefler ve projeler alır kavganın yerini.

Bu yazıyı gördüğüm bir davetiye beni etkilediği için yazıyorum. CHPli bir belediye, Ak Partili bir vekil, bir mücadele hikayesi ve Atatürk! Haksız mıyım?