Beşiktaş'ın yeni transferlerinden Milot Rashica, Beşiktaş Dergisi için özel bir röportaj verdi. Bu röportajda Milot Rashica'nın futbol kariyeri, kişisel deneyimleri ve Beşiktaş'a katılma süreci hakkında önemli detaylar bulunuyor.
KARTAL SEMBOLÜNÜN ÖNEMİ
Milot Rashica, futbol kariyerine ilk adım attığı günden itibaren gol sevinçlerini Kartal işaretiyle kutluyor. Kartal işareti, onun için önemli bir sembol haline gelmiş durumda. Rashica, bu konuyla ilgili "Bizim için önemli bir sembol. Kartal işaretini yaptığımızda herkes kim olduğumuzu biliyor" dedi.
FUTBOLCULUĞUNDA AMCASININ ROLÜ
Futbolculuk kariyerinde amcasının büyük bir rol oynadığını ifade eden Milot Rashica, amcasıyla birlikte büyüdüğünü ve futbola olan ilgisinin amcasının etkisiyle şekillendiğini belirtiyor. Amcasının desteği ve rehberliği sayesinde futbolculuk yolculuğunda önemli bir aşama kaydettiğini vurguladı.
Futbol kariyerine Kosova'da başladığını ve bu dönemlerde zorlu şartlarla mücadele ettiğini dile getiren Rashica, Kosova'da futbol oynamanın, Avrupa liglerine gitmenin zorluğuna rağmen bu hedefe ulaşmayı başaran ilk isimlerden biri olduğunu belirtti. Genç futbolcular için Kosova'da Avrupa'ya gitmenin o dönemlerde büyük bir zorluk olduğunu ancak bu zorluğun üstesinden geldiğini ifade etti.
BALKANLARDA FUTBOL YÜKSELİŞTE
Balkanlar'da futbolun son yıllarda önemli bir yükselişe geçtiğini ve Balkan ülkelerinin futbolcularının daha fazla dikkat çektiğini söyleyen Rashica, Balkan ülkelerinin futbolunun gelişmesindeki faktörleri savaş sonrası döneme bağlıyor ve bu dönemde futbola olan ilginin arttığını belirtti.
"İDOLÜM RONALDO"
Çocukluk idolünün Cristiano Ronaldo olduğunu ve onun futbolunu her zaman takdir ettiğini belirten Milot Rashica, Ronaldo'nun futbol tarzının kendi tarzına uygun olduğunu ve onu örnek aldığını açıkladı.
Futbol kariyerinde farklı ülkelerde oynamanın kendisine olumlu yansıdığını ve bu deneyimlerin kendisini geliştirdiğini söyleyen Kosovalı furbolcu, farklı ülkelerde farklı futbol anlayışları ve kültürlerle tanışmanın kendisine çok şey kattığını söyledi.
"PES ETMEYİ SEVMEM"
Saha içindeki mücadeleci yapısının saha dışındaki kişiliğiyle benzer olduğunu, pes etmeyi sevmediğini ve saha içinde her zaman en iyisini yapmaya çalıştığını belirten Milot Rashica, ayrıca iletişim konusunda da çözüm odaklı bir yaklaşım benimsediğini vurguluyor.
"BEŞİKTAŞ EN ÇOK İSTEDİĞİM KULÜPTÜ"
Beşiktaş'a katılma sürecinde herhangi bir tereddüt yaşamadığını ve Beşiktaş'ın formasını en çok giymek istediği kulüp olduğunu söyleyen Milot Rashica, Beşiktaş'ın teklifini kabul ederek Türkiye'ye dönmenin mutluluğunu yaşadığını belirtti.
Türk ve Arnavut kültürlerinin birçok benzerliğe sahip olduğunu ifade eden Rashica, özellikle yemek kültürleri arasında benzerlikler olduğunu ifade ediyor ve Türkiye'de kendini evinde hissettiğini söyledi.
Arnavut geleneklerine bağlı bir kültürden geldiğini ve bu geleneklere saygı gösterdiklerini dile getiren Rashica, geleneklerini sürdürmekten gurur duyduklarını ifade ediyor.
Son olarak Beşiktaş taraftarlarına teşekkür eden ve onlardan desteklerini esirgememelerini isteyen Rashica, her maçta sahada en iyi performansı sergilemek ve taraftarları mutlu etmek istediğini ve şampiyonluk kupasıyla sonuçlanan bir sezonun hayalini kurduğunu dile getirdi.
İşte Milot Rashica'nın Beşiktaş serüvenine dair açıklamalarının tamamı:
"AMCAM FUTBOLLA OLAN ÖYKÜMDE ÇOK ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP"
Futbola başlama öykünde amcanın çok önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Bugün geldiğin seviye ile ilgili onun düşünceleri neler?
Babamın ağabeyi, benim de tek amcam ve bizim için de ailenin büyük ağabeyi gibidir. On altı yaşıma kadar onunla birlikte büyüdüm, aynı evde yaşıyorduk. Şu anda kendisi ailesiyle birlikte Norveç’te yaşıyor ancak her gittiğim yere gelir ve maçlarımı takip eder, izler. Desteğini hep sürdürüyor ve oynadığım futbolla bir hayli ilgili. Elbette en başında hiçbirimiz bu seviyelere geleceğimi tahmin edemezdik ancak bugün bu noktada olmamda onun payı ve desteği çok fazladır. Öte yandan olumlu yönlerimi de geliştirmem gereken yönleri de hep söyledi bana. O yüzden amcam futbol ile olan öykümde sahiden çok önemli bir yere sahip.
"KOSOVA'DAN AVRUPA'YA TRANSFER OLMAK ZORDU"
Aslen Balkanlı olduğum için, Balkanların futbolunu da iyi takip edenlerden birisiyim ve ilk çıktığın dönemde senin için 'Kosova’nın Messi’si' gibi benzetmeler yapıldığını hatırlıyorum. O dönemlere bugünden baktığında sence en belirgin değişiklikler neler?
İlk başladığım dönemde Kosova’da olmak bir genç futbolcu için bir hayli zordu. Kosova’daki tüm zor şartları düşünecek olursak şu an bu noktada olabildiğim için çok mutluyum. Futbola ilk başladığımda birisi bana bir gün bu noktada olabileceğimi söyleseydi şayet, bir hayli şaşırır ve çok mutlu olurdum. Kendi memleketimin takımında çalışmaya başladığım zamanlarda açık söylemek gerekirse şartlar zordu çünkü bu gibi takımlar Avrupa liglerine katılım sağlayamadığı için menajer ya da scout ekiplerinin pek ilgi göstermediği takımlardır. O dönemlerde böyle takımlardan Avrupa’ya gitmek, genç futbolcular adına bir hayli zor oluyordu ancak ben Kosova’da o adımı atan ilk isimler arasında yer alıyorum. Bu da elbette beni çok mutlu eden bir durum nitekim hem kendi adıma hem de bizlerin ardından gelecek nesiller adına bir kapıyı aralayarak bunun mümkün olabildiğini göstermiş oluyorsunuz.
Önceki yıllarda Balkanlar’da futbolun aksine basketbol daha ön planda olan bir spordu ancak son yıllara baktığımız Balkan futbolu ve çıkardığı yetenekler bir hayli öne çıkıyor. Diğer ülkelere kıyasla bölgeyi yeniden 'Yugoslavya' diye tanımlarsak, futbolun daha geç ön plana çıkmasının sebepleri nelerdi sence?
Savaşın olduğu dönemlerde çok küçüktüm, haliyle o dönemleri pek hatırlamıyorum ancak kendi futbol oynadığım dönemleri analiz edecek olursam zaten benim bilinçli olarak hatırlayabildiğim zamanlarda Kosova halihazırda bağımsız bir ülkeydi ve önceki zamanlara göre her şey çok daha farklıydı. Öte yandan bahsettiğiniz gibi son yıllarda herkesin dikkatini çeken bir durum olarak, futbol Balkan ülkelerinde bir hayli yaygınlaştı ve eskiye oranla çok daha fazla takip edilen bir spor haline geldi. Önceki senelerde neden bu kadar takip edilmediğiyle ilgili ise sanırım söyleyebileceğim çok büyük cümlelerim yok. Son senelerde ise futbol kulüpleri ve milli takımlar tüm Balkan ülkelerinde geçmişe göre çok daha başarılılar. Durum iyiye gittikçe de elbette sporseverlerin futbola olan ilgisinin artmasının yanı sıra küçük yaştaki çocukların da futbolu tercih etme oranı artıyor.
"SAVAŞTAN SONRA SIFIRDAN BAŞLAMAMIZ GEREKTİ"
“Savaş” demişken, çok zor dönemlerden geçen bir bölgenin insanısın. Eminim ailende bununla ilgili birçok zor hatıra anlatanlar olmuştur. Sen neler söylemek istersin?
Savaş döneminde birkaç aylığına evimizi, yurdumuzu terk etmek zorunda kalmıştık. Arnavutluk’a gitmiştik, orada da aile bireylerimiz mevcuttu. Hepimiz için, tüm Yugoslavya ülkelerinde yaşayan halklar için çok zor bir süreçti. Tüm ailemiz aynı anda aynı yerde olamıyorduk. Zaman zaman babamın nerede, nasıl bir durumda olduğunu bilmediğim zamanlar dahi yaşamıştık. Hayatta mıydı, yoksa başına bir şey gelmiş miydi bunu bile bilmiyorduk. Ailemiz çok bölünmüştü. Büyük ve zor bilinmezliklerle yaşadığımız bir dönemdi. Bir süre sonra tüm aile bir araya gelerek Kosova’ya döndüğümüzde ise her yer yıkılmıştı. Bildiğimiz, tanıdığımız memleketimiz artık yoktu ancak yine de oralıydık. Sıfırdan başlamamız gerekti, her şeye sıfırdan başladık ve neyse ki hayatı yeniden yoluna koymayı başardık. Biz yine de şanslı olanlar arasındaydık çünkü yakınlarını kaybeden ve hatta hayatta olup olmadığını, bir mezarının bile olup olmadığını bilmeyen binlerce insan var. Biz en azından her birimiz hayatta ve bir arada kalabilmeyi başarmıştık. Coğrafyadaki tüm insanlar için çok zordu, ailelerini kaybeden birçok insan var.
"CRİSTİANO RONALDO'YU İZLEYEREK BÜYÜDÜM"
Çocuklukta örnek aldığın biri var mıydı? Ve varsa hangi özelliklerini kendine örnek alıyordun?
Evet, Cristiano Ronaldo’yu izleyerek büyüdüm. Oynadığı futbolu her zaman çok beğenirim. O da bir hücum futbolcusu ve ben de bir hücum futbolcusuyum. Kendimi bildim bileli hep onu örnek almışımdır.
"ZAMAN İÇİNDE ÇOK GELİŞTİM"
Sahada ilk dikkat çeken özelliklerinden biri top ile olan şahane ilişkin. Öte yandan yeteneğinin yanı sıra zekasıyla futbol oynayan isimlerden birisin. Kendinde olumlu ve olumsuz bulduğun özelliklerin neler?
Kosova’dan ayrıldıktan sonra çok farklı ülkelerde futbol oynadım; Hollanda, İngiltere, Almanya ve şu anda Türkiye. Birçok futbolcuya ve futbol anlayışına denk geldim ve bu da bana bir hayli olumlu yansıdı. Nitekim herkesten ve her şeyden çok fazla bilgi edindim, öğrendim, kendimi geliştirdim. Gözlemlemeyi seven ve olumlu bulduğu yanları çalışarak kendime ekliyorum. Tüm öğrendiklerimden bir sentez oluşturarak futbol oynuyorum. Zaman içinde çok geliştim. Futbol yalnızca topu alıp koşmak değil, akabinde aynı anda yapmanız gerek birçok detay mevcut. Daha önce forma giydiğim ülkelerde öğrendiğim her şeyi yapmaya çalıştım.
Söylediğin gibi çok fazla ülkede forma giydin ve futbolculardaki bu durum bence psikolojik olarak da kişiliklerini geliştiren bir nokta oluyor. Yaş olarak da henüz gençsin ancak birçok farklı kültür deneyimledin, birçok farklı ülkede yaşadın. Bu gibi noktalarda hiç seni zorlayıcı unsurlar olmadı mı?
Evet, Hollanda’ya gittiğimde sadece on sekiz yaşımdaydım ve ailemi yalnız bırakarak Hollanda’ya gitmeyi tercih ettim. Tüm bu tecrübeler, yaşadıklarınız, öğrendikleriniz belli bir süre sonra sizin adınıza avantaj oluyor. Benim de zorlandığım dönemler oldu elbette. Örneğin, o zamanki kız arkadaşım ki şimdiki eşim oluyor, yanıma gelene kadar yalnız yaşamak zorunda kaldım. Bu gibi zor deneyimlerden muhteşem tecrübeler elde ediyorsunuz. O dönemlerde üstesinden geldiğiniz her zorluk belli bir sürenin ardından hayatınızı kolaylaştıran ve ardından atacağınız her adımda tecrübe olarak size katkı sağlayacak deneyimleriniz oluyor. Elbette psikolojik etkileri, birçok deneyim gibi olumlu bir şekilde mevcut ve karakterinize, öz güveninize güç katıyor.