Ercan Çankaya - Haber Merkezi
Eskişehir'de 18 yaşında bir genç, geçtiğimiz günlerde 5 kişiyi sebepsiz yere yaralamıştı.
Eskişehir Valiliği, aynı günün akşam saatinde X üzerinden yaptığı açıklamada şüphelinin tutuklandığını duyurmuştu.
Eskişehir Emniyet Müdürlüğü; Tepebaşı İlçesi, Uluönder Mahallesi, Rauf Orbay Caddesi'ndeki Şehit Rüstem Demirbaş Parkı'nda düzenlenen saldırıya dair aynı gün X üzerinden açıklama yapmış; açıklamada "...kafasında kask, yüzünde maske, üzerinde hücum yeleği ve elinde bıçak olan şüpheli Arda K. isimli şahıs, çay bahçesinde oturan 5 şahsı sebepsiz yere bıçaklayarak kaçarken ekiplerimizce yakalanarak etkisiz hale getirilmiş, suç unsuru kesici-delici alet muhafaza altına alınmıştır" denilmişti.
Eskişehir Emniyet Müdürlüğü, çay bahçesi ve parktaki saldırıda yaralananların hastaneye kaldırıldığını açıklamıştı.
Eskişehir Valiliği de saldırıya dair açıklamasında, şüphelinin Haziran'da 18 yaşını doldurduğunu ve daha önceden adli suç kaydı bulunmadığını belirtmişti.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı saldırıyla ilgili soruşturma başlattı.
Üzerindeki kıyafetlerde Nazi sembolleri vardı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın paylaştığı videoda, saldırganın üzerinden çıkanları gösteren bir görselde miğfer, hücum yeleği, bir balta ve iki bıçak olduğu görüldü.
Bıçaklardan birinin üzerinde Nazi Almanyası tarafından 2. Dünya Savaşı'nda kullanılan "gamalı haç" sembolü, yelekte ise neo-Naziler ve aşırı sağcılar tarafından kullanılan "kara güneş" sembolü yer aldı.
Şüpheli, saldırı öncesi 16 sayfalık bir manifesto metni yayımlamıştı. Manifestoda, potansiyel saldırıları bilgisayar oyunu gibi farklı zorluk seviyelerine ayırdı, işlenecek cinayetleri vahametine göre puanladı, farklı etnik gruplar ve topluluklara hakaretler yağdırdı.
Manifestoda 2019'da Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde iki camiyi basan ve 51 kişiyi öldüren Brenton Tarrant, 2011'de Norveç'te bir yaz kampında 77 kişiyi öldüren Anders Behring Breivik, 2017'de Las Vegas'ta 60 kişiyi öldüren Stephen Paddock ve 1995'te Oklahoma'da düzenlediği bombalı saldırıyla 168 kişiyi öldüren Timothy McVeigh "aziz" olarak nitelendirildi.
Olayın ardından bazı gazeteler ve haber sitelerinde saldırganın oynadığı bilgisayar oyunlarının etkisinde kalarak böyle bir saldırıda bulunduğu iddiasına yer verildi.
İstismar geçmişi ve aile içi şiddet olabilir
Olayın psikolojik boyutunu ve saldırının genç saldırganın oynadığı oyunlarla ilgili olup olmadığını Psikolog Funda Eren’e sorduk.
Olayı gerçekleştiren gencin 18 yaşında olduğuna dikkat çeken Psikolog Eren, tamamen sağlıklı bir bireyin, sadece oynadığı bilgisayar oyunlarının etkisinde kalarak böyle acımasızca bir saldırı gerçekleştireceğine inanmadığını söyledi.
Saldırıda gencin belli bir yaş üzerindeki insanları hedef aldığını söyleyen Eren, aile içinde ya da yakın çevrede o yaş grubunda olup kendisine şiddet uygulayan ya da başka bir istismarda bulunan insanların olup olmadığı sorusu üzerine düşünülmesi gerektiği değerlendirmesinde bulundu.
Bilgisayar oyunu tek sebep olamaz
Sadece oyun oynayarak böyle canice bir saldırıda bulunmak için kişinin ya uyuşturucu madde etkisinde olması ya da temelde başka bir psikolojik rahatsızlığı bulunması gerektiği değerlendirmesinde bulunan Eren, yaşlılardan oluşan bir cami cemaatini hedef almasının, yani hedefini spesifik bir grupla sınırlandırmasının altında yatan psikolojik etmenler olması gerektiğine işaret etti.
Gencin muhafazakâr bir aileden mi geldiği, buradaki sorunları bu görüşteki tüm insanlara mı yansıttığı sorusu üzerine mutlaka düşünülmesi gerektiğini belirten Eren, kıyafetinde Nazi simgeleri bulunduğunu hatırlatmamız üzerine kendini Hitler’le özdeşleştirmiş, onun Yahudilere yönelik cinayetlerini hedef belirlediği başka bir gruba yönelik görev edinmiş olabileceğini söyledi.
Kişi kaç yaşında olursa olsun, hangi oyunu ne derece oynamış olursa olsun böyle bir eylemi, altında yatan başka bir psikolojik rahatsızlık olmadan gerçekleştiremeyeceğine işaret eden Eren, saldırıyı kameraya almasının da dikkate değer olduğunu belirtti. Neden kendini kameraya aldığının, bu saldırıyı gerçekleştirmekten amacının fenomen olma arzusu mu olduğunun da araştırılması gerektiğini belirtti.
2 yaşından itibaren günün büyük çoğunluğunu televizyon karşısında geçiren çocukların bir tür sanal otizme yönelebileceğine, sanal dünyada gördükleriyle kendine bir dünya oluşturabileceğine dikkat çeken Eren, bu gencin de kendine sanal bir gerçeklik oluşturabileceğine dikkat çekti. Eren, 18 yaşında bir gencin böyle bir saldırıda bulunabilmesi için yine de temelde yatan başka psikolojik rahatsızlıklar olabileceğine dikkat çekti.