Gündem

Eğitim Sen Başkanı uyardı:  “Liselerin kaldırılması, çocuk işçi sayısını artırır”

Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Samimi Haber’e önemli açıklamalar yaptı. Eğitim süresinin kısaltılacağı iddialarıyla ilgili; “Bu, çocukları eğitimden koparıp erken yaşta iş hayatına ve evliliğe yönlendiren bir anlayıştır… Eğitimde asıl sorun, istihdam odaklı bir modelin olmaması” dedi.

Abone Ol

MERT SAYAN – HABER MERKEZİ

Millî Eğitim Bakanlığı’nın, zorunlu eğitim süresiyle ilgili olası değişiklikleri kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

Özellikle 12. sınıfların zorunluluktan çıkarılması eğitim hakkı ve pedagojik yaklaşımlar açısından çeşitli tartışmalara yol açtı. 

Samimi Haber’e konuyla ilgili açıklamalar yapan Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, eğitim sisteminin belirli bir zaman dilimi planlanarak yürütülen bir modele dayanmadığını vurgulayarak, bu durumun sürekli değişen müfredat ve programlarla sonuçlandığını belirtti. Millî Eğitim Bakanlığı’nın sık sık içerik değişikliklerine gittiğini ifade eden Irmak; “Bu da onlardan birisi” diyerek mevcut tartışmalara dikkat çekti.

Bazı eğitim platformları ve derneklerin gerçekleştirdiği çalıştaylardan çıkan sonuçların etkili olduğunu söyleyen Irmak; “Bunlar daha çok dini tandanslı eğitim dernekleri. Türkiye’deki muhafazakâr kesim, büyük ölçüde bu tür derneklerde zorunlu eğitimi doğru bulmuyor. Daha esnek bir model üzerinde tartışıyorlar ve bunu bakanlığa bir öneri olarak sunuyorlar” dedi.

Esnek eğitim kapsamında evden eğitim ve çevrim içi eğitim gibi modellerin gündeme getirildiğini belirten Irmak; “Şimdi bu dernekler çalıştay yapıyor, raporlar yayınlıyor. Bakanlık da bunun üzerine 4+4+4 sisteminin son 4 yılını zamanla kaldırmayı, şimdilik ise 12. sınıfları zorunluluktan çıkarmayı planlıyor olabilir” şeklinde konuştu.

“EĞİTİMDE OECD ÜLKELERİNE BAKIYORUZ”

Türkiye’de eğitimle ilgili düzenlemelerde genellikle OECD ülkelerinin uygulamalarına bakıldığını hatırlatan Irmak, bu ülkelerin neredeyse tamamında zorunlu eğitimin 12 yıl ve üzeri olduğunu belirtti. Irmak, kamusal eğitimin gerekliliğine dikkat çekerek; “Biz eğitim standartlarını yükseltmek için okul öncesi eğitimin bile zorunlu hale getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu. 

Esnek eğitim modellerinin çocuğun eğitim hakkını riske atabileceğini vurgulayan Irmak; “Çevrim içi eğitim, belediyeler ya da valiliklerin kendi inisiyatifinde düzenlenen sistemler gibi öneriler, eğitim hakkını ortadan kaldıran uygulamalara zemin hazırlayabilir” ifadelerini kullandı.

“BU ANLAYIŞ ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİ BARINDIRIYOR”

Eğitim sistemine yönelik eleştirilerini sürdüren Irmak, devletin çocukların eğitim alma hakkını, istismardan korunmasını ve güvenli bir ortamda yaşamasını sağlamakla yükümlü olduğunu vurguladı ve ekledi:

“Bu, hem Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde hem de anayasamızda yer alan bir hak. Dolayısıyla devletin bu sorumluluğu es geçmesi mümkün değil”.

Milli Eğitim Bakanı’nın konuyla ilgili iki temel noktaya dikkat çektiğini belirten Irmak; "Bakan, çocukların çalışma hayatına geç atıldığını ve yuva kurmada geciktiklerini söylüyor. Peki, liseden sonra ya da lise bile olmadan, ortaokuldan mezun olan bireyler hemen evlendirilecek mi?” ifadeleriyle bu söyleme tepki gösterdi.

Bu anlayışın çocuk işçiliğini ve çocuk sömürüsünü meşrulaştırmaya yönelik bir zihniyet sorunu barındırdığını savunan Irmak; “Daha da farklı okumalar yapıyoruz. Çünkü bakan bir süre önce 'Kız okulları açacağız, velilerin böyle talepleri var' dedi. Bu, karma eğitimi tartışmaya açan bir yaklaşım” değerlendirmesinde bulundu.

“BİZİM ÖNERİMİZ 3+5+4 MODELİ”

Eğitim sistemindeki değişikliklere yönelik eleştirilerini sürdüren Irmak, bazı raporların, zorunlu eğitim süresinin kısaltılmasının özellikle kız çocuklarının eğitimden kopmasına neden olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Bu tür düzenlemelerin pedagojik bir temele dayanmadığını vurgulayan Irmak, şöyle devam etti:
“Bu, karma eğitimi ortadan kaldıran, kız ve erkek öğrencileri ayrı okullara yönlendiren ve zorunlu eğitimi fiilen devre dışı bırakmayı amaçlayan bir yaklaşımdır. Tamamen iktidarın ve onun arka bahçesi haline getirdiği tarikat ve cemaat bağlantılı eğitim derneklerinin ideolojik bir tercihidir”.

4+4+4 sistemine başından beri karşı olduklarını belirten Irmak; “2012’de bu model getirildiğinde büyük bir mücadele verdik, mitingler düzenledik ancak bu sistemden vazgeçilmedi. Bizim önerimiz başından beri aynı, 3+5+4 modeli. Liselerin ve okul öncesi eğitimin de zorunlu eğitim kapsamına alınmasını savunuyoruz” diye konuştu.

“İSTİHDAM ODAKLI EĞİTİM İŞSİZLİK” 

Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 18 yaşın altındaki herkesin çocuk kabul edildiğini hatırlatan Irmak; “Zaten lise mezunu olan gençler de bu yaşlarda oluyor. Dolayısıyla 4+4+4 sisteminin işsizliğe neden olduğu iddiası temelsiz. İşsizliği artıran, istihdam odaklı bir eğitim sisteminin olmamasıdır” ifadelerini kullandı.

Geçmişte uygulanan ve bugüne uyarlanabilecek istihdam odaklı eğitim modelleri olduğunu belirten Irmak; “Dünyada bunun örnekleri var. Türkiye’de de köy enstitüleri gibi yaparak, yaşayarak öğrenme temelli sistemler uygulanmıştı. Ayrıca, organize sanayi bölgelerinde gerçek anlamda meslek liseleri kurularak teknik eleman yetiştirmek mümkün” dedi.

Liseye gitmeden, hatta ortaokuldan mezun olup iş bulmanın gerçekçi olmadığını vurgulayan Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak şunları söyledi: 

“Böyle bir istihdam altyapımız yok. Bu söylem gerçeği gizleme çabasıdır. Zihinsel arka planda yatan ideolojik yaklaşım, eğitim sistemini zayıflatmayı hedefliyor. Liselerin zorunlu olmasının işsizliği artırdığı iddiası ise gülünç”.