Birazdan ulaşacağınız bilgileri kendi youtube kanalımda ve Veryansın TV youtube kanalında önceden yayımlandı. Beklenen tepkiyi maalesef alamadık…
“Söz uçar yazı kalır” anlayışına sığınıp bir de yazılı olarak anlatmak istedik…
Bu iki kanalda bilgiler paylaşılmasına rağmen Ekrem İmamoğlu cephesinden tek bir itiraz gelmedi, hatırlatırım…
"Biz adam olmayız" diyor ve yazımı kendisini CHP Genel Başkanlığına yakıştıranlara adıyorum!
Kim bu Ekrem İmamoğlu
Kim midir?
Haydi anlatalım kimmiş Ekrem İmamoğlu…
Ekrem İmamoğlu 1970 Trabzon doğumlu…
Trabzonlu değil ama!
Aile Trabzon kökenli mi?
Kesinlikle değil!
Nereli oldukları yönünde ciddi iddialara sahibim, ama yazamam!
İmamoğlu mu peki?
Hayır!
Bu soy ismi 1980’li yıllarda babası ve amcaları tarafından değiştirilmiş.
Gerçek soy ismi ne o zaman?
Bilmiyoruz.
Seçimler sırasında AKP’li bir yazar konuyu gündeme getirdi ve İmamoğlu ailesinin değişen soy isminin “Müdafa” olduğunu yazdı.
“Müdafa” soy ismi doğru mu?
Hayır!
İmamoğlu ailesinin nüfus kütüklerine ulaşan AKP’li gazeteci ile İmamoğlu taifesi arasındaki küçük mü küçük bir anlaşmayla bu isimde mutabık kalındığını anlıyoruz.
Gerçek soy ismi ne?
Bilmiyoruz!
Pekiii, aile Türk mü?
Bunu da bilmiyoruz.
Çok mu önemli?
Evet önemli!"
Küçükken Oğuz Destanları ile büyüdüm" diyorsa önemlidir!
Sahi ya, HDP’liler Ekrem kardeşlerini neden bu kadar çok seviyorlar?
Güzel bir soru!
Yani, yani, enteresan bir aile ile karşı karşıyayız…
Mesela… Kahramanımız 2000’li yıllarda “İhaleye fesat, rüşvet ve irtikap” iddialarıyla Büyük Çekmece Adliyesi’nde yargılandığını çoğunuz bilmez. İşte bu davada bir de ilginç gizli tanık olayı var.
Bilin bakalım bu gizli tanık kim?
Amcası Ali İmamoğlu…
Ali İmamoğlu, yargılanan İmamoğlu İnşaat şirketinin de aynı zamanda ortağı!
Nasıl yani?
Aynen öyle!
Gizli tanık olduğu ortaya çıkınca amca ile aralarında husumet başlamış.
AMCA ALİ İMAMOĞLU İNTİHAR ETMİŞ!
Yaşadıklarına dayanamayan Ali İmamoğlu, önceden yaptırdığı mezarının başında silahla intihar ederek hayatına son vermiş!
Peki bu bilgileri kimden aldık?
İmamoğlu İnşaat’ın Büyük Çekmece ‘deki yargılamasında görevli adli bilirkişilerden…
Davada görevli bu adli görevliler mevzusuna birazdan değineceğim.
Kemerlerinizi bağlayın çünkü verdikleri bilgi nefesinizi kesecek…
Dönelim Ekrem İmamoğlu mevzumuza…
Mevzumuzun ana konusu eğitim olduğu için bunu mutlaka hatırlatmam gerek…
Geçtiğimiz gün İmamoğlu televizyonda canlı yayındaydı ve eğitimi hakkında ipuçları veriyordu! Kendisine yöneltilen “İBB’de 700 terörist var” suçlaması üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya matematik dersiyle cevap vererek:
“800 ile 900’ü toplarsınız bu ikiye böldüğümüzde 700 rakamına ulaşırsınız!” diyordu…
Özetle; İngilizce İşletme lisansına sahip Ekrem Bey, 1700’ü ikiye bölüp 850 rakamına ulaşamayacak denli matematik bilgisine sahipti!
İMAMOĞLU'NUN DİPLOMASI VAR MI?
Kahramanımız 1987 yılında liseden mezun olması sonrasında üniversite sınavına giriyor, ancak hüsrana uğruyor.
Aile, Ekrem’in eğitim düzeyinden umutlu olmadıkları için düşünüp taşınıp kararını veriyor: Oğlumuz bu kapasite ile ancak Kıbrıs’tan diploma alır!
Takvim 1987'yi gösterirken Ekrem İmamoğlu Kıbrıs’ın yolunu tutuyor…
Ekrem İmamoğlu 1987 yılında Kıbrıs’ta Türkiye Cumhuriyeti tarafından kurulan YÖK akreditasyonlu Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi’ne kaydını yaptırıyor. Ancak kısa bir sürede bu fakültede okuyamayacağını fark ediyor.
Bu üniversitedeki kaydını iptal ediyor ve 1986 yılında sadece 7 öğrenci ile Girne’de bir apartman dairesinde eğitime başlayan Girne Amerikan Üniversitesi’ne naklini gerçekleştiriyor.
Ekrem İmamoğlu 1990 yılında Kıbrıs’taki yaşamından sıkıldığını ailesine bildirerek eğitimine İstanbul’da devam etme kararı alıyor.
1990 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Fakültesi’ne naklini yapıyor.
Nasıl yani?
Hemen anlatayım.
Kıbrıs’ta sadece T.C. YÖK’ün kurduğu Doğu Akdeniz Üniversitesi dışında akreditesi olan özel veya vakıf üniversitesi yok!
Evet yok!
Neden yok?
Çünkü Kıbrıs bir devlet ve bu devlette üniversiteleri akredite edecek bir kurum 1990 yılında yok!
Üniversitelerin yeterliliğini onaylayacak olan YÖDAK (Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı) 1993 yılında kuruluyor ve Kıbrıs’taki eğitim kurumlarını akredite ediyor.
İçinde Girne Amerikan Üniversitesi’nin de bulunduğu vakıf ve özel üniversiteler YÖK tarafından 1993 yılında denklik almaya hak kazanıyor.
İmamoğlu'nun 1990 yılında İstanbul Üniversitesi’ne nakli mümkün mü?
Kesinlikle hayır!
Naklini nasıl yapabildi?
İşte burada aile yakınlarının devreye girdiğini tahmin edebiliyoruz.
Hasan İmamoğlu dönemin iktidar partisi ANAP’ın Trabzon kurucuları arasında olduğunu öğreniyoruz.
Peki bu yeterli mi?
Yetmez!
Ama ailenin önemli bir dostu var ve kimilerine göre akraba.
Kim mi bu isim: Necmettin Karaduman.
ANAP kurucuları arasında önemli bir isim Necmettin Karaduman. Aynı zamanda iki dönem TBMM başkanlığı yapmış bir isim.
Karaduman, ANAP’lı Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın sağ kolu olarak tanımlanan güçlü bir isim. Ölümünden kısa bir süre önce bir gazeteye röportaj veren Necmettin Karaduman varlığı tartışılan derin devlet olduğu öne sürülen “Encümeni Daniş” in başkanı olduğunu beyan etmişti. Unutmadan; Karaduman, Ekrem İmamoğlu’nun nikah şahididir.
YÖK’ü kuran, başına Prof. Dr. İhsan Doğramacı’yı atayan Turgut Özal…
İstanbul Üniversitesi’ne Rektörlüğüne Cem’i Demiroğlu’nu atayan yine Özal!
Evet!
Gelelim akıl yakan sorulara…
Akreditasyonu yok, ama nakil oluyor!
İngilizcesi yok!
Ama, tüm dersleri İngilizce olan, zor mu zor bir fakülteyi takılmadan 4 yılda bitiriyor!
Hiçbir sol geçmişi yok, ama partiye üye olur olmaz Beylikdüzü CHP ilçe başkanı oluyor.
Hiç takılmadan Beylikdüzü Belediye Başkanlığına CHP'den aday yapılıyor…
Belediye başkanlığı makamına geldiğinin hemen sonrasında tüm birim müdürleri ile toplantı yapıyor ve kendisine öneride bulunan müdürlerine, “Geçin bunları! Ben önümüzdeki dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olacağım” diyor!
Beylikdüzü Belediye Başkanlığı sırasında sıfırdan başlayıp bitirdiği tek bir projesi olmamasına rağmen 150 milyon borçla devraldığı belediyeyi 500 milyon lira borçla devrediyor…
Kendi döneminde yapılmayan Atatürk Kültür Merkezi ve Yaşam Vadisi gibi projeleriyle Kemal Kılıçdaroğlu’nu hayran bırakarak İBB adayı yapılıyor!
Film gibi pes!
Bu işin sırrı ne?
Arkasındaki güç Gülen Cemaati dememiz için kesin kanıtlar yok, ama ucundan bağlantılar olduğunu da görmezden gelemeyiz…
Ekrem İmamoğlu’nun sahneye çıkışı Fenerbahçe Futbol Kulübüne karşı yürütülen "şike soruşturmalarına" denk geliyor. Trabzonspor Kulübünde o tarihte yönetici olan Ekrem İmamoğlu’nu sıklıkla cemaat kanallarında görüyoruz.
Özellikle Bugün TV’de ekran karşısına çıkan İmamoğlu, şampiyonluk kupasının Trabzonspor’a verilmesi yönünde konuşmalar yapıyor. Bu gidip gelmeler sırasında kanalın yöneticisi Cengiz Özkarabekir ile dostluk kuruyor.
Cengiz Özkarabekir’ın önemli bağlantıları sadece cemaatle değil. Özkarabekir, eski Maocu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da üyesi olduğu TESEV kurucusu, Doğan Holding’in ağır abisi Nuri Çolakoğlu’nun personeli Serdal Taşkın’ın iş ortağı. Serdal Taşkın, Nuri Çolakoğlu’nun personeli, ama Timsah Film ile Cengiz Özkarabekir ile ortak…Ayrıca Elapro Ajans adlı bir başka şirketi de var…
Ne gariptir ki Elapro ile Timsah Film, Çolakoğlu’nun Beyoğlu Fındıklı Deniz Han No:3’te bulunan NMC Televizyon şirketine ait bürosunda kurulmuş…
Timsah Film daha sonra taşınmış…
Elapro Ajans ise hala aynı büroda faaliyette bulunuyor. Yani, bu iki şirketin gizli patronu Nuri Çolakoğlu…
Gelelim Çolakoğlu’nun personeli kameraman Serdal Taşkın’ın Elapro Ajansı ile Ekrem İmamoğlu bağlantısına…
CHP Beylikdüzü Belediye Başkanı adayı olarak 2014 seçimlerine katılan Ekrem İmamoğlu’nun tüm seçim çalışmalarını Elapro Ajans üstleniyor. Seçimlerden sonra perde arkasından birden Cengiz Özkarabekir sahneye çıkıyor ve İmamoğlu’na danışmanlık yapıyor.
Bu arada Elapro Ajans’a ballı ihaleler akmaya başlıyor. Çoğu hayali olan organizasyon ihaleleri alan Elapro Ajans’a İmamoğlu 50 milyon küsür tutan 12 ihale paslıyor…
Bütün bu işaretler bize Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP’ye yamayan TESEV’in, Ekrem İmamoğlu’nun da arkasında olduğu sonucuna götürüyor.
Nuri Çolakoğlu hiç mi sahneye çıkmıyor perde gerisinde kalıyordu?
Bu bilgiyi Soner Yalçın’ın Odatv haber sitesinden öğreniyoruz.
Habere göre Nuri Çolakoğlu, şahsi kütüphanesindeki 24 bin kitabını Beylikdüzü Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’ne bağışlayacağını haberleştirmiş.
Soner Yalçın’sız düğün olmazdı…
Peki, 24 bin kitap Kültür Merkezi kütüphanesine bağışlandı mı?
Hayır, böyle bir bilgi yok! Kaynak: Beylikdüzü Atatürk Kültür Merkezi…
Peki, bu haberi yapan Soner Yalçın, fikri takip yapmış mı?
Hayır!
Her taşın altından çıkmaya başlayan Soner Yalçın’ın Beylikdüzü Belediyesi ile ilişkisi nedir?
Ekrem İmamoğlu’nun göreve geldiğinden kısa bir süre sonra Soner Yalçın sahneye çıkıyor…İmamoğlu’nu defalarca arayarak adeta bıktırıyor.
Ne mi istiyor?
Murat Ongun’u Basın Danışmanı yapmasını…
Sonunda İmamoğlu pes ediyor, “Tamam ulan gelsin şu Murat Ongun denen temiz aile çocuğu” diyor. (Olay anında bizzat makamda olan eski danışman kaynağım)
İBB başkanlığı sonrasında ne oluyor?
Beylikdüzü’nden ballı ihaleler alan Elapro’nun sahibi gözüken Serdal Taşkın, hemen İBB Kültür ve Sanat şirketine Genel Müdür olarak atanıyor.
İBB ataması üzerine bir Twitter fenomenine Serdal Taşkın’ın Nuri Çolakoğlu’nun personeli olduğunu kanıtlayan belgeler ulaştırmam ve haberleştirilmesi sonrasında görevden alınmak zorunda kalıyordu.
Biyografimizin 2. bölümü için merakta kalın diyor ve sıkmamak için kesiyoruz…