Yaşam

2025’in en gözde fakir yemekleri

2024 bitti, 2025 kapıya dayandı. Esnafın giderek ahlaki değerlerden sıyrıldığı, fırsatçılığın ve vurgunculuğun başını alıp gittiği bir ortamda, asgari ücretli milyonları daha da çetin bir yıl bekliyor. Biz de fakirin sofrasını şenlendirmek için ucuz ve “kolay” 10 yemek tarifi hazırladık. Afiyet olsun…

Abone Ol

Asgari ücretliler ve tümden “ücretsizler” 2024’ü nice mucizelere imza atarak atlatmayı başardı. Ancak “esnaf terörünün” dizginlenemez hale geldiği, 22 bin 104 TL’ye çıkartılan asgari ücret daha cebe girmeden yapılan zamlarla buhar olup uçtuğu bir ortamda öyle görünüyor ki 2025 yılı çok daha çetin geçecek.

2025, milyonlarca fakirin önünde Everest gibi aşılmaz görünüyor. İşte, yurdum fakirine “Everest’e tırmanmasında” yardımcı olacak, 2025’i atlatmasını kolaylaştıracak 10 lüks yemek tarifi. 

TARİFLERİ VERMEDEN ÖNCE ÖNEMLİ NOT: Eskiden fakirin can dostu olan salçalı ekmek, kuru fasulye, tavuk döner, zeytin-peynir, tarhana çorbası, ekmek arası peynir bu listeye dahil edilmemiştir.

Çünkü 1 kilo tarhana 300 TL, küçük bir kavanoz salça 270 TL, minnacık lavaşın içine atılmış üç parça tavuk döner 200 TL, el içi kadar en adisinden peynir 350 TL, beşinci sınıf zeytinin kilosu 200 TL olunca, asgari ücretli fakir bu yemekleri artık midesine değil, anılarına gömdüğünden, listeye dahil edilmemişlerdir…

Bir şey daha: 2025’te “yemek zevki” aramayın, açlığınızı bastırmaya bakın. Karnınızı doyurun da ne ile, nasıl doyurursanız doyurun… Şimdi tariflere geçelim:

KEMİK ÇORBASI: Mahallenin kasabına gidilir; “Ya Salih Amca, bizim sokakta bakımını üstlendiğim birkaç köpek var. Şurdan biraz kemik ver de garipler dişlesin” diyerek ikna edilir. Kemikler çift katlı BİM ya da ŞOK poşetine konulur ki, kasabın kapısında nasibini bekleyen köpekler vaziyeti çakmasın. Köpeklerin takip etmediğinden emin olunarak eve koşulur. Kemiklerin üzerinde kalmış olması muhtemel mikroskobik et parçacıkları ve bulaşıkları itinayla sıyrılıp ayrılır (bu etler daha sonra ETLİ ÇİĞ KÖFTE yapmada kullanılacak, akrabalara ve konu komşu davet edilerek hava atılacaktır). Daha sonra, paslı çekiçle kemikler kırılır ve dibi delinmek üzere olan teflon tencerede kaynatılır, iliklerin çıkması sağlanır. Ortaya çıkan ilikli ve et aromalı sıcak suyun içine, zevkinize ve keyfinizin isteğine göre bulgur koyup etli pilav yapabilirsiniz. O ayın ilk üç günü içinde almaya gücünüz yetmişse kuru fasulye yemeği bile yapabilirsiniz. Bir düşünün; elinizin altında hakiki kemik suyu var! Bu kadar geniş olanakla istediğiniz her yemeği yapmanız mümkün. 

DOĞRANMIŞ KURU EKMEĞE SOĞANLI SU YEMEĞİ: Adına takılıp kalmayın, sahiden lüks yemektir. Malzeme bulmakta sıkıntı çekilmesi mümkün değildir. Bir yanda milyonlar açlık çekerken, diğer yanda ekmeklerin %30’unun, meyve-sebzenin ise %25’inin çöpe atıldığı bir anomi ülkesi olduğumuzdan, yemeğin malzemesini nasıl bulacağınızı hemen anladınız. Ancak biz yine de tam tarifini verelim... Her sokakta bulunan ve en yaygın, en çok şubeye sahip “üç harfli” olduğu kanıtlanan “ÇÖP” Market’e bir ara uğrayıverin. Zevkinize, damak tadınıza göre malzemeleriniz olan kelle soğanları ve kuru ekmekleri ÇÖP MARKET’ten alın. Soğanları iri dilimler halinde doğrayın. Tencereye doldurduğunuz soğanın üzerine, soğanların iki misli su ekleyin ve kaynamaya bırakın. Damak tadınıza ve isteğinize göre, üzerine, yine ÇÖP Market’ten aldığınız pırasa, ıspanak gibi şeylerin çürümemiş kısımlarından kopartıp ekleyebilirsiniz. 10 dakika kaynatın. Bu arada, kuru ekmekleri lokmalık küçük parçalara ayırıp yayvan bir kaba doldurun. Kaynattığınız soğanları, kuru ekmeklerin üzerine boca edin. Mükellef yemeğiniz hazır. Afiyet olsun…

CÜCÜK DÜRÜMÜ / CÜCÜK YATIRMA: Fakirin en gözde yemeğidir. ‘Öğün kurtaran’ olarak da anılır bazı yörelerde. Göründüğü kadar basit bir yemek değildir. Hazırlanışı şöyledir: Hava kararıp, tezgahların toplanmasına yakın, pazar yerinde sotaya yatın. Özellikle de soğan satan bir pazarcının yakınlarına… Pazarcının tezgahından yere dökülen ya da; “Bu çok fazla çürümüş, fakir müşteriye bile satamam” diyerek yere attığı soğanları radarınıza alın. Pazarcı, tezgahı toplamaya başlayınca, rakiplerden önce davranmanız çok önemlidir. Yoksa tüm soğanları diğer fakirlere kaptırabilirsiniz. Ele geçirdiğiniz beş-altı çürük soğan ganimetiyle eve gidin. Fırıncının aylar önce vitrine teşhir ürünü olarak koyduğu, artık taşlaşmış bir fosil olmaya yüz tuttuğu için geri dönüşüme iade ettiği lavaşları zaten gündüzden ÇÖP Market’ten alıp eve getirmişsinizdir. Lavaşların üzerine musluk suyundan birkaç su bardağı alıp serpiştirin, yumuşamasını bekleyin. Lavaşların diş kesecek kıvama gelmesi uzun sürecektir. Bu süreyi değerlendirmek için soğanları alın, çürük dış katmanlarını atın, iç bölgelerdeki “cücük” göründüğünde midenizin yükselen gurultusuna aldırmadan sevinin. Diğer cücükleri de bu şekilde çürüklerin arasından çıkartın. Taşlaşmış lavaş, soğan cücüklerini çıkartırken geçen 15 dakika içinde muhtemelen yumuşama belirtileri göstermektedir. Cücükleri lavaşın ortasına itinayla dizin. Lavaş bulamazsanız somun ekmek de kullanabilirsiniz, hatta doymanızın garantisi açısından bu daha bir şiddetle önerilir. Damak zevkinize göre üzerine tuz ekebilirsiniz, pazarda çürük diye çöpe atılmak üzereyken yakaladığınız leziz yeşilliklerden biraz maydanoz, roka, tere filan ekleyebilirsiniz. Bu eşsiz yemeğe bazı fakir semtlerinde “cücük yatırma” derler, bazılarında ise “cücük dürümü”. 

KANSEROJEN TEFLON TAVADA LÜKS OMLET: Fakirin can simididir, ayrıca en lüks yemeklerindendir. Yumurtadan sayısız yemekler yapabilir, konu komşuya ve haset akrabalara karşı yüz ağartan zengin sofralar donatabilirsiniz. En kolayının tarifini verelim: Marketten, kullanım tarihi geçmek üzere olan ucuz yumurta alınır. En ucuz ayçiçek yağı (özellikle ucuz öneriyoruz, çünkü pahalı yağlar midenize dokunur), kullanılmaktan dibi çiziklerle dolmuş ve kanserojen salgılar bırakan teflon tavaya dökülür. Yağ güzelce kızdırılır. İstediğiniz sayıda ucuz yumurtayı tavaya kırın. Lezzet katsayısını artırmak için üzerine, yemeğin uyumunu ve dengesini bozmayacak ucuzlukta pul biber, ucuz kekik, ucuz karabiber filan ekebilirsiniz. Fakat bu baharatların içine kurt düşmemiş olmasına dikkat etmeniz önerilir. Zira vücudunuza giren et türü yabancı yiyecekler olumsuz tepkimelere, mide travmalarına neden olabilir. 

SOMUN EKMEK ARASI BULGUR PİLAVI: Karnınızı doyurmanız garantidir. Özellikle her ayın ikinci yarasında asgari ücretli fakirin hem tesellisi hem umududur. ÇÖP Market’ten, ailenizdeki fakir sayısı kadar somun ekmek edinin. Bir yanını uzunlamasına kesip açın, içini birazcık oyun. Somunun arasına, önceden hazırladığınız ucuz ayçiçek yağlı kırık bulgurdan ya da pirinç kırıklarından yaptığınız pilavı kaşık kaşık doldurun. Somun ekmek bulamazsanız, yine ÇÖP Market’in olanakları doğrultusunda lavaş, açma, yufka.. artık ne alabilirseniz onu kullanabilirsiniz. Afiyet olsun…

ET AROMALI PATATES YEMEĞİ: Yapımı çok kolaydır. Fakirin zor zamanlarında imdada yetişenidir. Yukarıda iftiharla sunduğumuz “et suyu elde etme operasyonunda” sağladığınız ve içinde et bulunmasa da et kokan kaynamış suyla yaratacağınız sayısız mucizelerden biri de patates yemeğidir. Bu noktada, temininde güçlük çekeceğiniz tek malzeme salçadır, çünkü ÇÖP Market raflarında salçayı her zaman bulmak mümkün olamıyor. Bunun yerine, Pazar yerlerinde ve ÇÖP Market’te rahatlıkla bulabileceğiniz “özellikle ezik ve çürük” domatesi öneriyoruz. Görüntüsü zaten salçaya yakın olduğundan, topladığınız bu çürük ve patlak domatesleri patates yemeğinde kullanmanız size avantaj sağlayacaktır. Domateslerin ezilmemiş kısımlarını da siz iyice ezin ki salçaya benzesin. Patatesleri bıçakla dörder, beşer parçaya ayırın. Kullanım ömrünü doldurmuş ve; “Beni bırak gideyim!” diye feryat eden sapsız, kör mutfak bıçağınız kesmiyorsa, patatesleri dişlerinizle de parçalayabilirsiniz. Parçaladığınız patatesleri ve salça görünümü verdiğiniz domatesleri, gururunuz et suyunun içine atın ve kaynatın. “Etli” patates yemeğiniz hazır. 

KARA ŞİMŞEK: Yeşil mercimekten yapılır fakat neden “kara şimşek” adı verildiğine yönelik çeşitli iddialar dolaşmaktadır. Birinci iddiaya göre, volkanik taşlara benzer siyah ve küçük taşlar içerdiği için rengi değişmiştir. Bu taşları çok dikkatle temizlemediğinizde dişlerinize değebilir; fakat enflasyona karşı direnebilmek için dişlerini sıka sıka fakirin ağzında diş kalmadığından, bu risk otomatik olarak düşmüştür… İkinci iddiaya göre, yeşil mercimek, içinde barındırdığı organik/doğal ve canlı protein kaynakları yüzünden, pişirildiğinde siyahımsı et görünümü almaktadır. Ancak, midesi ete yabancı fakirlerin, aniden çok miktarda kara şimşek yemesiyle mide fesadına uğradıkları vakalar hiç de az değildir. İdeal lezzette kara şimşek yapmak için kelle soğan, sarımsak, patates, havuç gibi malzemeler gerekir; bunları ÇÖP Market’ten rahatlıkla edinebilirsiniz. Ayrıca tereyağı da gereklidir. Ayın ilk günlerindeyseniz paraya kıyıp “yarım yağlı tereyağı” bile almanız mümkündür. Ancak siz yine de en ucuz ayçiçek yağı kullanın. 

UN BULAMACI: Dünürünüzü, eltinizi, yakın akrabalarınızı ve alt kattaki Meraklı Necla Teyze dahil itibarlı ahbaplarınızı eve davet ettiğinizde yapacağınız seçkin ve özel bir çorbadır. Satılmayıp kullanım tarihi geçmiş unu ve bulabilirseniz günü geçmiş margarini ÇÖP Market’ten alın. Artık bu işin uzmanı haline geldiğinizden, margarinin tümden bozulup sizi zehirleyecek duruma gelmemiş olmasına dikkat etmenizi hatırlatmaya gerek görmüyoruz… Çizik teflon tencerenize 1 kaşık margarin koyun, üzerine dört tepeleme yemek kaşığı un ekleyin. Unu karıştırarak biraz kızartın. Üzerine beş su bardağı musluk suyu ekleyin. 10 dakika kaynatın. Enfes çorbanız hazırdır artık. Zevkinize göre üzerine, ÇÖP Market’ten alıp balkonda kuruttuğunuz acı sivri biberleri ufalayarak ekleyebilirsiniz. Ya da bahar ve ilk yaz haftalarında boş arsaları gezerek topladığınız ve balkonda kuruttuğunuz nane ve kekik otlarından biraz ufalayıp üzerine ekebilirsiniz. 

MENEMEN: Açlık ve yokluktan meleyen fakir asgari ücretlinin temel yemeğidir. Bu yüzden fakir ağızlarında adı “ben açlıktan meliyorum” anlamı verecek şekilde MELEMEN halini almıştır. Pazar yeri atıkları ve çürüklerinden, olmazsa ÇÖP Market’ten aldığınız domates, sivri biber, soğan gibi malzemelerle yapılır. “Melemen soğanlı mı olur, soğansız mı?” tartışması siz asgari ücretli fakirleri doğrudan, hatta dolaylı bile ilgilendirmezdir. Bulabildiğinizle yapın menemeninizi. Soğanı da geçtik; mantarlı, havuçlu, ıspanaklı, reyhanlı, brokolili,  hatta kerevizli, hatta ve hatta enginarlı menemen bile yapabilirsiniz. 

YAĞSIZ KIRIK BULGUR PİLAVI: Tam bir “fakirdoyuran”dır. Şöyle eli yüzü düzgünce bulgurun kilosu internette bile 300-400 liraya satılıyor. Ee, ÇÖP Market’e de her zaman bulgur düşmüyor yani. O yüzden önce arayıp kırık bulgur bulmalısınız. Fiyatı fakirin cebini zorlar ancak yine de açlığı bastırmak için birebirdir. Nasıl pişirildiğini her fakir çok iyi bilir. Ancak önemli ayrıntıyı hatırlatalım: Fakir, asgari ücretini aldıktan sonraki ilk üç gün içinde ucuz ayçiçek yağı alamamışsa ve ÇÖP Market’te de bulamamışsa, ayın kalan 27 günü içinde pişireceğiniz pilavı yağsız yapmak durumundasınız. Yağsız kırık bulgur pilavı yemek, ilk birkaç gün sizi zorlayabilir. Ancak zamanla damağınız da, mideniz de alışacaktır.