Yaşam

X, Y, Z, Alfa… 10 isim önerisi… Yeni kuşağın adı ne olsun?

Dünyada 100 yıldır her nesle/kuşağa bir ad verilmesi gelenek haline dönüştü. Son kuşakların adı X, Y, Z ve Alfa idi. 1 Ocak 2025’ten itibaren doğacak çocuklar artık Alfa olmayacak; onlara yeni bir ad bulmak gerekiyor. Yeni nesle bizim de katkımız olsun istedik. İşte yeni kuşağa ad olabilecek 10 öneri…

Abone Ol

Dünyada tam 100 yıldır her nesil/kuşak başka bir adla anılıyor. “Sessiz Kuşak”tan “Alfa”ya kadar birçok kuşak geldi geçti. Son kuşak olan Alfa’nın süresi içinde bulunduğumuz Aralık ayının son gününün son dakikasında dolacak ve 2025 yılının ilk dakikasından itibaren doğanlar yeni bir kuşak adıyla anılacak. “Beta” niye olmamalı? Alfa’nın ardından, 2024’ün bitiminden itibaren başlayacak kuşağa verilecek adın ne olacağı konusunda “dünya”nın kafası epeyce karışık. Kimileri, 1 Ocak 2025’ten itibaren doğacak olanlara şimdiden “Beta” adını koymuş. Hatta Beta’nın ardından gelecek kuşaklara da kendi anlayışları, konumları ve değerleri açısından peşin peşin adlar vermişler bile: Gama, Delta gibi.  “Batı değerleri”nin artık demode olmaya, Batı Medeniyeti denen sömürge düzeninin artık yıkılış emareleri göstermeye başladığı bir döneme ad olacak sözcüğü/terimi belirlemek Batı’ya düşmez! Onun için biz ön alalım istedik. Bazıları, Alfa kuşağının süresinin 31 Aralık 2024’ün son saniyesinde değil, bundan tam 1 yıl sonra, 31 Aralık 2025’te biteceğini savunuyor. Ancak, son dönemde her kuşağın süresinin 15 yıl olduğu/olacağı genel kabulünden hareket edersek, “Dijital Kuşak” da denen Alfa’nın 1 Ocak 2010’da başladığı göz önüne alındığında, bu kuşağın süresi 31 Aralık 2024’ün son dakikasında bitmesi gerekiyor. Yani, 1 Ocak 2025’in ilk dakikasından itibaren yeni kuşağın başladığı ortada.  Bizim de 2025’te başlayacak yeni nesle/kuşağa ad olması için bazı ölçülere göre önerilerimiz olacak. Ancak önce, kuşak adlandırmasının 100 yıllık geçmişine bir göz atalım.

Kuşak adlandırması 1925’te başladı Dünyada nesilleri/kuşakları adlandırma işi 1925’te başladı. 1925-1945 arasında doğanlara “Sessiz Kuşak” ya da “Gelenekçiler” dendi; bu kuşağın adlandırılmasını ve davranışlarını büyük ölçüde, dünyanın krizleri ve 2. Dünya Savaşı belirledi.  1946 ila 1964 arasındakilerse Baby Boomers – Bebek Patlaması Kuşağı” olarak adlandırıldı. On milyonlarca insanın canını alan 2. Dünya Savaşı’ndan sonra insan geninin “üreme refleksini” de yansıtan bu isim, kuşaklar boyu verilen belki de en doğru/isabetli isimdi. 

X Kuşağı 68’lilerden çok etkilendi 1965-1979 yılları arasını kapsayan “X Kuşağı” da 2. Dünya Savaşı’nın izlerinden izlerinden/etkisinden nasibini alan bir ada sahipti. Yokluk, sıkıntı, zorluklar ve buna karşı sabırlı, kurallara uyan, otoriteye saygılı, aidiyet duygusu güçlü bir kuşaktı. Ancak bu kuşak, çoğunluğunu kendilerinden önceki “Bebek Patlaması Kuşağı” üyelerinin oluşturduğu; siyasi, kültürel, sosyo-psikolojik vb. açılardan dünyada büyük etkiler bırakan “68 Kuşağı”nın gençlik döneminden ve o dönemin olaylarından ciddi biçimde etkilendi.

“Y Kuşağı”, 1980-1994 yılları arasında doğanlardı. Bazıları bu rakam aralığını 1979-1999 biçiminde veriyor. “Milenyumlar – Millennials” adıyla da bilindiler. İnternet, mobil cihazlar, sosyal medya gibi, insanlık tarihindeki dönüm noktası olan teknolojilerle ilk tanışan nesil olduğundan, bazı uzmanların bunları tanımlamak için “Dijital Yerliler” terimini kullandı. Bu kuşak çoğunlukla, liberal görüşlerin yükselişte olduğu fikirlerin etkisinde kaldı. 

“Z Kuşağı” 1995-2009 yılları arasında doğanlardı. Sosyal medyayı ve teknolojiyi iyi kullanan bir kuşak. Bilgiye zahmetsiz/kolay ve çabuk ulaşabilen, kendini iyi ifade eden, keskin çizgileri olmayan ve esnek, dinamik, eğlenceli, sorgulayıcı özellikleri de ön planda. 

Alfa mı, ‘en diplomalı eğitimsizler’ kuşağı mı? Halen süren ve döneminin bitmesine yaklaşık 1 ay kalan “Alfa Kuşağı” 1 Ocak 2010-31 Aralık 2024 arasında doğanlara ad oldu. Bazıları bu kuşağa “Ekran Kuşağı” da diyor ki, bu adlandırma çok isabetli. Uzmanlar başta, bu kuşağın, insanlık tarihindeki en eğitimli nesil olacağını öngörmüştü. Ancak sosyal medyanın etkisine gereğinden fazla giren bu kuşağın, “en eğitimli” olmaktan çok, “en diplomalı eğitimsiz” bu nesil olarak sivrildiği giderek genel kabul görüyor. Alfa’ların öne çıkan özellikleri arasında parayı/maddiyatı öncelemek, eğlence ve “geyik” düşkünlüğü, “ekran” üzerinden sosyalleşip, yüzyüze iletişim yönüyle yalnızlaşmak sayılabilir. 

Bunlar da bizim 10 önerimiz Şimdi gelelim, 1 Ocak 2025’le birlikte başlayacak nesle ad olabilecek önerilerimize…  “Site Kuşağı - Site Generation”: Devlet aygıtının sorgulandığı ve zayıflatıldığı dönemin ardından gelen süreçte, iletişimi ağlar üzerinden sağlayan, aynı duygu ve düşünceleri paylaşan toplulukların üyeleri olacaklar… Bunun ilk işaretlerini ablaları/ağabeyleri ve hatta anneleri/babaları vermişti zaten. Aynı çatı altında ama farklı dairelerde birbirinden kopuk, aynı zamanda birbiriyle bağlantılı dünyaların, zihinlerin ve bireylerin içinde doğacakları ve büyüyecekleri için…

“Yapay Kuşak - Artificial Generation”: İnsanların robotlaşmaya, robotların insanlaşmaya doğru yönelmeye başladığı bir dönemde doğmuş olacaklar. Daha kurgusal bir dünyaya adım atan dünyanın “ilk sakinleri” olacakları için… 

“AI Kuşağı – AI Generation”: Yukarıdaki “Yapay Kuşak”la bağlantısı olmakla birlikte, onunla karıştırılmamalı. Hayatını yapay zekâya teslim etmeye çok hevesli olan insanoğlunun “ilk temsilcileri” olacakları için…

“Satürn Kuşağı - Saturn Generation”: İronik bir isim gibi gelebilir ancak öyle değil. Dünyanın insana artık “dar” gelmeye başladığı, “dışarıda” bir yerlerde yerleşecek yer aramaya daha çok yöneleceğimiz bir dönemde doğacakları için…

 “Altın Kuşak - Golden Generation”: Eskiden bebekler konuşmaya ilk başladığı zaman çoğunlukla “anne” ya da “baba” derdi. “Altın Kuşak” üyesi bebeklerin ilk sözü ise büyük olasılıkla “para” olacak. Bu gerçeğin ilk işaretlerini, onların ağabeyleri/ablaları olan alfa Kuşağı şimdiden veriyor: Daha ortaokuldayken, hatta ilkokul çağlarında bile internet üzerinden satış/ticaret yapan, borsada oynayan vs. çocukların küçük kardeşleri geliyor!... Taşıyacakları öz değerler ve donanımlar yönüyle değil, kapitalizmin artık hayatın her noktasını biçimlendirip yönlendirdiği “altın çağında” doğacakları ve bu sistemin sadık uygulayıcıları olacakları için… 

“Metaverse Kuşağı - Metaverse Generation”: Ya da “Sanal Kuşak”. İnternet, robot, film ve yapay zekâ teknolojilerinin daha da gelişeceği, böylelikle insanın sanal aleme daha da gömüleceği bir dönemde doğacaklar. Sanallığa kendilerini kaptırmış/alışmış ablaları ve ağabeylerine bu konuda fark atacakları kesin. Zihinlerini, davranışlarını ve hayatlarını sanal bir dünyaya hibe olarak verecekleri için…

“Quantum Kuşağı - Quantum Generation”: Önümüzdeki kabaca 15 yıl, quantumun artık bir varsayım/teori olmaktan çıkıp, insanın “gerçeğine” dönüşeceği bir dönem olacak. Kabul gören, alışılmış, bilinen fiziksel boyutların ve dünyaların değişebileceği bir dünyaya doğacakları için…

“Dönüşüm Kuşağı - Transformation Generation”: Tamam, evrenin ve dünyanın temel yasası “her şey dönüşür, hiçbir şey sabit kalmaz”dır ama, insanlığın gündemi, anlayışı, yaptıkları, düşünme biçimi, yaşama tarzı ve kısaca her şeyi “dönüşüyor”. Her bir şeyin değiştiği, dönüştüğü, biçim ve anlam değiştirdiği bir dünyaya doğacakları için… 

“Tekno Kuşak - Techno Generation”: Ellerinin altında dünyanın üretilmiş tüm bilgileri, deneyimleri bulunan, bunlara bir ‘tık’la ulaşabilen; yeni fikirleri, yenilenmeye ve iyileşmeye açık ve istekli bir kuşaktan söz edeceğiz. Teknolojinin artık “kaba” bir sanayi ögesi olmaktan çıkıp yapay zekâyı, insan gibi düşünebilen robotları ‘doğurabildiği’, nanoteknolojik düzeye erişebildiği dünyada şekillenecek beyinleri.   Teknolojik dönüşümün ve inovasyonun tümden etkisine girmiş bir dünyaya doğacakları için…

“Son Kuşak - Last Generation”: Ülkelerin son hızla ölümcül silahlar edinmeye; nükleer, kimyasal, mikrobik, ışın vs. silahların rüyalarımıza kâbus olarak girmeye başladığı günümüzde, artık bu saatten sonra doğan herkes “son insan” olmaya adaydır. Bu koşullarda, onlardan sonra yeni bir insanlık kuşağının daha geleceğinin garantisi olmadığı için…