Ağır kemik kırıklarına, depresyona ve izolasyona neden olan osteoporozu önlemenin yollarından biri de egzersiz yapmak. Haftada 3 kez, 30-45 dakika koşu, yürüyüş, tenis, dans, merdiven çıkma ve ağırlık egzersizi gibi aktiviteler yapmayı alışkanlık haline getirmek kemiklerinizi güçlendirir.

Osteoporoz kelime anlamı olarak 'gözenekli kemik' anlamına gelmektedir. Kemiklerin yoğunluğunun azalması ve kalitesinin düşmesi nedeniyle kemikler incelir ve gücünü kaybeder. Bu durum ağrıya, kemik kırıklarına ve sakatlıklara yol açabilir.


Dünya çapında, 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından 1'i ve her 5 erkekten 1'i osteoporoz nedeniyle kemik kırılması yaşar.

Kemiklerin vücuttaki görevleri


Kemiklerimiz vücuda şekil ve destek kazandıran, hareket etmemizi sağlayan ve organlarımızı koruyan canlı dokulardır. Kemikler ayrıca mineraller için bir depolama alanı görevi görür ve kan hücrelerinin gelişimi ve depolanması için kemik iliği sağlar.


Osteoporoz genellikle 'sessiz hastalık' olarak adlandırılır çünkü çoğu insan küçük bir düşme veya çarpma sonucu kemiği kırılana kadar osteoporoz olduğunu bilmez. Normalde sağlam kemik yapısında olan bir insanda hiçbir etkisi olmayan ufak düşmeler bile ağır kemik kırıklarına yol açar.


Osteoporozlu kişilerde en sık görülen kırıklar şunlardır:

 Bilek kırığı

 Kalça kırığı

 Omurga kırıkları


Bununla birlikte, kol veya pelvis gibi diğer kemiklerde de kırılmalar olabilir. Bazen öksürmek veya hapşırmak, kaburga kırılmasına veya omurga kemiklerinden birinin kısmen çökmesine neden olabilir.


Uluslararası Osteoporoz Derneği'ne göre, kemik kırıklarından sonra bile hastaların yaklaşık yüzde 80'i kırığa neden olan ve asıl hastalık olan osteoporozu teşhis ettirememekte ve tedavi görememektedir.