Medya dünyası son birkaç gündür muhalif medyadaki fon skandallarıyla çalkalanıyor. Medya Radar'da keskin Kalem mahlasıyla bir yazı kaleme aldı. Yazıda, Halk TV'nin sahibi Cafer Mahiroğlu ve İzmir Belediyesi arasında geçen hadiseyi anlattı. 

HALK TV VE İZMİR BELEDİYESİ ARASINDAKİ SÖZLEŞME

Gazete Damga'dan Ercan Öztürk'ün haberine atıfta bulunulan skandalın merkezinde İzmir Büyükşehir Belediyesi yer alıyor. İZFAŞ (İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanayi İşleri A.Ş.) ile Halk TV arasında sadece bir günlük yayın için 700 bin liralık bir sözleşme yapıldığı ortaya çıkmıştı.

İşte haberde kullanılan ifadeler:

"İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İZFAŞ, 16 Mart 2023 tarihinde 'İktisat Kongresi Reklam Ve Tanıtım Çalışmaları Kapsamında Halk TV'den Canlı Yayın Hizmet Alımı' adı altında bir ihale düzenledi. Bu ihaleye Halk Radyo ve Televizyon Yayıncılık Anonim Şirketi davet edildi ve 700 bin liralık bir bedelle sözleşme imzalandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, böylece 17-21 Mart tarihleri arasında bir gün boyunca Halk TV'den canlı yayın hizmeti satın almış oldu."

"CAFER MAHİROĞLU, HALK TV'NİN ADINI KULLANARAK 540 BİN ALIYOR"

İddialara göre, İzmir Belediyesi'nin parasıyla yapılan yayını aslında ANKA yapmış. Yani canlı yayını ANKA'nın teknik imkanlarıyla gerçekleştirmişler. ANKA'ya ait 5 kamera, 1 jimmy, 1 drone, 6 saat uydu ve 10 kişilik çalışan, bu yayın için toplam 160 bin TL almış. Bunun 30 bin TL'si de Türksat'a uydu parası olarak ödenmiş. Yayını da KRT'de ücretsiz olarak yayınlamışlar.

Yazıda iddia edildiğine göre, İzmir Belediyesi'yle yapılan 700 bin TL'lik sözleşme kapsamında Mahiroğlu Halk TV'nin adını kullanarak 540 bin TL'yi alıyor. Öte yandan ANKA'yı taşeron olarak kullandığı gibi, 160 bin TL'yi de ANKA'ya veriyor.

İsmi böyle bir olaya karışan Cafer Mahiroğlu'nun sahibi olduğu Halk TV çalışanları Keskin Kalem'e e-mail ile bir yazı gönderdi. 

HALK alk Tv çalışanları olarak yaşadığımız sıkıntılar zirveye ulaşmış durumda.

Halk TV çalışanlarının kanalda yaşadıkları sıkıntıları kaleme aldıkları yazı ise şöyle: 

"Keskin Kalem merhaba,

Muhalif medyada yangının en çok vurduğu kurum olan HalkTv çalışanları olarak yaşadığımız sıkıntılar zirveye ulaşmış durumda. Yangın dediğimize bakmayın, bize en temel haklarımızı bile vermemek için yapılan bir kandırmaca, kulp bulma yöntemidir sadece.
Haklarımızın verilmemesi bir tarafa “Kılıçdaroğlucu İmamoğlucu" tartışmaları devam ederken altta ezilen yine biz işçi kesimi. Artan enflasyon ve gelen zamlarla birlikte bütün çalışanların aklında olan en önemli soru “zam meselesi”. Çalışanların huzursuzluğu, üstler tarafından yapılan mobbing, mesailerimizin verilmemesi(resmi tatiller hariç) bu uzar gider. Kalsın şimdilik.

8 ay boyunca "sigortasız ve maaşsız" çalıştırılan arkadaşımız... Sigortasız ve maaşsız çalıştırılan arkadaşımız demişken staj adı altında başlatmışlardı fakat bu sömürü süreci 8 ay sürdü. Maaşsız ve sigortasız çalışmasına rağmen arkadaşımızın bu efendiliği bu çalışkanlığı ve bu sabrını görünce biz sinir oluyorduk açıkcası. Haber merkezinde en çok çalışan arkadaşlarımızdan biriydi. Artık sabır bitti ve Bengü Şap Babaeker'in yanına gitti ama “kadroda küçülmeye gideceğiz” cevabıyla karşılaşıp kısaca kapı gösterildi. Sigortasız ve maaşsız çalıştırılan tam 8 ay. Bu suçtur. Arkadaşımıza gerekli iade-i itibarı verilmez ise bu konuyu tekrar değerlendireceğiz.

Muhabirlere, editörlere daha çok çalışmaları ve nefes almamacasına haber üzerine haber yazdırma dayatmaları, hak olan mola zamanlarında ve sigara içme zamanlarında bile yapılan psikolojik baskı. Alışkanlık haline gelmiş azarlama ve bağırmalar. Bengü Şap Babaeker'den bahsediyoruz.

Dozajının arttığı gün ise gazeteci Bülent Mumay'ın konuk olduğu, Bengü Şap Babaeker'in moderatörlüğünü yaptığı programdan sonra yaşandı. Gazeteci Bülent Mumay'ın canlı yayında Bengü Şap Babaeker'e tam anlamıyla gazetecilik dersi vermesinden sonra büyük travma yaşamış olacakki bunun acısını çalışanlardan çıkardı. O travmalı yayınından '1 bir' gün sonra haftasonu izinli arkadaşlarımızın olağanüstü çağrı ile kanala gelmeleri söylendi. Bengü Şap Babaeker o sırada rejiye gitti rejideki arkadaşlarımıza bağırdı, kurguya gitti kurgudaki arkadaşımızı azarladı ve "ağlattı". Evet kurgudaki arkadaşımızı hüngür hüngür ağlattı!

Artık son aşamadır bu. Buna bir daha cesaret edecek kim varsa A kişisi B kişisi farketmez tekrar uyarıyoruz herkesin anne baba evladı olduğu bilinecek ve artık empati yeteneği birazcık kullanılıp insanlara saygılı yaklaşmak zorunda olduğunun farkına varılacak! Biz hınç çıkarılacak deneme tahtaları değiliz.

Kanalda verilen yemeklerin pisliğinden, tatsızlığından bahsetmek bile istemiyoruz, bu kadar mide bulandırıcı olaylardan sonra bu çok ufak bir sorun kaldı artık. A’dan Z’ye herkes var bu yazıda, her departman sıkıntılarını söyledi beraber not ettik ama çok uzun olacağından bu sadece girişti. Departmanların tek tek sorunlarına girip sizi boğmak istemiyoruz. Belki şimdilik.

Bu parti meselesi değil. Biz sadece tepeden alta haklarını arayan, insanca yaşamak ve çalışmak isteyen bir kitlenin sesiyiz. Gazetecilik adı altında yaptığınız parti kavgalarınızın mezesi yapmayın bizi, haklarımızı verin!

HALKTV ÇALIŞANLARI"