Panathinaikos'taki ilk sezonunda hem Euroleague hem de ligde şampiyonluğa ulaşan Ergin Ataman, AS.com'a verdiği röportajda sezonun değerlendirmesini yaptı ve başarısının ardındaki hikayeleri anlattı.
Euroleague Sonrası İlk Günler
Euroleague zaferinin ardından geçen ilk günler nasıldı? Telefonunuz susmamış olmalı!
"İnanılmazdı. İlk defa böyle büyük bir kutlama tecrübesi yaşadım. Etkileyiciydi. Madrid'in Şampiyonlar Ligi'ndeki futbol kutlamalarına benziyordu! Taraftarların buradaki basketbol kültürü çok büyük ve 12 yıl sonra kazanmanın ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar. Bu, hem onlar hem de Panathinaikos için çok önemli. Harika bir geçmişleri var ama son yıllarda ağır yenilgiler yaşamışlardı. Bu yüzden böyle bir şeyi deneyimlemek inanılmazdı. Yunanistan Başbakanı'nın beni tebrik etmek için araması bile muhteşemdi. Bu sadece basketbol değil, aynı zamanda Yunanistan ve Türkiye arasındaki ilişkilere de katkı sağladı. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan beni sürekli arıyor. Ama bu sefer Sayın Miçotakis de aradı. Bir şampiyonluk çok daha fazlası oldu. Atina'da yaşadıklarım, basketbolun da ötesinde şeylerdi."
"Beni Çok Mutlu Etti"
Giannis Antetokounmpo'nun iltifatları sizi nasıl etkiledi?
"Giannis'i birkaç yıldır, Türkiye koçluğum sayesinde tanıyorum. Bana her zaman büyük saygı gösterdi. Aynı zamanda kardeşi Kostas'ın da koçuyum. Maçtan sonra beni tebrik etmeye gelmişti. Herhangi birinden bahsetmiyoruz, NBA MVP'si Giannis Antetokounmpo'dan bahsediyoruz! Kardeşi sayesinde birçok maçı takip etmişti. Bana gelip 'Sen sadece Avrupa'nın değil, dünyanın en iyi koçlarından birisin.' dedi. NBA'in en önemli yıldızlarından birinden bunu duymak beni çok mutlu etti."
"1 Numara Gibi Hissetmiyorum"
Kendinizi dünyanın en iyi koçu gibi hissediyor musunuz?
"Hayır, kendimi dünyanın bir numarası gibi hissetmiyorum. NBA koçlarıyla kıyaslanmam mümkün değil. Avrupa basketbol tarihinin de bir numarası değilim ama son beş yıla bakarsak... (gülüyor). Beş yılda dört kez finale yükseldim ve üç şampiyonluk kazandım. Bu özel bir şey. Sonuçlara bakarsak, son beş yılın en iyisi benim."
"NBA'i Denemek İstediğimi Biliyorlar"
NBA'den teklif aldınız mı?
"Hayır, ama dürüst olmak gerekirse, iki yıl önce önemli bir NBA takımının genel menajeriyle görüşmüştüm. İsim veremem. Gelecekte NBA'i denemek istediğimi herkes biliyor. Avrupalı ilk koç olarak. Jordi Fernández orada ama o ABD'de eğitim aldı, Avrupa'da değil. Avrupa'dan çıkan ilk koç olmak istiyorum. Kariyerim boyunca hep birinci oldum. Siena'da, Galatasaray'da, Beşiktaş'ta, Efes'te, Panathinaikos'ta... NBA'de koçluk yapmamı istemeleri benim için çok özel. Kimse benim kadar başarılı olmadı. İki yıl önce bu konuşmaları yapmıştık. Bana birkaç yıl yardımcı koç olmam gerektiğini söylediler... Ama artık 58 yaşındayım. Son beş yılın sonuçlarına baktığınızda Euroleague'de bir numarayım. Neden NBA'de yardımcı antrenör olayım?"
"Ciddi Bir Teklif Almadım"
NBA'den hoşunuza giden bir teklif alır mısınız?
"Eğer birisi bana Avrupa'daki başarılarım dolayısıyla bir başantrenörlük fırsatı sunarsa, değerlendirebilirim. Ama şu ana kadar ciddi bir temas olmadı ve düşünmedim. Euroleague'de ve Panathinaikos'ta çok mutluyum. Üç ya da dört yıl önce bunun hayalim olduğunu söylerdim. Artık öyle değil. NBA yıldızları Avrupa'ya geliyor: Antetokounmpo, Doncic, Jokic, Alperen Şengün... Yıldız bir Avrupalı koç istiyorsanız, ben buradayım."
Tarzınız NBA'e Uyar mı?
"Elbette. Neden olmasın? Basketbol bu. Büyük NBA oyuncularına koçluk yaptım. Lokavt sırasında Deron Williams ve Allen Iverson'a (Beşiktaş'tayken), şimdi de Kendrick Nunn'a koçluk yapıyorum. İnsanlar benim tarzımın oyunculara özgürlük vermek ve iyi bir organizasyonla sağlam savunma yapmak olduğunu söylüyor. Larkin, Micic... Bunlar da NBA oyuncuları. Kendrick Nunn, Kostas Sloukas... Euroleague şampiyonu bir koçsam, NBA yıldızlarına koçluk yapmaktan neden korkayım ki?"
Galatasaray İtirafı
"Büyük bir futbol hayranıyım. Galatasaray taraftarıyım. Futbolu çok seviyorum. Koçluk kariyerimi sonlandırdığımda, Galatasaray başkanlığına aday olacağım. Bunu yapmamı isteyen önemli insanlar var. Ünal Aysal bana Dider Drogba'nın olduğu dönemde futbol takımını yönetip yönetemeyeceğimi sormuştu. 'Sayın Başkan, oyuncularla başa çıkabilirim ama lisans almam lazım...' demiştim. Ama bu durum gerçekçi değildi."
Madrid'e gelince. Takımı her zaman takip ettim. Ronaldo'yu, Zidane'ı... Real Madrid benim için hep farklı bir takımdı. Futbolda Real Madrid ile Barcelona ve sonra diğerleri gelir. Ne zaman Madrid'e maça çıksak, oğlumu Santiago Bernabeu'daki maça götürürdüm. Madrid ve Florentino Pérez'e saygım büyüktür. Onlar çok farklı. Onlarla karşılaşmak benim için bir onurdur.
Ve şimdi Madrid'in basketboldaki kabusuyum... Özür dilerim (gülüyor). Efes'le de kazandık, şimdi yine kazanıyoruz...
