Cumhurbaşkanı Erdoğan Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu’na katılmak ve bazı temaslarda bulunmak üzere gittiği New York’ta Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesince (TASC) düzenlenenen akşam yemeğine katılarak bir konuşma yaptı.
Erdoğan burada yaptığı konuşmada "Küresel sistem artık tüm etkinliğini tüm inandırıcılığını kaybetmeye başladı. Gazze'de 352 gündür devam eden katliam bunu bir kez daha göstermiştir. Bakınız Srebrenitsa'dan 30 yıl sonra tüm dünyanın gözleri önünde bu sefer Gazze'de son derece vahşi bir soykırım yaşanıyor. Bugüne kadar 1,9 milyon insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Ve bu insanlar hiçbir altyapının olmadığı çok kötü şartlarda ellerinde avuçlarında ne kaldıysa onunla yetinerek hayatta kalma mücadelesi veriyor. Küresel kurum ve kuruluşlar Gazze'deki zulmü durduracak İsrail'in katliamlarını engelleyecek hiçbir etkili adım atmadı. İsrail, Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarında uyguladığı soykırım bölgemizin barışını da tehdit etmektedir. Türkiye olarak bu işgal istila ve katliam politikasının bir an önce durması için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. İlk kıblemiz olan Mescidi Aksa'nın kutsiyetine ve tarihi statüsüne yönelik hiçbir saldırıya sessiz kalmadık ve kalmayacağız." ifadelerini kullandı.
Hainlerle mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz
Türkiye'nin terör belasıyla hem sahada hem de masada en büyük mücadeleyi veren ülkelerin başında geldiğini dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Amerika'daki Türk toplum olarak FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelemize vereceğiniz destek çok önemlidir. Terör örgütü mensupları yalnızca ülkemizin menfaatlerini değil yurt dışındaki vatandaşlarımızı, ticari teşebbüslerini ve sivil toplum kuruluşlarını da doğrudan ya da dolaylı şekilde hedef alıyor. Amerikalı karar alıcıları ve ticari çevreleri yalana boğarak menfaat sağlamaya çalışan örgüt üyeleri Türk toplumu içerisinde de bölünme ve ayrışmaları körüklemeye çalışıyor. Türkiye karşıtı her operasyona gönüllü figüranlık yapan örgüt mensuplarına karşı sizlerden teyakkuz hâlinde olmanızı bekliyorum. Dün bunların oyunlarına gelmedik, bundan sonra da çok dikkatli olacağız. Milletin iradesine darbe yapmaya kalkan, ellerinde vatandaşlarımızın kanı olan, demokrasimize, huzurumuza, birlik ve beraberliğimize kasteden, hâsılı tek gayesi Türkiye'ye ve Türk milletine zarar vermek olan bu hainlerle mücadelemizi hukuk zemininde sonuna kadar sürdüreceğiz."
İslam düşmanlığı da bir suç olarak tasnif edilmeli
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir hususa özellikle dikkati çekmek istediğini vurgulayarak, "Son yıllarda Batılı ülkelerde bilhassa Avrupa'da İslam ve yabancı düşmanlığı vatandaşlarımızın da huzurunu tehdit eden büyük bir salgına dönüştü. Hemen her gün mescitlerimize, camilerimize, Müslümanlara ait iş yerlerine yönelik bir kundaklama olayı gerçekleşiyor. Aşırı sağcı akımların hedefinde de göçmenler ve Müslümanlar var. Sosyal medya ve kimi siyasetçiler ise ırkçı nefretin yayılmasını adeta teşvik etmekte, yangına körükle gitmektedir. Türkiye olarak vatandaşlarımızın yaşadığı ülkelerdeki aşırı sağcı akımları ve nefret söylemlerini yakından takip ediyoruz. Irkçılığın olduğu gibi İslam düşmanlığının da bir suç olarak tasnif edilmesi ve yasal yaptırıma tabi tutulması gerektiğini savunuyoruz." ifadelerini kullandı.