HABER MERKEZİ / ÖZEL HABER
Tarihin en büyük filozoflarından Platon’un (Eflatun) insanlığın hayal gücüne armağan ettiği Atlantis uygarlığının yakıştırıldığı birçok yer oldu. Bunlardan biri de Ege Denizi’nde Santorini Adası’nın bulunduğu yerdi.
Santorini ve çevresini adeta yok eden, M.Ö. 1630’lu yıllara tarihlenen büyük volkan patlamasının burada yaşanması, “Atlantis Santorini’dedir”cilerin elini güçlendirse de, bu efsanevi uygarlığın başka yerlerde bulunduğunu savunanların da kendilerine göre geçerli kanıtları var. Platon, Kritias ve Timaeus adlı eserlerinde, Mısır’da bir rahipten dinlediğini aktardığı Atlantis’in Akdeniz’de bulunduğunu bildirir ancak tam yerini tarif etmez. İşte bu muğlaklık yüzünden, sonraki yüzyıllarda, önüne gelen Akdeniz’in şurasında burasında bir Atlantis icat etti.
Atlantis, Santorini’de miydi bilinemez ancak, tarihteki en büyük felaketlerden birine yol açan Thera Yanardağı’nın orada olduğu kesin. Atlantis şimdilerde bizleri, ideal bir uygarlığın hülyalarına daldırmaktan öte bir “tehdit” içermiyor, ancak Thera bu aralar çok acil, çok sıcak, çok birincil öncelikte tehdit oluşturuyor. Hele ki Yunanistan ve Türkiye için!
Santorini Adası’nın çevrelediği koni biçimli körfezin ortasındaki uyuyan ejderha Thera, 3.600 yıllık uykusundan uyanma belirtileri gösterip son günlerde kıpırdanmaya başladı. Minik kıpırdanmaları bile yüzlerce depreme neden oldu ve Yunanistan’ın en yüksek düzeyden alarma geçmesine yol açtı.
Thera’nın 3.600 yol önceki patlamasında Santorini ve çevresini, hatta Anadolu kıyılarını ne hale getirdiğini, nasıl korkunç boyutlu bir felaket yaşattığını bilmek, bugüne de ışık tutacaktır.
Santorini ve çevresi M.Ö. 3.000’lerde doğduğu varsayılan Girit/Minos uygarlığının kapsama alanı içindeydi. M.Ö. 1630’larda gerçekleştiği bilimsel olarak kanıtlanan “Minos Patlaması” ya da “Thera Santorini”, yani Thera Yanardağı’nın son 100.000 yıl içindeki bilmem kaçıncı uyanışı, tarihte kayıtlara geçmiş en büyük felaketlerden biridir. Volkan patlaması o kadar büyüktü ki, Mısır’da bile büyük bir gürültü duyulmasına ve fırtınalara neden olmuş. Çin Bambu yıllıklarında geçen “soğuk dalga” ile de bu volkanik patlamanın tarihleri uyuşuyor.
Thera’nın son 100.000 yıl içinde birçok kez patladığı ve büyük felaketlere neden olduğu tahmin ediliyor. Patlamanın ardından depremler, yer kabuğunda çökmeler, toz taşınımı gibi felaketler yaşandı. Bugün Santorini Adası’nın, çevrelediği körfezden ortalama 300 metrelik dik bir uçurumdan yukarıda bulunduğu göz önüne alındığında, denizin dibine doğru 300 metrelik bir çökme yaşandığı, bunun da Yunanistan, Türkiye, hatta Afrika kıyılarını vuran tsunamiler yarattığı, başta Girit olmak üzere ulaşabildiği tüm kıyılarda çok büyük yıkımlara yol açtığı tahmin ediliyor.
Uzmanların araştırmasına göre, Thera’nın külleri atmosferde yayılarak Girit’i baştan başa kaplamış ve bitki örtüsünü yok ettiği için büyük bir kıtlığa neden olmuş. Hem depremler hem tsunami hem de 10 santim olduğu varsayılan volkanik kül, tüm yerli yaşamı yok ettiği gibi, Girit/Minos uygarlığının sonu olmuş.
Thera bu büyük felaketten sonra da zaman zaman patlamaya, çevreye değişik boyutlarda zarar vermeyi sürdürmüş. Bunlardan biri de M.S. 726 yılındaki patlamaydı.
Thera, 1630 yılındaki bu patlamasında yalnız Girit, Santorini ve yakın çevresine değil, Anadolu’ya, hatta Mısır’a da zarar verdi. Sinop, Burdur, Salihli, Muğla Köyceğiz, Nil Deltası gibi bölgelerde, patlamayla tarihsel ilişkili küllere rastlandı.
Tahminler M.Ö. 1630’daki “Minos Patlaması”nın, tarihteki en büyük volkanik felaketlerden biri olan ve 36 bin kişinin ölümüne yol açan 1883 Endonezya Krakatoa patlamasından en az beş kat büyük ve etkili olduğu yönünde.