Ercan Küçük - Haber Merkezi 

İsrail bütün dünyanın gözleri önünde yıllardır Filistin’de katliamlarına devam ediyor. Hastaneleri, mülteci kamplarını vurmaktan çekinmeyen İsrail’in dünkü hedefleri Hamas Lideri İsmail Heniyye ve Hizbullah’ın ikinci ismi Fuad Şükür oldu. Özellikle Heniyye’nin İran’ın başkenti Tahran’da öldürülmesi dünyanın gözlerini yeniden bölgeye çevirdi. Samimi Haber’e konuşan gazeteciler, suikastları ve İran, Hizbullah ve Hamas’ın nasıl karşılık vereceğini anlattı. 

12 saatte 2 lider hedef alındı 

Harici.com.tr Editörü Cansu Yiğit, Heniyye suikastından saatler önce İsrail’in Dahiye’deki saldırısına Hizbullah’ın nasıl bir misilleme yapacağını konuştuklarını, Heniyye suikastıyla olayın başka bir boyuta taşındığını belirtti. İsrail’in 12 saat içinde hem Hamas’ın lideri Heniyye’yi, hem de Hizbullah’ın ikinci ismi Fuad Şükür’ü hedef aldığına dikkat çeken Yiğit, bu saldırıların karşılıksız kalmayacağını vurguladı. İsrail’in bütün katliamlarına rağmen Hamas’a boyun eğdiremediğini belirten Yiğit şunları söyledi: 

Heniyyee

“Hem Hizbullah hem İran bu saldırıya yanıt verecektir. Ama bu yanıtın boyutunun ne olacağını şimdiden kestirmek zor. Ama şu net ki İsrail’in bu hamleleri, Hamas ile ateşkes ve Hizbullah ile tansiyonun düşürülmesi ihtimalini sıfıra yaklaştırdı. 

İsrail’in isteği de buydu. Mevcut durumda ateşkes ve yeni bir statüko İsrail için kabul edilmezdi. Bu sadece Netanyahu’nun aşırı sağcı hükümeti değil İsrail’in askeri müesses nizamı için de geçerli. 

Şöyle ki; Gazze cephesinde 7 Ekim baskını İsrail’in caydırıcılığına büyük bir darbe indirdi ve İsrail’in Gazze’deki onca yıkım ve katliamları Hamas’a boyun eğdiremedi. İsrail savaşı kazandığını, Hamas’ı yendiğini ve Hamas’ın bir daha İsrail’e saldıramayacağını iddia edemiyor. Bu durum tüm hesaplarını bu iddia yani Gazze’nin İsrail güvenliğine tehdit olamayacağı varsayımı üzerine kuran İsrail için kabul edilebilir bir durum değil.” 

İsrail tarihinde ilk kez... 

Yiğit, İsrail’in son suikastlarının ardından bölgede İsrail ve ABD hedeflerine saldırıların artma olasılığına dikkat çekti: 

“Hizbullah cephesinde ise İsrail açısından daha da vahim bir tablo var. İsrail tarihinde ilk kez, düşman bir kuvvet İsrail’in kendi sınırı olduğunu iddia ettiği bir bölgede İsraillilerin yaşayamayacağı bir alan yaratmış durumda. Lübnan sınırındaki bölgelerden 60 bin kadar İsrailli 7 Ekim’den sonra geçici olarak İsrail’in iç bölgelerine yerleştirildi. Bu daha önce hiç olmadı ve İsrail'in Hizbullah'la gerilimi tırmandırmada neden bu kadar istekli olduğunu da bu tablo açıklıyor. İsrail, askeri güç dengesindeki bu dönüşümü, kendi deyimleriyle ‘varoluşsal tehlikeyi’ kabullenmeye hazır değil. Dolayısıyla gerilimin tırmanmaya devam edeceğini söyleyebiliriz. Hizbullah’la daha geniş çaplı çatışma, İran’la karşılıklı ancak sınırlı saldırılar ve “Direniş Ekseni”nin diğer üyelerinin İsrail ve ABD hedeflerine saldırılarının yeniden artması olasılığı, hiç olmadığı kadar yüksek.” 

İran için güvenlik fiyaskosu 

Heniyye’nin, İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın yemin töreni için gittiği İran’ın başkenti Tahran’da suikasta uğraması İran’ı da konuya direk dahil etti. Peki İran İsrail’e nasıl cevap verecek? Yiğit bu soruya şu şekilde cevap verdi: 

“Hamas liderinin İran topraklarında öldürülmesi İran gibi iddialı bir güç açısından ciddi bir güvenlik fiyaskosu. İsrail’in bu saldırı ile bir amacının da İran’ı savaşa çekerek ABD ile karşı karşıya getirmek olduğu çok net. Bu açıdan saldırının ABD ile diyaloga kapıyı açan Mesud Pezeşkiyan’ın göreve resmen başladığı ilk gün yapılması bence tesadüf değil. ABD ile İran’ın hem dolaylı hem de dolaysız yollardan temas kurmaya başladığı bir dönemde Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Pezeşkiyan ile birlikte ABD-İran temasının artma ihtimali kuvvetlenmişti. Daha önce İran’la nükleer anlaşmaya karşı çıkan İsrail, ABD’nin İran’la diplomatik ilişki kurmasına karşı ve bu ihtimali ortadan kaldırmak istiyor gibi görünüyor.  

Şu an ABD’de Biden’ın topal ördek konumu da İsrail için elverişli bir ortam yaratıyor. Çünkü her ne kadar İsrail’e desteği tartışılmaz olsa da Trump’ın iddiası, “göreve geldiği ilk gün İsrail-Hamas savaşını bitirmek.” Biden’ın da savaşın yayılmasını istemediğine yönelik söylemi açık. Buna rağmen şu an Biden’ın etkili bir politika değişimine gidemeyeceğini biliyor ve Netanyahu hükümeti İran’dan İsrail’e yönelecek bir saldırıya ABD’nin karşı koymak zorunda olduğunu değerlendiriyor ve bu durumdan yararlanıyor.  

İran tuzağın farkında  

İran açısından bu saldırının sineye çekilecek bir tarafı yok. İran lideri Ayetullah Ali Hamaney de zaten ‘Evimizde şehit edilen Heniyye'nin intikamını almayı vazife kabul ediyoruz’ açıklaması yaptı. Tahran yönetimi bu saldırıya kesinlikle yanıt verecek. Ancak bu yanıtının boyutunun ne olacağını kestirmek zor.  

Çünkü İran, İsrail’in kendisini ABD ile karşı karşıya getirecek bir savaşa çekmek istediğinin farkında ve bu tuzağa düşmek istemiyor.  Ancak öbür taraftan kendi topraklarında gerçekleşen bu saldırıya yanıt verme zorunluluğu var. İkisi arasında yani, ABD ile cephe cepheye gelmeden ancak bu saldırının da altında kalmadan yanıt üretme gibi zorlu bir denklemle karşı karşıya.  

Ne ilk ne de son suikast 

Hamas’ın askeri ve siyasi liderliklerinin farkına dikkat çeken Yiğit, Heniyye suikastının Hamas’ın stratejilerini etkilemeyeceğini aktardı. Yiğit, şunları söyledi: 

"Heniyye suikastı, Hamas’ın askeri stratejisini etkilemeyecek. Çünkü askeri liderlik ile siyasi liderlik farklı ve iki yapının da birbirinden bağımsız hareket edebildiği biliniyor. Nitekim sahada savaşı yürüten Yahva Sinvar liderliğindeki askeri kanat. Hatta 7 Ekim saldırısından Hamas’ın siyasi kanadının da haberi olmadığı ortaya çıkmıştı. Dolayısıyla suikast Hamas’ın stratejisini değil ancak Gazzelilerin savaşma hevesini olumlu yönde etkileyebilir. Bu suikast İsrail’in ne ilk suikastı ne de son olacak. Mevcut savaş bölgesel savaşa evirilse de ya da ateşkes ilan edilip sönümlense de İsrail’in suikastları belki bu kadar üst düzey isimler olmaz ama devam edecek."

“Ortadoğu için gerçek bir deprem”

Taha Ouda

Filistinli gazeteci Taha Ouda, Heniyye suikastının hem Filistin hem de dünya için çok büyük yankı yarattığını, Ortadoğu için deprem etkisi yaratacağını belirtti. Bölgedeki herkesin zarar göreceğini vurgulayan Ouda, İsrail için gelecek günlerin daha zor geçeceğini söyledi. Gözlerin İran’a çevrildiğini belirten Ouda şunları söyledi: 

“Bu suikast çok beklenmeyen bir suikast. Tahran İran içinde öldürülmesi çok büyük bir yankı yarattı. Hem Filistin içinde hem bütün dünyada. Haniyye  2004’ten 2022’ye kadar Hamas’ın liderliğini yapıyor. Özellikle siyasi kanadı yıllardır devam ettiriyor. Bu suikastın çok önemi bir hedefi var. Bu Ortadoğu için gerçek bir deprem. Herkes zarar görecek. Tüm gözler İsrail’de. Henüz bir açıklama yok. Ama bu ilk değil. Netanyahu, ‘Hamas’ı  gördüğümüz yerde vuracağız öldüreceğiz’ demişti. Nisan ayında da Lübnan’da Salih Aruri’yi öldürmüştü. Haniye de büyük yankı yarattı. Asıl soru İran’da. Arka arkaya geliyor. Kasım Süleymani’nin Bağdat’ta öldürmesi, İran Cumhurbaşkanı’nın uçağının düşürülmesi. Şimdi gözler İran’da. Nasıl bir cevap vereceğini herkes merak ediyor. İran böyle büyük bir savaş istemiyor. Cevap vereceğini hiç tahmin etmiyorum. 

Hamas nasıl bir strateji: Bence artık yakın bir dönemde İsrail’le anlaşma olmayacak. Çünkü Netanyahu’nun istediği bu, Filistin’le yakınlaşma, esir sorunu çözümü istemiyor. Hamas her gün daha da güçlü. Bu lider giderse başka bir lider gelecek. Onun için İsrail için çok zor olacak gelecek günler. Gazze, Lübnan, Suriye, Yemen, Irak’ta.. Artık bütün cepheler zorlanacağı şekilde olacak.” 

Büyük bir savaş suçu 

Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Taqiye, Heniyye suikastının bir savaş suçu olduğunu, İsrail’in bu cesareti dünyanın sessizliğinden aldığını belirtti: 

“Bu suikast aslında kanunen hukuken insani ve siyasi olarak da büyük bir saldırı ve savaş suçudur. Başka ülkenin topraklarında bir ülkenin siyasi liderlerinden biri ve seçilmiş bir başbakanı olan bir insanı katletmesi küstahça bir saldırıdır. Bunu yapabilme cesaretini dünyanın sessizliğinden almıştır. ABD’nin bütün katliamlara ortak olmasından almıştır. Katletmekle daha fazla kan akıtmakla manevi darbeler vurmaya çalışıyor.” 

Taqiye, Filistin direnişi tarihinde daha önce de birçok liderin katledildiğini ancak gelen liderlerin çok daha kararlı ve güçlü olduğunu vurguladı. Heniyye’nin son konuşmasını hatırlatan Taqiye şunları söyledi: 

Hizbullah, İsrail’in kuzeyinde 2 bin 585 evi yıktı Hizbullah, İsrail’in kuzeyinde 2 bin 585 evi yıktı

“Böyle bir liderin şehit olması kesinlikle Filistin halkı direnişi için büyük bir kayıp demektir. Ancak hayati bir kayıp değildir. Çünkü bu dava ve Filistin direnişi tarihinde daha önce de birçok liderin katledilmesine şahit olduk. Bu da direnişi daha güçlü ve daha kararlı kıldı. Burada kişisel bir kavgadan bahsetmiyoruz. Bu bir davadır. Bu da davanın adamıydı. Çocuklarını torunlarını şehit verdi. Son konuşmasında sanki kendisini hissetmiş gibi, şöyle dedi: ‘Bu Allah’ın taktiridir. Allah hayat verir can da alır, asil bir lider giderse yine asil bir lider de gelir’ 

7 Ekim’den beri İsrail’in büyük kayıplarını görüyoruz. Başarısızlığı ortada. Heniyye gibi bir meşru seçilmiş bir başbakandan bahsediyoruz. Bir direniş bir halk lideri aslında bir dünya liderinden bahsediyoruz. Ancak geçmişten bugüne Hamas’ın daha önce kurucusu olan Ahmed İsmail Hasan Yasin’in de şehit edilmesine şahit olduk 2004 yılında. Onun şehit edilmesiyle yeni büyük bir liderle Heniyye’yle tanışma şansımız olmuştu. Onun cesaretine siyasetine, güçlü görüşüne şahit olduk. Hamas gibi özgürlük direniş mücadelesi veren bir hareket için şahıslar etkili olabilir. Ancak bu bir özgürlük mücadelesi ve bir davadır. O yüzden direnişin tarihine baktığımızda şehitlerin ardından daha güçlü daha kararlı liderler çıkıyor. Halkın da direnişe sahip çıkması daha güçlü oluyor. 

İsrail dünyaya gözdağı vermeye çalışıyor 

İşgalci İsrail Netanyahu başta olmak üzere hükümetin var olan şartları kabul etmek yerine savaş ve katliamı daha büyük hale getirmek istedikleri net bir şekilde görülüyor. Bu çok büyük bir kısmını Netanyahu ve onunla birlikte olan eli kanlı grupların kişisel çıkarlarına hizmet ediyor. Artık son hattındayız. Bütün şartlara açık bir kritik noktadayız. Hukuk tanımaz bir durumla karşı karşıyayız. Bugün Heniyye şehit edildi ama ne değişti? Direnişçiler geri adım mı attı? Gazze'de direniş durdu mu? İsrail bunu daha kanlı ve büyük gürültülü sahneler ortaya çıkarmakla bunu kapatmaya çalışıyor. Dünyaya bir gözdağı vermeye çalışıyor.”

Muhammed Ebu Taqiya

Kasım Süleymani hatırlatması 

Taqiye de Heniyye’nin Tahran’da suikasta uğramasının güvenlik konusunda büyük bir zafiyet olduğunu vurguladı. Heniyye suikastının, Kasım Süleymani suikastından daha büyük tehlike oluşturduğuna dikkat çeken Taqiye şunları söyledi: 

“Tahran’da güvenlik konusunda büyük bir zafiyetin olduğunu görebiliyoruz. Bu aslında Tahran’a büyük bir yük bırakmıştır ve büyük bir meydan okumasıdır. Ve İran da bu şekilde okuyor ve görüyor. Başka bir şansı da yok. Kesinlikle bu suikast Tahran için daha önce şehit edilen liderlerinden daha büyük daha kritik daha ağır bir durumdur. Süleymani’nin şehit edilmesinden daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız.  

Bu devam eden bir özgürlük mücadelesi. Bunun yolunda ailelerimizi şehit ediyor İsrail. Daha önce benzeri olmayan bir direnmiş ortada. Sadece Filistin’e Lübnan’a değil bütün İslam ülkesi ve özgür dünyaya bir tehdit, kanser olduğunu artık görmemiz gerekiyor. Heniyye şehit olmadan 2 gün önce Filistin’deki mazlumlara destek olmak adına 3 Ağustos’ta evrensel bir ayaklanmaya çağrı yaptı. Bence bu Heniyye’nin büyük mirasıdır.” 

Editör: Ercan Küçük