İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi (ÇOÇA) tarafından TÜBİTAK desteğiyle yürütülen "Krizler Çağında Çocuk Olmak: Türkiye’de Pandemi Sonrasında Çocukların İyi Olma Halini Yeniden Düşünmek" başlıklı araştırma projesinin sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Türkiye genelinde 29 ilde 1500 hane ile yapılan araştırma, çocukların pandemi sonrası yaşadığı zorlukları gözler önüne serdi. Araştırma, maddi durum, sağlık, eğitim, güvenlik, barınma, katılım, dijital dünya ve ilişkiler gibi birçok boyutta çocukların durumunu inceledi.
ÇOCUKLARIN MUTLULUĞU EKONOMİYE BAĞLI
Araştırmaya göre, çocukların yalnızca %47’si kendini mutlu hissediyor. Bu oran düşük sosyoekonomik statüde %33’e kadar düşerken, yüksek sosyoekonomik statüde %64’e ulaşıyor. Çocukların mutluluğu, ailelerinin maddi durumuyla doğrudan ilişkilendiriliyor.
ÇOCUKLARIN %75'İ EKONOMİK KAYGI GÜDÜYOR
Görüşülen çocukların dörtte üçü, ekonomik krizler ve aile bireylerinin başına gelebilecek kötü olaylardan endişe duyuyor. Sınav başarısızlığı (%63) ve gelecekte COVID-19 benzeri bir pandeminin yaşanacağı korkusu (%63) çocukların diğer önemli kaygıları arasında.
10 ÇOCUKTAN BİRİ 8-11 SAAT ÇALIŞIYOR
Araştırmaya göre çocukların %11’i çalışmak zorunda kalıyor. Erkek çocuklarda bu oran %13, kız çocuklarda ise %7. Düşük sosyoekonomik statüde çalışan çocukların oranı %18’e çıkarken, yüksek sosyoekonomik statüde yalnızca %3. Çocuklar ağırlıklı olarak dükkanlarda (%53) ve fabrikalarda (%20) çalışıyor. Çalışma nedenleri arasında harçlık çıkarma (%54), aileye destek sağlama (%47) ve meslek öğrenme (%39) öne çıkıyor.
EĞİTİMDE EŞİTSİZLİK DEVAM EDİYOR
Düşük sosyoekonomik statüye sahip çocukların %26’sı evde ders çalışamadığını, %23’ü ise kalabalık sınıflar gibi nedenlerle okulda öğrenim göremediğini belirtiyor. Eğitimine ara vermek zorunda kalan çocukların oranı %7 olurken, bu durumun temel nedenleri arasında ders başarısızlığı (%54) ve okula gitmek istememe (%51) yer alıyor.
İŞSİZLİK EN ÖNEMLİ TEHDİT
Araştırmaya katılan çocukların %53’ü deprem ve orman yangını gibi doğal afetleri en büyük tehdit olarak görürken, işsizlik (%49) ve yoksulluk (%45) diğer öne çıkan endişeler arasında yer alıyor.