Arabesk müziğin ölümsüz ismi Ferdi Tayfur, zor bir çocukluk, büyük bir şöhret ve fırtınalı bir hayat hikayesiyle sanat dünyasına damga vurdu. İşte doğumundan ölümüne uzanan unutulmaz yaşam yolculuğu...
Abone Ol
Ferdi Tayfur Turanbayburt, 15 Kasım 1945 tarihinde Adana’nın Yüreğir ilçesine bağlı Taşcı köyünde dünyaya geldi. Adını, babası Cumali Bey’in hayranı olduğu dublaj sanatçısı Ferdi Tayfur’dan almıştı. Babası Cumali Bey, Ferdi’nin iyi bir eğitim alabilmesi için çaba sarf etse de, trajik bir şekilde pavyon çıkışında öldürülmesi, Ferdi’nin eğitim hayatını yarıda bırakmasına neden oldu. Bu olay, Ferdi Tayfur’un çocukluğunu derinden etkiledi ve yoksullukla mücadele etmek zorunda kaldı.
Babının kaybından sonra annesi yeniden evlendi. Ferdi Tayfur, yeni ailesiyle birlikte yaşar ve üvey babasının bulduğu işte şekerci dükkanında çıraklık yapmaya başladı. Okuma yazmayı iş hayatında öğrenen Tayfur, çiftliklerde çalışarak ailesinin geçimine katkı sağladı. Bu sırada, yerel düğünlerde şarkı söyleyerek sesini duyurma fırsatı buldu.
MÜZİK HAYATININ BAŞLANGICI
Ferdi Tayfur’un hayatı, Adana Radyosu’nun müzik yarışması ilanını görmesiyle değişti. Bu yarışmayı ikinci olarak tamamlayan Tayfur, üvey babasının engellemelerine rağmen hayallerinin peşinden giderek İstanbul’a gitti. Burada Luna Park Gazinosu’nda bağlama sanatçısı olarak işe başladı ve Nurten İnnap’a eşlik etti.
1968 yılında “Leyla” isimli ilk plağını dolduran Tayfur, bu plağından 500 lira kazanarak müzik kariyerine adım attı. Ancak Seda Plak ile yaptığı iki plaklık anlaşma beklenen başarıyı getirmedi. Adana’ya dönen Tayfur, hem çiftlik işlerini yürütmeye hem de müzik çalışmalarını sürdürmeye devam etti.
1973 yılında “Huzurum Kalmadı” ve “Dur Dinle Sevgilim/Kır Çiçekleri” isimli şarkılarını yayımlayarak şöhret basamaklarını hızla tırmanmaya başladı. 1975 yılında Elenor Plak ile anlaşan Tayfur, “Bırak Şu Gurbeti” ve “Çeşme” gibi eserlerle tüm Türkiye’ye adını duyurdu.
İLK SİNEMA DENEYİMİ VE İLERLEYEN YILLAR
1976 yılında, başrolünü Necla Nazır ile paylaştığı “Çeşme” filmi, Tayfur’un şanını bir adım daha ileri taşıdı. Bu film, 12 milyondan fazla izleyiciye ulaşarak dönemin rekorlarını kırdı. Tayfur, 30’dan fazla filmde rol alarak hem müzik hem de sinema dünyasında kendine özgün bir yer edindi.
1992 yılında çıkardığı “Prangalar” albümü, 5 milyon satış rakamına ulaşarak Türkiye’nin en çok satılan albümlerinden biri oldu.
Müzik hayatı boyunca dokuz Altın Plak ödülü kazanan Tayfur, sayısız konserle hayranlarıyla buluştu.
1993 yılında Gülhane Parkı’nda verdiği konsere 200 bin kişi katıldı.
ÖZEL HAYATI
Ferdi Tayfur, 1974 yılında Zeliha Turanbayburt ile evlendi ve bu evlilikten Tuğba ve Funda adında iki kızı oldu. Ancak kariyerinin ilerleyen dönemlerinde özel hayatında çalkantılı bir süreç yaşandı.
30 yıllık birliktelik yaşadığı Necla Nazır’dan Tuğçe adında bir kızı oldu. Daha sonra Habibe Ümúni Demir ile bir ilişkiye başlayan Tayfur’un, bu birliktelikten de Ferdi Taha adında bir oğlu dünyaya geldi.
Ferdi Tayfur'un yaşadığı ilişkilerinden toplam 5 çocuğu oldu.
Ferdi Tayfur'un oğlu Ferdi Taha.
Sanatçının 16-17 yaşlarındayken birliktelik yaşadığı bir kadından olan oğlu Timur Turanbayburt.
Hayatının son dönemlerinde resmi nikahlı eşi Zeliha Hanım ile bir araya gelen Tayfur, bu birliktelik hakkında “Ömrümün geri kalanını eşimle geçirmek istiyorum” diyerek mutluluğunu ifade etmiştir.
FERDİ TAYFUR'UN SON YILLARI
Ferdi Tayfur, 2020 yılında oğlu Timur’un verdiği böbrekle nakil ameliyatı geçirdi. 2024 yılında ise beyin damarına stent takıldı. 15 Aralık 2024’te yüksek tansiyon nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Tüm tedavilere rağmen, 2 Ocak 2025’te Antalya’da hayata veda etti.
Arabesk müziğin unutulmaz ismi Ferdi Tayfur, ardında onlarca albüm, unutulmaz şarkılar ve filmlerle dolu bir miras bırakmıştır. Eserleriyle Türk müzik ve sinema tarihine damga vuran sanatçı, daima hafızalarda yaşayacak...
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Samimi Haber sitemize
abone olun.