Geçen ay çıkardığı Beni Gözünüzde Büyütmeyin kitabında ikinci baskıya geçen ünlü yönetmen Gülse Birsel "Niye senin gibi biri hala kitap yazıyor, yazma iştahı ya da ateşini besleyen nedir?" sorusuna şöyle yanıt verdi;
"Bir kere ben yazmak zorundayım. Asla düşünmüyorum bu kitap ne kadar satacak diye. Aslında çok önceden böyle hesaplar yapardım ama şimdi yapmıyorum. Bu kitabı da bu tür düşüncelere kapılmadan yazdım. Daha sonra acaba sesli kitap olarak mı çıkarsam dedim. Çünkü daha dijital bir format ve insanlar artık bu yöne kaydı. Sonra dedim ki kitap olarak yapacağım. Zaten sesli kitabı da bir süre sonra çıkacak ben seslendireceğim. Çok kaygılarım vardı acaba insanlar kitap okuyor mu diye meğer okuyormuş ikinci baskıya geçtik."
Öne çıkma gibi derdim olmadı
"Avrupa Yakası'nın, Yalan Dünya'nın senaristi beni iyi değerlendiremedi diye düşünüyorum. Hep rolümü küçülttü, hep şakaları başkalarına yazdı... Ya bilmiyorum ben çoğunlukla işlerimde en normal insanı yazmaya çalışıyorum. Bir de şöyle bir ezik tarafım var yine kitapta da anlattığım ezikliğin bir parçası hasbelkader dizilerde kendime iyi bir şaka yazınca diyorum en güzel esprileri kendine yazıyor diyecekler. Hemen alıyorum o şakayı başka birinin repliğine yediriyorum falan ki esprileri hep kendine yazıyor demesinler. Hiç öne çıkma gibi derdim olmadı. Mesela Avrupa yakası'nda müthiş kadrolarla çalıştığım için onlara hak ettikleri metni yazıp verdim. Mesela bazı sahnelerim var sadece kapıyı açıp günaydın Burhan bey diyorum. Bu kadar yani başka oyunculuk gerektiren hiçbir şey yok. Hiç kendimi oyuncu olarak nasıl parlatırım diye düşüncem olmadı."
Ben çok heyecanlı bir tipim
"Çok becerikli görünüyorum ama becerikli değilim. Bir kere ben çok heyecanlı bir tipim yani kalp ritmim hep 85 90'larda dinlenirken bile telaşlıyımdır. Her şeyi çok kontrol etmek isterim, bütün detaylara hakim olmak isterim. Çok rahat biri değilimdir. Onun için de sosyal ortamlarda çok yakın arkadaşım yoksa rahat hissederim kendimi. Çoğu davete tek başıma giderim. Mesela oyyuncular falan bir yere tek başına katılmaktan çok çekiniyor ama ben asıl yakın arkadaşım yokken daha rahat olurum. "
İyi ki orta yaşa gelmişim
"Ne kadar büyük bir mutluluk. Orta yaş bana göre 20'li yaşların terapi görmüş hali gibi. Orta yaşta daha sakinsin, daha coolsun, kendini biraz kabul etmişsin ama şimdi 20'li yaşlar berbat. Çok derdin var çünkü hiçbir şey belli değil. Ne iş yapacaksın, kimle evleneceksin, yalnız mı kalacaksın. Her şey çok belirsiz. O yüzden orta yaşı mümkün olduğu kadar uzatmak lazım bence."
"Avrupa Yakası'nda yazdığı, şimdi olsa yazamayacağı sahneler var mı?" sorusuna Gülse Birsel,
"Avrupa yakasına başladığımızda Ata'nın sigara ve rakı sahneleri vardı.Onlar şu an mümkün değil her şey artık argo kabul ediliyor. Ben bunu çok komik buluyorum. Vişne bardağı bile buzlanıyor. Birisi ötekine salaklaşma diyor o bile bipleniyor. Bunlar küfür değil ki artık salak, aptal diyemiyoruz. Biz nasıl sinirleneceğiz. Ama beş kişi öldürülüyor. kanlar, bıçaklar, kılıçlar falan ne oluyor belli değil. Onda hiçbir sıkıntı yok da hani biz salak deyince sıkıntı oluyor. Biraz abartıldı o iş şiddeti biraz kıssak mı mesela onun yerine."